Avrupa Birliği (AB) Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesinden sonra AB’nin kendi çıkarlarını dikkate alarak kabul ettiği kararlar Dışişleri Bakanlığı’ndan tepki ile karşılandı.
Dışişleri Bakanlığı, resmî sitesinde Avrupa’nın yanlı tutumuna karşı bir yazılı açıklamada bulundu.
Türkiye’nin gerginliğin düşürülmesi, diyalog ve iş birliğinin başlatılması bakımından üzerine düşeni fazlasıyla yerine getirdiği belirtilen açıklamada, “AB’nin, gerginliğin düştüğünü teslim edip, Gümrük Birliği’nin güncellenmesi dahil olumlu gündemi hayata geçirmeye yönelik somut kararlar almayı ertelemesi, bir oyalama taktiği, irade eksikliği ve bir iki üye ülkenin AB üyeliklerini kötüye kullanması olarak görülmektedir. Metinde adaylık statümüze atıfta bulunulmasından kaçınılması da bu görüşümüzü teyit eder niteliktedir.” ifadelerine yer verildi.
“Önerilen yeni mali yardım paketi, AB’nin kendi huzur ve güvenliğinin teminatı içindir”
AB’nin hukukun üstünlüğü ve temel haklar alanlarında diyalog önermesi yerine, katılım müzakerelerinin önünü açarak, 23. ve 24. fasıllarda ülkemizde daha hızlı gelişme kaydedilmesinin zeminini oluşturabileceğine işaret edilen açıklamada, “Önerilen yeni mali yardım paketi, Türkiye’ye değil, Suriyeli sığınmacılara yönelik olup, esasen AB’nin kendi huzur ve güvenliğinin teminatı için atılacak bir adımdır. Göç iş birliğinin sadece mali boyuta indirgenmesi, büyük bir yanılgıdır. Bu alanda yakın işbirliği hedeflenmesi herkes için yararlı olacaktır.” denildi.
“AB, Kıbrıs Türklerini yok saymış ve eşit haklarını görmezden gelmiştir”
Açıklamanın devamında AB’nin Kıbrıs meselesi konusundaki yanlı tutumu şu şekilde dile getirildi:
“Zirve kararlarının Kıbrıs’a ilişkin bölümleri ise her zamanki gibi Rum/Yunan ikilisinin görüşlerinin tekrarıdır. Bu tutumuyla AB bir kez daha Kıbrıs Türklerini yok saymış ve eşit haklarını görmezden gelmiştir. AB’nin bu tutumu devam ettiği sürece, Kıbrıs meselesine yapıcı bir katkıda bulunması mümkün değildir. Bu vesileyle AB’yi bir kez daha Ada’daki gerçekleri artık görmeye, Kıbrıs Türklerini ve müktesep eşit haklarını tanımaya ve 2004’te verdiği sözleri yerine getirmeye davet ediyoruz. Yakalanan olumlu ivmenin sürdürülebilmesi ve Türkiye-AB ilişkilerinin katılım perspektifiyle ‘olumlu gündem’ üzerinden ilerletilmesi için gereken, 18 Mart Mutabakatı’nın tüm yönleriyle ve bütüncül bir anlayışla gözden geçirilerek günün ihtiyaçlarına ve ortak çıkarlara cevap verecek şekilde işler hale getirilmesidir.”
Editör : SavunmaTR Haber Merkezi