Yunanistan’ın Rodos, İstanköy ve Onikiada’daki Türklere karşı uyguladığı asimilasyon faaliyetlerinin bir parçası olan tarihî eserleri ortadan kaldırmaya yönelik çalışmaları bölgede Türk sancağını taşıyan soydaşların tepkisine sebep oldu.
Birlikgazetesi.org’un haberine göre; Rodos, İstanköy ve Onikiada Türkleri Kültür ve Dayanışma Derneği (ROİSDER) Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kaymakçı, Yunanistan’ın iki ülke arasındaki ilişkide gerilimi tırmandıracak Türk kültürel varlıklarını hiçe sayan bu yersiz uygulamalarına karşı bir basın açıklamasında bulundu.
Mustafa Kaymakçı, yaptığı yazılı basın açıklaması ile İstanköy adasında Türk-Müslüman vakıflarına ait kültürel eserlerin bir kez daha haraç-mezat satılmaya devam edildiğine dikkat çekti. Kaymakçı, Yunanistan Kültür ve Spor Bakanlığı ile İstanköy Vakıf Malları Yönetim Kurulu’na 11 Haziran 2021 tarihinde gönderdiği mektuplarla adada yaşanan durumu kınadı ve insanlığın ortak malı olan bu eserlerin korunmasını talep etti.
“Yunanistan; Türk Müslüman vakıflarının taşınmaz mallarını haraç-mezat satmaktadır”
Yunanistan devletinin Türklere ait taşınmaz nitelikteki tarihî eserlere yönelik düşmanca tutuma dikkat çeken ROİSDER Başkanı Mustafa Kaymakçı yazılı basın açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Yunan makamları Rodos ve İstanköy’de Türk-Müslüman Vakıflarına ait malların eritilmesine ilişkin politikayı sürdürmektedir. Yunanistan Kültür ve Spor Bakanı Lina Mendoni’nin İstanköy’e gerçekleştirmiş olduğu bir ziyarette, hasarlı camilerin bakım ve onarımının devletten beklenilmemesi gerektiğini ifade etmektedir. Devletten destek alamayan Türk Müslüman vakıfları, taşınmaz mallarını haraç-mezat satmaktadır. Böylece kimlik-mekan arasındaki bağların ortadan yok edilmesiyle kültürel soykırım hızlanmıştır.”
Restorasyon bahanesi ile eserler yok ediliyor
Kaymakçı, açıklamanın devamında, 1724 yılında yapılan Defterdar İbrahim Efendi Camii’nin depremde zarar gördüğü gerekçesiyle şadırvanına vakfa ait bir araziye nakledildiği sırada iş makinalarıyla zarar verildiğine şu şekilde dikkat çekti:
“Son olarak 6 Mayıs 2021 tarihinde yerel basından 2017 depreminde hasar gördüğü gerekçesiyle İstanköy şehir merkezindeki Defterdar İbrahim Efendi Camii’nin şadırvanının bulunduğu yerden Vakfa ait bir araziye nakledildiğini ve bilahare iş makineleriyle yıkıldığını maalesef öğrenmiş bulunuyoruz. Sözkonusu şadırvanın daha önce özel bir operasyonla, Eleftherias Meydanı’ndan alınarak İstanköy’ün ana yolları üzerinden bir park yerine taşınmıştı. Defterdar İbrahim Efendi Camii’nin şadırvanının taşınarak yıkılmasının doğru bir işlem olmadığı açıktır. Taşınması çok zorunlu ise yine yıkılmadan özel bir operasyonla da yapılabilirdi. Burada kasıtlı ve kötü niyetli bir işlem ve tutum vardır. Defterdar Camii’nin restorasyon projesi tamamlandığında şadırvanın eski yerine yerleştirileceği bildirilmekle birlikte, 2017’den beri bir türlü başlanamayan restorasyonun ne zaman tamamlanacağı belirsizdir.”
Kaymakçı, Yunanistan’ın bölgede yaşayan Türk ve Müslümanların din ve ibadet özgürlüğü hakkını ayaklar altına alan bu insanlık dışı tutumunu kınadıklarını, “Vakıf mallarının korunmasının İstanköy ve Rodos’un Müslüman Türk ahalisinin din ve ibadet özgürlüğü ile bağlantılı bir mesele olduğu aşikardır. Bahse konu din ve ibadet özgürlüğünün cemaat olarak kullanılabilmesi için söz konusu malların korunması elzemdir. Bu itibarla, Yunan yönetimleri tarafından atanmakta olan Yönetim Kurullarının sürdürdüğü tasfiye işlemleri, aynı zamanda din ve ibadet özgürlüğünü kısıtlayan ve yok eden bir yaklaşımdır. ROİSDER olarak Yunanistan Kültür ve Spor Bakanlığı ile İstanköy Vakıf Malları Yönetim Kurumu’na 11 Haziran 2021 tarihinde göndermiş olduğumuz mektuplarla bu durumu şiddetle kınadığımızı ve artık insanlığın ortak malı olan bu eserlerin korunmasını talep ettiğimizi bildirmiş bulunmaktayız.” şeklinde ifade etti.
ROSİDER Başkanı yazılı basın açıklamasının devamında Yunanistan’dan
- “Rodos ve İstanköy Türklerinin Türk kimliklerini kabul etmesi ve kültürel kimlikleriyle örgütlenmelerini engelleyen yasa ve baskıların kaldırmasını,
- Türk çocuklarına çift dillilik temelinde en azından ilköğretim düzeyinde anadil eğitimi hakkı vermesini,
- Türk Müslümanlarının ibadetlerini özgür olarak ifade etmelerini sağlamasını,
- Osmanlı Türklerinden kalan kültürel eserlerin korunmasına, bakım ve onarımına Yunan hükümetlerinin özen göstermesini,
- Türk Müslüman Vakıf Malları Yönetim Kurumu üyelerinin, Rodos ve İstanköy Türkleri arasında yapılacak özgür bir seçimle gelmelerinin gerçekleştirilmesini” talep ettiğini ifade etti.
Editör : SavunmaTR Haber Merkezi