Uzmanlar, yeni ABD Başkanı Joe Biden’ın önünde ülke içindeki kutuplaşma, Kovid-19 salgınının ekonomi üzerindeki etkileri ve eski ABD Başkanı Donald Trump döneminde bozulan uluslararası ilişkilerin düzeltilmesi gibi önemli sorunlar bulunduğunu belirterek yeni yönetimin ülkede birliği sağlamak için güvenlik ağırlıklı tedbirler alacağını ve dış politikada ise diyaloga dayalı bir ilişki sürdüreceğini söyledi.
20 Ocak’ta yemin eden Joe Biden, ABD’nin 46. Başkanı olarak göreve başladı. Kamala Harris ise ülkenin ilk kadın ve siyahi Başkan Yardımcısı olarak tarihe geçti. Yemin sonrası yaptığı konuşmasında, “Bütün Amerikalıların başkanı olacağım” sözleriyle birlik mesajı veren Biden, müttefiklerle ilişkilerin önemine işaret etti.
Biden başkanlık mesaisinin ilk gününde, Donald Trump’ın politikalarını geri çevirmeye yönelik, aralarında Paris İklim Anlaşması, Dünya Sağlık Örgütüne (DSÖ) yeniden katılmak, federal binalarda maske takılması zorunluluğu, Meksika sınırına örülen duvara sağlanan fonların kesilmesi ve bazı Müslüman ülkelere uygulanan seyahat kısıtlamalarının kaldırılmasının da bulunduğu 17 kararnameyi imzaladı.
Uzmanlar, Biden’ın yemin töreninde yaptığı konuşmada Trump’ın “dağıttıklarını toparlamaya” ve ülkeyi yeniden birleştirmeye yönelik “birlik” çağrısını ve dış politika mesajlarını değerlendirdi.
İstanbul Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İlter Turan, Biden’ın, ülkede iyice belirginleşen kutuplaşmayı sonlandırma üzerine politikalar geliştireceğini söyledi.
Biden’ın, eski başkan Trump dönemiyle serbestleşen birtakım tehlikeli akımlarla ve beyaz ırkçılıkla mücadele ile Meksika sınırındaki duvarı kaldırma sözü verdiğini hatırlatan Turan, “Yeni Başkan, hem içeriye hem de dışarıya yönelik mesajlarında demokrasi vurgusu yaptı. Demokratik uygulamaları aksatan ülkeleri eleştiren bir yaklaşım sergiledi.” dedi.
Turan, Biden’ın içerideki önceliğinin Kovid-19 salgınının yol açtığı olumsuzlukları telafi etmek olduğuna dikkat çekerek “Biden’ın içeriye yönelik ‘birlik’ mesajı vermesinde ülkedeki kutuplaşmanın boyutlarının etkili olduğu muhakkak. Salgının bitmesi, iktisadi ortamın iyileşmesi toplumsal gerilimi gidermeye yardımcı olacaktır. Ama silahlı mücadeleye özenen sokak gücünü denetlemek için muhtelif güvenlik tedbirleri almasını da bekleyebiliriz.” diye konuştu.
Dış politika mesajlarında ise zedelenen uluslararası ilişkileri yeniden canlandırarak Trump’ın yaptığı tahribatı onarma söylemlerinin ön plana çıktığını belirten Turan, “Özellikle Rusya ve Çin ile ilgili mesajlardan bu ülkelere yönelik ABD politikasında ciddi bir değişiklik olmayacağını anlıyoruz” değerlendirmesinde bulundu.
Turan, Çin ile ABD arasındaki ilişkinin rekabetçi olduğunu ancak Biden’ın bunu daha alışılagelmiş çerçevede bir rekabete dönüştüreceğini aktardı.
Trump döneminde ABD’nin uluslararası iktisadi sistemdeki liderliğini terk etmeye başladığını vurgulayan Turan, “Biden’ın özellikle dış siyasette kullandığı üslup çok farklı olacaktır. Çin ve Rusya ile yapılacak mücadeleyi müttefikleriyle ortak şekilde yürütecektir. Nükleer silahların denetlenmesi ile ilgili anlaşmaları yeniden işler hale getirmeye çalışacaktır. Bu ilişkiler rekabetçidir. Biden, ABD değerlerinin korunması için sistemli ama kavgacı olmayan bir mücadele yürütecektir.” dedi.
“ABD şu anda yaralı bir devlettir”
Kadir Has Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Uluslararası İlişkiler Konseyi Başkanı Prof. Dr. Mustafa Aydın da Biden’ın yemin konuşmasında ülkedeki parçalanmışlığı ve kutuplaşmayı sona erdirmeye vurgu yaptığını, mesajını daha çok birlik üzerinden verdiğini söyledi.
Biden’ın birlik vurgusunun daha çok Trump döneminin kutuplaşmış siyasetine tepki niteliğinde olduğunu belirten Aydın, “Biden kutuplaşmanın yanı sıra aşırıcılıkla mücadele edeceğini de söyledi. İç tehditlere karşı demokrasiyi yenilemek, güçlendirmekten bahsetti. Sistematik ırkçılıkla mücadele edeceğini söyledi. Bu mücadele ülkeyi uzun bir süre meşgul edeceğe benziyor. Çünkü Amerika şu anda yaralı bir devlet durumunda. Kongre binasının basılması gibi son birkaç haftadır yaşananlar ABD yakın tarihinde görülememiş olaylardır.” diye konuştu.
Aydın, ABD’deki kutuplaşmanın Trump ile başlamadığını, Trump’ı da iktidara taşıyan zeminin zaten var olduğunu belirterek Biden ve ekibinin bu problemleri yatıştırmaya çalışacağını vurguladı.
Göçmenler ve vatandaşlık hakları ile ilgili düzenlemelerin yanı sıra salgından etkilenenlere mali desteği artırmaya yönelik mesajlara da değinen Aydın, “Muhtemelen Biden bu konuda Kongrenin desteğini rahatlıkla alacaktır.” dedi.
Biden’ın dünyadaki sorunları askeri güçle değil diyalogla çözme yoluna gideceği mesajı vermesinin dikkat çekici olduğunu söyleyen Aydın, şunları kaydetti:
“Dış politika için çok somut söylemleri yok. Trump döneminde hasara uğrayan müttefiklerle ilişkilerin onarılmasından bahsetti. Burada sadece NATO müttefiklerini kastetmiyor. Uzak Asya ve Pasifik’teki bazı ülkeler ile Kanada ve Meksika gibi yakın ülkelerle bozulan ilişkilerin düzeltilmesi gündemde olacaktır. Biden’ın Çin’e karşı yeni ittifak sistemleri kurmaya, eskilerini de onarmaya çalışacağını düşünüyorum.”
Aydın, ABD’nin Suriye’de terör örgütü YPG/PKK ile olan yakınlığının Türkiye ile ilişkilerde sorun olmaya devam edeceğine dikkati çekerek “ABD’nin YPG ilişkilerinde çok fazla geri adım atacağını düşünmüyorum. S-400’lerle ilgili de Türkiye’yi NATO çerçevesine sokmaya çalışacaktır. Ancak doğrudan zorlayıcı tedbirler uygulama yoluna gideceğini sanmıyorum.” ifadelerini kullandı.
“Amerika, çok kutuplu dünya düzeniyle adeta bir mücadeleye tutuşacak”
Maltepe Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Ünal da Biden’ın salgından dolayı işsiz kalanlara 1400 dolar yardım yaparak birkaç yıl öncesine kadar ortalama bir beyaz Amerikalının sahip olduğu, dünya standartlarının üzerindeki “Amerikan rüyası” denilen yaşam tarzını geri getiremeyeceğini söyledi.
Biden’ın önünde ABD tarihi boyunca kronikleşmiş ırkçılığın yanı sıra ekonomik kriz gibi sorunların da olduğunu belirten Ünal, “Her ne kadar Biden ülkedeki kutuplaşmanın önüne geçeceğine dair mesajlar vermiş olsa da Trump, bu işin peşini bırakmayacağını açıkladı. Dolayısıyla belli ki ABD’de ‘Trumpizm’ devam edecek. Bu, ABD’de iki partili sistemin bozulmasına kadar varacak bir süreci başlatabilir.” şeklinde konuştu.
Ünal, ABD’deki ırkçılık, yabancı karşıtlığı ve ekonomik sistemden kaynaklanan rahatsızlığın başta Avrupa olmak üzere dünyanın birçok gelişmiş bölgesinde görüldüğüne dikkat çekerek “Dolayısıyla dünya düzeninde üstünlük algısını kaybeden ABD ve Batı’da bir anda hiç beklemediğimiz olaylar patlak verebilir.” dedi.
İçeride kutuplaşmış bir Amerika’nın, çok kutupluluğa evrilmiş bir dünyaya çeki düzen vermeye çalışma ihtimalinin zayıf olduğuna işaret eden Ünal ancak Biden ile gelen kadroların ABD’nin üstünlüğü esasına dayanan dönemin isimlerden oluştuğuna dikkat çekti.
Ünal, ABD’nin, çok kutuplu dünya düzeniyle adeta bir mücadeleye tutuşacağını söyleyerek “Bunu kazanması ve yeniden hegemon bir Amerikan dünya düzeni oluşturması çok zayıf ama dünyayı karıştırması, zora sokması ihtimali yüksek. Yani bütün dünya ve özellikle de Türkiye olarak dört yıllık zor bir dönem geçireceğimizi düşünüyorum. Çünkü dışişleri bakanı olacak Antony Blinken’in Türkiye hakkındaki tezleri ve söylemleri hiç de kabul edilebilir gibi görünmüyor.” ifadelerini kullandı.
Editör : SavunmaTR Haber Merkezi