Afganistan’ın gözde bölgelerinden biri olarak bilinen Penşir Vadisi, Taliban’ın barış tekliflerini olumsuz karşılaması halinde yeni çatışmalara sahne olmaya hazırlanıyor.
Şarkul Avsat’ın sorularını yanıtlayan Taliban’la mücadelenin yeni ismi Ahmed Mesud, Eşref Gani’nin Afganistan’da açtığı çukurun ne kadar derin olduğunu anlayamadığını ve tüm dünyanın Kabil’i yılda milyarlarca dolar finanse ettiği sırada onun elinde altın bir fırsat olduğuna dikkat çeken açıklamasında “Afgan halkının çoğunluğu hala yoksulluk sınırının altında yaşarken birkaç siyasi seçkin milyonlarca dolar kazanıp bunu yurtdışındaki hesaplarına transfer ettiler. Bunun yanı sıra Gani, Peştun kartını Tacikler, Özbekler ve Hazaralara karşı kullanarak Afganlar arasında daha fazla etnik bölünmeye yol açan bir gündeme sahipti.” dedi.
“Afganistan, merkezi sistem konusunda 100 yıldan fazla bir süredir başarısız”
Açıklamasında Afganistan’ın hiçbir zaman güçlü bir merkezi sistem kuramadığına dikkat çeken Mesud, “Afganistan, bu konuda 100 yıldan fazla bir süredir başarısız oldu. Artık en iyi çözümün, ülkenin genel toprak bütünlüğüne zarar vermeden adem-i merkeziyetçilik ve bölgesel güçlendirme olduğu ortaya çıktı. Afganistan’ın tek bir ulusu temsil ettiği doğru ama tek şehirden yönetilmemeli. Tıpkı İsviçre gibi Afganistan’da da farklı milliyetler ve diller var. İsviçre’de tek bir devlet olduğu doğrudur ancak onların da İskoçya ve Britanya’dakine benzer bir şekilde özel meclisler kurmaya ihtiyaçları var. Ayrıca Fransızca, Almanca ve İtalyanca konuşan İsviçrelilerin ülkelerinde kendi özel sistemleri var. Afganistan’da ise, son derece merkezi olan yönetim ve zayıf güvenlik sistemi nedeniyle yolsuzluklar çoğaldı ve bundan dolayı Afgan hükümeti halkın desteğini kazanamadı. İnsanlar Taliban’ın kötü günlerini hatırladıkları halde yeni rejimin onları koruyabileceğine inanmadılar ve Eşref Gani’ye güvenmediler. Bu durum, çok çeşitli ve çok etnik gruptan oluşan Afgan toplumunun, merkezi olmayan bir siyasi ve silahlı kuvvetlere ihtiyacı olduğunu gözler önüne serdi.” ifadelerine yer verdi.
“Taliban’la görüşmeye hazırız”
Taliban ile görüşmeye hazır ve temas haline olduklarını söyleyen Mesud, “Biz de Müslümanız; ancak zorla dayatılarak hiçbir şey yapmayacağız. Babam da Taliban’la görüşmüştü. 1996’da Kabil’in dışında Taliban’ın lideriyle görüşmek için silahsız ve korumasız olarak oraya gidip onlara şöyle dedi: ‘Ne istiyorsunuz? İslam dinini uygulamak mı? Biz de Müslümanız ve biz de barış istiyoruz, bu yüzden birlikte çalışalım.’ Ancak Taliban silahla bir şeyleri dayatmak istiyor ki bunu kabul etmeyeceğiz. Barış istiyorlarsa ve bizimle konuşup bizimle çalışıyorlarsa biz ve tüm Afganlar için barış olacak.” diye konuştu.
“Penşir Afganistan’da direnen tek il”
Penşir’in Afganistan’da direnen tek il olduğunu vurgulayan ve “Tüm ülke düştü ama biz dimdik ayaktayız. Tıpkı seksenlerde Sovyetleri ve doksanlarda Taliban’ı yendiğimiz gibi. Unutmamalısınız ki babamın döneminde Taliban kuzeyi ele geçiremedi, sonra El Kaide örgütü onu öldürdü ve sonrası malum. Ama ülkeye barış, güvenlik ve istikrar getirmek için babamın kan hakkını affetmeye istekli ve hazırım.” ifadelerini kullanan Ahmed Mesud, Afganların herhangi bir teröre teslim olmayacağının altını çizerek, “Taliban ile siyasi müzakereler yoluyla kapsayıcı bir hükümet kurmaya hazırız; ancak kabul edilemez olan, aşırılık ile karakterize edilmiş bir Afgan hükümetinin kurulmasıdır. Bu sadece Afganistan için değil, bölge ve tüm dünya için ciddi bir tehdit.” açıklamasında bulundu.
“Penşir, aşırılıkçı gruplara karşı savunma hattı olmaya devam edecektir”
“Biz sadece Taliban tarafından dayatılan herhangi bir kurala karşı değil, aynı zamanda genel olarak uluslararası terörizme karşı da direniş güçleriyiz. Babam, daha El Kaide kurulmadan önce uyarmıştı. Hatta 1980’lerde birçok ülkeden aşırılık yanlısı teröristler buraya geldiğinde uyarmıştı. Bunlar buraya Afganistan için gelmediler, başka şeyler için geldiler. Sonrasında 11 Eylül olayları ve Ortadoğu’daki felaketler gibi birçok olay oldu. Biz artık buraya uluslararası savaşçıların gelmesini istemiyoruz. Çünkü Ortadoğu ile ilişkilerimiz çok önemli ve Suriye ve Libya gibi Ortadoğu ülkelerinden ve Orta Asya’dan pek çok aşırılıkçı gelebilir. Penşir, herhangi bir aşırılığa karşı ilk savunma hattı olmaya devam edecektir.” diye konuşan Ahmed Mesud sözlerini şu şekilde sürdürdü:
“Bütün Afganlar olarak 40 yıllık savaşın sona ermesini istiyoruz; ancak Taliban’ın barışçıl olması için, bölgesel özerkliği, iktidar transferini ve adem-i merkeziyetçiliği içeren bazı temel şeylere sahip olmalıyız. Taliban, Afganistan’da herhangi bir aşırılığa ve uluslararası terörist grupların varlığına hayır diyebilmeli. Ayrıca iktidar paylaşımı da olmalı. Bölgelerimizin kimse tarafından zor kullanılarak yönetilmesini istemiyoruz. Bugün bazı Taliban savaşçıları, 1990’larda savaşan ebeveynlerinden daha aşırılıkçı hale geldiler. Bu, onların DEAŞ ve El Kaide gibi modern aşırılık yanlısı gruplarla olan bağlantılarından kaynaklanmaktadır. Taliban’ın reforme edilmediği doğru ancak hâlâ onlarla oturup konuşabiliyoruz. Konuşuyoruz da zaten. Bir çıkış yolu bulmayı ve tüm savaşları sona erdirmeyi umuyoruz. Uluslararası terörizme karşı olduklarını söylüyorlar ancak bunu eylemde de görmeliyiz. Bunu gerçekten istediklerini umuyoruz. Savaşmak istemiyoruz ama Penşir’e girerlerse savaşmaya hazırız. Silahsız ve barış içinde gelebilirler. Ama silahla girmek isterlerse son adama kadar savunmaya hazırız. Ancak karşımızdaki Taliban bile olsa barışa bir şans tanımalıyız.”
Editör : SavunmaTR Haber Merkezi