Yapay zeka kullanımı ve askeri nükleer güç… O kadar güveniyor muyuz?
ABD ve Çin, yapay zekanın nükleer silahlarda kullanımını sınırlandıracak bir anlaşmaya imza atmaya hazırlanıyor. Anlaşma nükleer silahlarda ve insansız hava araçlarında yapay zeka kullanımını sınırlandıracak. Business Insider’ın haberine göre, ABD Başkanı Biden Çarşamba günü San Francisco’daki Asya-Pasifik Ekonomik İşbirliği zirvesinde Çin Devlet Başkanı Xi Jinping ile bir araya gelecek ve iki liderin yapay zekanın askeri uygulamalarda kullanımını sınırlandıracak bir anlaşma imzalaması bekleniyor.
Habere göre Biden ve Xi Jinping, nükleer silahları kontrol eden ve dağıtan sistemlerde yapay zeka kullanımının yanı sıra teknolojinin dronlar gibi otonom silah sistemlerinde kullanımını sınırlandırmayı kabul edecek.
Anlaşma, Çin’in ABD’deki casusluk faaliyetleri ve Güney Çin Denizi’nde devam eden askeri yığınağı gibi konularda gerilimin tırmanmaya devam ettiği, iki ülkenin sık sık karşı karşıya geldiği bir dönemde gerçekleşti. Ancak bu anlaşma, pek çok kişinin, etik kaygıların artmasına neden olan yeni bir gerçeklik olan savaşta sınırsız yapay zeka kullanımına izin vermenin artan etkileri konusunda uyarıda bulunduğu bir zamanda geldi.
Gelişmiş Hazırlık ve Tehdit Müdahale Simülasyonu Merkezi’nin kurucusu Phil Siegel, Fox News Digital’e verdiği demeçte böyle bir anlaşmanın “gerekli” olduğunu söylerken, Rusya gibi diğer büyük güçlerin de anlaşmaya dahil olması gerektiğini savundu.
Siegel, “Savaş alanında yapay zeka güdümlü otonom silahların sadece keşif amaçlı olması ve savaşmaması konusunda bir anlaşma yapacaklarını tahmin ediyorum; aksi takdirde dünya çok tehlikeli bir yer haline gelecektir” dedi. Açıklamalarının devamında “Bence daha fazlası gelecek ve sürekli bir savaşa dönüşmemizi engellemek için bu gerekli.” ifadelerini kullandı.
Ancak Pioneer Development Group’un Baş Analitik Sorumlusu Christopher Alexander, ABD’nin şu anda Çin’e karşı elinde bulundurduğu stratejik bir avantajdan vazgeçmiş olacağına işaret ederek böyle bir anlaşmanın gerekliliğini şu sözlerle sorguladı:
“Bu inanılmaz derecede kötü bir karar, öncelikle, Çin, yapay zeka yetenekleri konusunda ABD’nin gerisinde; dolayısıyla Biden yönetimi stratejik bir avantajdan vazgeçmiş oldu. Buna ek olarak, yapay zeka stresi azaltarak karar verme mekanizmasını geliştirir ki bu da nükleer silahların serbest bırakılmasına yönelik kötü bir kararın önlenmesinde çok önemlidir.”
Hem Çin hem de ABD, teknoloji hızla ilerlemeye devam ettikçe ve savaşta faydalı olacak uygulamaların önünü açtıkça, yapay zeka kullanımını orduya entegre etmek için yarıştı. Ancak her iki ülke de yapay zekanın sınırsız kullanımına izin vermenin tehlikesinin farkına varmış görünüyor; iki taraf da bu yılın başlarında yapay zekanın orduda sorumlu bir şekilde kullanılmasını onaylayan bir anlaşmaya taraf oldu.
Öte yandan The Federalist’in editörlerinden Samuel Mangold-Lenett, Çin’in böyle bir anlaşmaya bağlı kalmayacağını şu şekilde savundu:
“Çin’in nükleer silahlarda yapay zeka kullanımını sınırlayan herhangi bir anlaşmaya uyacağına inanmak aptallık olur. Çin liderliği, dünya düzenini istikrarsızlaştırma ve ABD’yi hegemon olarak yerinden etme arayışını yavaşlatabilecek anlaşmaları dikkate almıyor. ABD, ulusal güvenliğimizi sağlayan ve çıkarlarımızı ilerleten yapay zeka sistemleri geliştirmeye devam etmelidir. Düşmanlarımız da kesinlikle aynısını yapacaktır.”
Editör : SavunmaTR Editör Birimi
