İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Emniyet Genel Müdürlüğü Kriminal Daire Başkanlığında yeni nesil kriminal inceleme aracı “Kıraç”ın tanıtım törenine katıldı.
Programda, Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir, İçişleri Bakan Yardımcısı Muhterem İnce, Emniyet Genel Müdürü Mehmet Aktaş ve diğer ilgililer de hazır bulundu.
Tören birliğini selamlayan Soylu’ya bomba imha robotu “Kaplan” ile çiçek takdim edildi.
Bakan Soylu, daha sonra alanda “Kıraç”ın yanı sıra kriminal polislerince görevlerde kullanılan diğer araç ve cihazların bulunduğu sergiyi gezdi, cihazlar hakkında bilgi aldı.
Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan törende, Kriminal Daire Başkanlığının görev ve eğitimlerinden görüntülerin yer aldığı video izletildi.
Törendeki konuşmasına, “Kıraç” başta olmak üzere diğer kriminal araçların üretimi ile suç ve suçluyla mücadelede kullanılmasında emeği geçenlere teşekkür ederek başlayan Soylu, geçen birkaç güç içinde bir ilde cinayet olayının meydana geldiğini ve şüphelilerin bulunduğu aracın plakasının sınır kapısının güvenlik kameraları ile jandarmanın insansız hava aracı (JİHA) sayesinde dakikalar içinde tespit edildiğini anlattı.
JİHA ile takibe alınan aracın, yolda durdurularak cinayet zanlısının yakalandığını söyleyen Soylu, bu olayın, Türkiye’nin ulaştığı yüksek teknolojiye örnek olduğunu ifade etti.
Hiç suç işlenmemesinin temel hedefleri olduğunu belirten Soylu, meydana gelen suçun aydınlatılmasının sorumluluklarında bulunduğunu bildirdi.
Soylu, suçu aydınlatma oranının 2016’nın 5 ayında yüzde 30,1 olduğunu, bu yılın aynı döneminde yüzde 50,2’ye ulaştığını kaydetti.
Kriminal Daire Başkanlığının teslim aldığı yeni nesil kriminal inceleme aracı “Kıraç”lardan 20’sinin zırhlı, 40’ının zırhsız olduğunu belirten Soylu, bu araçların olayların aydınlatılmasına büyük katkı sağlayacağını söyledi.
Türkiye’nin bütün güvenlik risklerini başarıyla yönettiğini ve hiçbir tehdidin karşısında aciz olmadığını vurgulayan Soylu, 15 Temmuz sonrası ortaya konulan yeni stratejik yaklaşım ve yeni güvenlik konseptinin, bu başarının temel yol haritası olduğunu bildirdi.
“1966 yılından itibaren bekçi kimlik sorar”
Çarşı ve mahalle bekçiliği uygulamasına da değinen Soylu, konuşmasına şöyle devam etti:
“Çarşı ve mahalle bekçiliği, bu ülkede 100 yıldan fazla zamandır, 1914’ten beri devam eden bir uygulamadır. 1966 yılından itibaren bekçi kimlik sorar. Bir süre ara verdiğimiz bu uygulamayı Cumhurbaşkanımızın ‘Vatandaşımız gece evinde rahat uyusun, bekçi düdüğünü duyduğu zaman başını yastığa rahat koysun.’ talimatıyla yeniden canlandırdık ve kendimize 30 bin bekçi hedefi koyduk. Halen 28 bin 266 bekçimiz aktif olarak görev yapmaktadır. Bunların 16 bin 911’i lise, 4 bin 845’i yüksekokul, 5 bin 840’ı üniversite mezunudur. Bu kardeşlerimiz göreve başladı. İlk zamanlar her şey normaldi. Ancak ne zaman ki bekçiler asayiş rakamları üzerinde etkili olmaya başladı, ne zaman ki hırsızlıklar düştü ve vatandaş bu uygulamadan hoşnutluğunu dile getirmeye başladı, devlet-millet arasında 24 saat güven esasına dayalı toplumsal sözleşme en üst noktasına doğru uzandı, işte o zaman birileri düğmeye bastı ve bekçilerimize yönelik sistematik bir yıpratma ve itibarsızlaştırma kampanyası başladı.”
“Bekçilik müessesesinde, bizim yeni olarak getirdiğimiz ne bir yetki genişlemesi ne bir statü değişikliği ne yeni bir uygulama ne de birilerinin iddia ettiği gibi Emniyet teşkilatımızda herhangi bir yetersizlik veya eksiklik söz konusudur.” diyen Soylu, sadece yıllardır uygulanan yönetmeliğin kanunlara döndürüldüğünü söyledi.
“Eski düzenlemenin günümüz koşullarına göre uyarlanması var”
Bekçilerin, polise yardımcı olmak amacıyla zor kullanma, silah kullanma, suça el koyma, yoklama ve muhafaza altına alma gibi yetkilerinin bulunduğunu dile getiren Soylu, şunları kaydetti:
“Bekçiliğin kanunu var mı? 1914’ten beri var. 1914 kuruluş kanunu var, 1966’da 772 sayılı kanun var. Bekçilerin durdurma, kimlik sorma hakkı var mı? 1966’dan beri var. Silah kullanma yetkisi ve zor kullanma yetkisi var mı? 1966’dan beri var. Peki, Meclis’ten geçen en son düzenlemede ne var? Burada sadece eski düzenlemenin günümüz koşullarına göre uyarlanması var. Teşkilatın tanımlarının, nerede görevlendirilebileceklerinin, hangi kuruma bağlı olarak nasıl ve ne çerçevede çalışacaklarının, adli ve önleyici yetkilerinin sınırlarının ne olduğunun tam ve net olarak ifadesi var.”
Bakan Soylu, Türk Silahlı Kuvvetlerinin iki gündür sınır ötesinde destan yazdığına işaret ederek, ilk önce iyi bir planlama, istihbarat ve kabiliyetle terör unsurlarının hava harekatlarıyla vurulduğunu, ardından da komandolarla ülkeye terörü taşımaya çalışanlara karşı iyi bir ders verildiğini bildirdi.
Terörü kaynağında yok etme prensibiyle hareket ettiklerini vurgulayan Soylu, “Türkiye içindeki terörist sayısı 438. İnşallah çok yakın zamanda 400’ün altına, 300’ün altına inecek. Ondan sonra da hepsinin kaçtığını, Türkiye’yi terk ettiğini, evlatlarımızdan, teknolojimizden, İHA’mızdan, SİHA’mızdan, ortaya koyduğumuz baskından, coğrafyamızın hemen sınırlarında onlara verdiğimiz derslerden aldıklarıyla, yok olduklarını hep beraber göreceğiz.” diye konuştu.
Bekçilerin asayişin sağlanmasına katkısı
Bekçiler göreve başladıktan sonra mal varlığına karşı işlenen 9 suçtaki azalışın, 2016 ve 2020’nin beş ayı kıyaslandığında yüzde 38,2 olduğunu belirten Soylu, “Evden hırsızlıkta Türkiye günlük ortalaması, bekçilerin sahaya ilk çıktığı 2017’de 281 iken, bu yılın günlük ortalaması 121’e geriledi.” dedi.
Bakan Soylu, Ağustos 2018’den bugüne kadar 4 bin 862 hırsızlık olayına müdahale eden bekçilerin, aranan 73 bin 753 kişi hakkında işlem yaptığını, bin 219 kayıp çocuk ve 18 yaş üstü 3 bin 956 kayıp kişiyi bulduğunu söyledi.
Suçu aydınlatmanın, suçla mücadelenin ana temellerinden olduğunu belirten Soylu, Türkiye’nin, bu alanda özellikle son 4 yılda gerçekleştirdiği teknik ve beşeri altyapı yatırımlarıyla uluslararası standartlarda yüksek bir kapasiteye ulaştığını bildirdi.
“7 bin 300 faili meçhul olaya ait şahsı tespit ettik”
Jandarma ve Emniyet arasındaki pek çok verinin entegrasyonuyla çok güzel işler çıkardıklarını anlatan Soylu, şu ifadeleri kullandı:
“Emniyet Kriminal Dairemiz tarafından 2013 yılından beri yürütülen ‘Balistika’ adlı projede gaza bastık, bu dönemde jandarmayı da dahil ettik ve Türkiye’de ateşli silahlarla meydana gelmiş olayların tek bir veri bankası üzerinden incelenebilmesini sağladık. Keza emniyet ve jandarma arasında ‘DNA Veri Entegrasyonu’ projesiyle 7 bin 300 faili meçhul olaya ait şahıs tespiti, kimliği belli olmayan 15 bin 322 şahsa ait profil eşleştirmeleri yapıldı.
Yine emniyet ve jandarmanın parmak izi ve avuç içi teşhis sistemlerini enterge ettik. Bu entegrasyonu 2019 yılında tamamladık ve jandarma ve polis bölgelerinde karşılıklı olarak parmak izi ile avuç içi sorgulaması yapar hale geldik. Sisteme Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünden alınan 7 milyonluk veri tabanını da dahil ettik. Her gün de yeni veriler çekiyoruz. Bu entegrasyon sayesinde bugüne kadar olaylarla ilişkili 46 bin 502 şahıs tespiti yaptık.”
“Dünyanın en iyi ses tespiti projesine sahip olacağız”
Eğitim amaçlı kurulacak Olay Yeri İnceleme Kasabası ve tüm suçlarla ilgili bütün delilleri tek bir veri havuzunda toplayarak analiz yapma imkanı veren “Kriminal Analiz Platformu (KAP)” projesinden bahseden Soylu, şunları söyledi:
“Önümüzdeki günlerde Türkiye KAP’ı daha iyi tanıyacak. İddiamız şu, dünyanın en iyi ses tespiti projesine sahip olacağız. Özellikle salgın döneminde birtakım WhatsApp grupları üzerinden vatandaşımıza korku vermeye, dezenformasyon yapmaya çalışan ve yanlış bilgilendirme yapanlar, bunun dünyada teknolojisinin zayıf olması sebebiyle açık bulunduğunu zannettiler. Türkiye bu konuda önemli tedbirler aldı. Nasıl parmak tanıma teknolojisinde çok ileri bir noktaya gelmişsek ses tanıma teknolojisinde de milletimizi endişeye sevk etmeye fırsat vermeyecek bir anlayışı ortaya koyacağız.”
Yeni nesil kriminal inceleme aracı “Kıraç”ların teslim alınmasıyla kapasitenin güçlendiğine işaret eden Soylu, araçların özelliklerini anlattı.
Soylu, ayrıca panelvan tipi 385 olay yeri inceleme aracının alınacağını, 2021 Ağustos’ta bunların tamamının teslim edileceğini söyledi.
“Harekat bölgelerinde 7 bin 864 bomba etkisiz hale getirildi”
Bomba imha uzmanları ve olay yeri inceleme ekiplerinin fedakarca görev yaptığına dikkati çeken Soylu, “Yurt içinin yanı sıra Fırat Kalkanı, Zeytindalı ve Barış Pınarı harekat bölgelerinde bu isimsiz kahramanlarımız, 7 bin 864 bombayı etkisiz hale getirmişlerdir. 2015-2016 yıllarında PKK’nın organize ettiği çukur eylemlerinde toplam 4 bin 100 el yapımı bomba, 4 bin 508 askeri mühimmat, bu evlatlarımız tarafından etkisiz hale getirilmiş, 4 bomba uzmanı kardeşimiz de görevleri başında şehit düşmüştür.” ifadelerini kullandı.
Konuşmasının ardından Soylu ve diğer protokol üyeleri, araçların anahtarlarını polislere teslim etti.
Editör : SavunmaTR Haber Merkezi