Irak-İran Savaşı 32 yıl önce bugün sona erdi

Savaşın Arka Planı
İran-Irak ilişkileri çoğu zaman hiç iyi olmadı. 1969 Nisan ayında, 1937 yılında Irak-İran arasında imzalanan anlaşma ile Irak’a bırakılan Şattu’l Arap’ı geri almak isteyen İran Şahı, ABD’nin de desteğini alarak önemli bir su yolu olan ve stratejik öneme sahip bu bölgeyi geri almak istedi. Şah, güç gösterisi yapmak amacıyla savaş gemilerini bölgeye yolladı. Yaşananların ardından, İran ve Irak arasındaki diplomatik ilişkiler 1970 yılında kesildi. Yapılan girişimlerin ardından 1973 yılında tekrar kuruldu ve 1975 yılında iki ülke arasında Cezayir’de bir anlaşma daha imzalandı. Bu anlaşmaya göre iki ülke arasındaki sınır, su yolunun en derin noktasından geçecekti. Bununla beraber İran, Irak içerisindeki Kürtleri merkezi hükümete karşı kışkırtmayacağının ve desteklemeyeceğini taahhüt etmişti. Ancak 1971 yılında yaşanan bir takım silahlı çatışmalar sırasında İran’ın ele geçirdiği Körfez adalarını işgal etmesi ve terk etmemesi, iki ülke arasındaki ilişkilerin olumlu yönde gelişmesine engel oldu.

Mevcut adalar sorunu nedeniyle zaten gergin olan Irak-İran ilişkileri Şia mezhebinin savunucusu Ruhullah Humeyni’nin bir devrimle İran’da iktidara gelmesiyle git gide gerildi. Irak’taki Saddam Hüseyin El-Mecidi hükümeti, İran’ın ve Humeyni’nin Irak’taki Şii çoğunluğu, Sünni hükümete karşı kışkırtacağından ve bir takım iç karışıklıklara sebep olacağından şüphe ediyordu.

Savaş Başlıyor

Takvimler 1980 yılının ikinci yarısını gösterirken, İran’da orduda bulunan yüksek rütbeli subayların İslam devriminin ardından tasfiye edilmesi ve ordunun güçsüzlenmesi ve rehineler olayı sebebiyle ABD’nin düşmanlığını çekmesinden ötürü, Bağdat yönetimince İran’ın güçsüz durumda olduğu izlenimi uyanmıştı. İran’ın iki ülke arasında anlaşmazlık konusu olan bölgeden askerlerini çekmeyi reddetmesi üzerine 22 Eylül 1980’de Irak ordusu sınırı geçti. Irak, 16 Eylül’de, Şattu’l Arap Anlaşması’nı feshettiğini açıklamıştı.

Savaşın ilk zamanları Irak’ın baskın üstünlüğü ile geçti. Ancak, zamanla İran tarafında direnişin ve savunmanın artmasıyla, savaş artık adeta birbirini yıpratma sürecine dönüştü.

İran, ilk tepkisini sadece ilerleyen Irak birliklerini değil, aynı zamanda Irak’ın Basra limanını da bombalamak verdi. Yine o günlerde, Tahran ve Bağdat karşılıklı bombalandı. Eylül ayının sonlarına doğru Irak ordusu Abadan ve Hürremşehr şehirlerini abluka altına almıştı, ama kış gelmeden bitirmek istediği savaşta istediği sonuca ulaşamıyordu. 1980 kışı boyunca yapılan barış girişimleri başarısız oldu ve 1981 Nisan ayından itibaren savaş yeniden alevlendi.
Tarih boyunca, yıpratma savaşları ekonomik gücünü ve insan gücünü en uzun süre verimli şekilde kullanabilenlerin daha avantajlı olduğuna ve başarılı olduğuna şahit olmuştur. İran bu savaşta kendisine ve stratejilerine çok güveniyor, bu yüzden rahat hareket ediyordu. Irak ise stratejilerini hızlı ve çabuk bir zafer üzerine endekslemiş, planlarını bu stratejiye göre dizayn etmişti. İran’ın gücünün farkında olan Irak, İran’ın ekonomik gücünü zayıflatmak amacıyla saldırıya başlayan taraf oldu.


İki ülkenin de ekonomik anlamda en büyük dayanağı ihraç ettikleri petroldü. Irak, petrolünü petrol boru hatları üzerinden ihraç ederken, İran da Basra Körfezi üzerinden petrolünü yurt dışına satıyordu. Irak İran’ın ticari ve ekonomik anlamda zayıflaması için İran’ın petrol yüklü gemilerine saldırmaya başladı. İran ise bu saldırılara, Irak’ın petrol üretim tesislerine saldırarak mukavemet etti.
Körfez petrol ticaretinin zarar görmesi Amerika Birleşik Devletleri ve Batı dünyası tarafından oldukça endişe uyandırmıştı. Çünkü Körfez petrolüne ihtiyaçları vardı. Amerika bölgeye bir filo göndererek Körfez petrol ticaretini korumaya aldı.
İran’da Şah rejiminin sona ermesinin ardından ABD ve Avrupa bölgede Humeyni yönetimindeki bir İran’ın petrol rezervlerinin büyük çoğunluğunu elinde bulundurmasından duyduğu endişeden dolayı savaşla alakalı tavırlarını ve taraflarını belli etmişlerdi. Irak, bu noktada Batılı devletler tarafından oldukça desteklenmişti. Bunun yanı sıra, diğer Arap ülkeleri de petrol piyasasında İran’ın belirleyici rolünden duydukları rahatsızlıktan dolayı Irak taraflı bir politika izlemişlerdi.
Savaş tam sekiz yıl sürdü. 1988 Ağustos ayında yapılan anlaşma ile sona erdi. Ancak daha sonra BM gözetiminde gerçekleştirilen barış görüşmelerinden bir sonuç çıkmadı. İran, görüşmeler için ön koşul olarak topraklarındaki tüm Irak askerlerinin çekilmesini isterken, Irak Şattu’l Arap suyolu üzerinde ortak denetim kurulmasında ısrar etti. İki ülke arasındaki barış, ancak Irak’ın 1990 Ağustos ayında Kuveyt’i işgalinden sonra Amerika Birleşik Devletleri ile savaşa tutuşma korkusuyla İran’dan aldığı toprakları geri vermesiyle gerçekleşti. Geride hayatını kaybeden milyonlarca insan ve yıkım kaldı.

Editör : SavunmaTR Haber Merkezi

Buy JNews Buy JNews Buy JNews
REKLAM

Benzer Haberler

Hoşgeldiniz

Aşağıdaki hesabınıza giriş yapın

Şifrenizi Sıfırlayın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi giriniz.