Batı Balkanlar’da etnik ayrışmaları çözmek için 5 ülkenin sınırlarını yeniden çizilmesini öngören ve Slovenya Başbakanı Janez Jansa’nın AB Konseyi Başkanı Charles Michel’e gönderdiği iddia edilen ve resmiyet içermeyen diplomatik belge özellikle Bosna-Hersek’in tepkisine sebep oldu.
Belgenin Slovenya medyasında yayınlanması üzerine söz konusu belgeyi gönderdiğini reddeden Jansa, haberin amacının Slovenya’nın Batı Balkanlar’ın Avrupa Birliği’ne entregrasyon çabalarına darbe vurulması olduğunu söyledi.
Euronews’in haberindeki bilgilere göre, birçok AB diplomatının gördüğü belgede; Bosna-Hersek’in parçalanması, Bosna-Hersek’teki iki entiteden biri olan Sırp Cumhuriyeti’nin (RS) Sırbistan’a bağlanması, Hırvat kantonlarının Hırvatistan’a bağlanması ve Kosova’nın Arnavutluk ile birleşmesi maddeleri bulunuyor.
Balkan ülkelerinin AB’ye entegrasyonunun etnik sorunlar çözülmeden çok zor olacağı vurgulanan belge Sırbistan, Hırvatistan ve Arnavutluk’un lehine düzenlendi. Çözümün Genişletilmiş Sırbistan, Genişletilmiş Hırvatistan ve Genişletilmiş Arnavutluk’la mümkün olacağı ifade edildi.
Gayriresmî olarak kabul edilen belgenin eski Yugoslavya’nın karşılaştığı sorunlara bir “çözüm” olduğu belirtiliyor.
Belgede; Bosna-Hersek’in AB üyeliğinin reddedilmesi, Türkiye’nin bölgedeki boşluktan faydalandığı ve Bosna-Hersek ve Kuzey Makedonya’da son derece etkili olduğu dikkat çeken detaylar arasında bulunuyor.
AB’nin işleyiş mekanizmasında herhangi bir bağlayıcılığı olmayan bu çeşit belgeler diplomatik kanallarda yoğunlukla kullanılıyor ve AB politikasının şekillenmesinde de etkili olabiliyor.
Bosna-Hersek’li yetkililerden büyük tepki
Medyada yayınlanan belgeye en büyük tepki ise Bosna Hersek’teki Sırp, Boşnak ve Hırvat asıllı devlet yetkililerden geldi.
Bosna Hersek Devlet Başkanlığı Konseyi Hırvat Üyesi Zeljko Komsic, bu durumu bir “trajedi” olarak değerlendirdi. Komsic konuyla ilgili tepkisini, “Belgede gördüğüm kadarıyla Bosna Hersek diye bir ülke kalmıyor. Savaş öncesi ve hatta savaşta bize sunulan maddeler bunlar. Tüm bunların arkasında İslam karşıtlığı var.” şeklinde dile getirdi.
Konseyin Boşnak Üyesi Sefik Dzaferovic benzer açıklamalarda bulundu. Dzaferovic, “Avrupa’da İkinci Dünya Savaşı’nın ardından en büyük soykırım, Bosna Hersek’te yapıldı. Şimdi de Bosna Hersek’te soykırım yapılan bölgelerin, bunu yapanlara geri teslim edilmesi isteniyor. Bunun oluru yoktur.” dedi.
Bosna Hersek Dışişleri Bakanı Bisera Turkovic ise ülkesinin toprak bütünlüğünün tartışmaya kapalı olduğunu söyleyerek, “Pandora’nın kutusunun açılması ve Batı Balkanlar’ın istikrarsızlığı isteniyor belli ki.” değerlendirmesinde bulundu.
Konseyin Sırp Üyesi Milorad Dodik, söz konusu belgeden haberdar olmadığını belirterek “Barışçıl parçalanma söylemlerinin çıkarttığı gürültü karşısında hayran kaldım. Barışçıl mı yoksa şiddetli mi olur bu bize bağlı değil. Amerikalılar ne derse o olur. Savaş yok derlerse yoktur. Savaşa ve Sırp halkını kötü duruma düşürmeye karşıyım.” dedi.
Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic olanları korku ve dikkatle takip ettiğine işaret ederek Bosna Hersek’in toprak bütünlüğüne saygı duyduklarını vurguladı.
Avrupa Birliği’nin Bosna delegasyonu ise AB’nin Bosna Hersek’in toprak bütünlüğü, birlik ve egemenliğini kayıtsız bir şekilde desteklediğini ve bu duruşunun değişmediğini açıkladı.
Slovenya Cumhurbaşkanı Balkanlar’da sınır değişikliğini desteklemiyor
Ljubljana’da düzenlenen basın toplantısında bir değerlendirmede bulunan Slovenya Cumhurbaşkanı Borut Pahor, Balkanlar’da herhangi bir sınır değişikliğine karşı olduğunu ve Avrupa Birliği’nin (AB) Batı Balkanlar’da genişlemesini kararlı bir şekilde desteklediğini dile getirdi.
Batı Balkanlar’ın AB’ye dahil olmasının önemine dair değerlendirmede bulunan Pahor, AB’nin en kısa sürede tüm Batı Balkan ülkelerini birliğe dahil etmesi ve stratejisini buna göre belirlemesi gerektiği kanaatinde olduğundan bahsetti.
Pahor ayrıca, AB’nin Batı Balkanlar’da daha hızlı genişlemesinin, barışçıl yollarla gerçekleştirilemeyecek tehlikeli sınır değişikliği fikrinin de etkisini azaltacağını vurgulayarak Balkanlar’da herhangi bir sınır değişikliğine karşı olduğunu, Batı Balkan ülkelerinin AB’ye dahil olması durumunda ülkelerin toprak bütünlüğü ilkesinin güçleneceğini, aralarındaki meselelerin çözüleceğini, bölgede ve Avrupa’da istikrar sağlanacağını söyledi.
On yılı aşkın süredir bu düşünceleri savunduğuna dikkati çeken Pahor, “Yakın zamanda Bosna Hersek’e resmî ziyaret gerçekleştirdim. Bosna Hersek’in dostuyum, toprak bütünlüğünü ve Avro-Atlantik entegrasyonunu destekliyorum. Cumhurbaşkanlığım süresince Bosna Hersek’e yedi ziyaret gerçekleştirdim. Böyle bir belgeden haberim yoktu.” şeklinde konuştu.
Barışın önemini açık şekilde vurgulayan nadir devlet başkanlarından biri olduğunu söyleyen Pahor, mevcut sınırların barışçıl yollarla değişmesinin mümkün olamayacağını ve bu tür değişimlere karşı olduğunu yineledi.
Editör : SavunmaTR Haber Merkezi