Esed rejimine karşı ABD’nin 2020 savunma bütçesi içine eklenen Sezar Suriye Sivil Koruma Yasası, yarından itibaren yürürlüğe girecek.
Bu yasanın, Esed saflarında savaşan Şii Hizbullah örgütüne yönelik bir dizi baskıyı da beraberinde getirmesinin yanı sıra Lübnan’ı, Washington yaptırımları ile karşı karşıya bırakacağı ifade ediliyor.
Hizbullah ve siyasi müttefiklerinin destekleriyle birkaç ay önce güvenoyu alan Lübnan hükümetinin, ülkedeki son 30 yılın en büyük ekonomik krizine karşı 10 milyar dolar kredi talebiyle geçen ay Uluslararası Para Fonu (IMF) ile başlattığı müzakere sürecinin dahi söz konusu yasadan etkilenebileceği belirtiliyor.
Bunun nedeni ise ABD’nin, ekonomik krizle birlikte gündeme gelen Lübnan-Suriye sınır hattındaki kaçakçılığı Hizbullah örgütünün gelir kaynaklarından biri olarak görmesi.
Washington’un Esed rejimi ve destekçilerine yönelik kapsamlı yaptırım yasasının, Suriye’deki ekonomik istikrarı ve komşu ülkelerdeki mültecilerin memleketlerine dönüşünü sağlayacak yeniden imarı da olumsuz etkileyeceği öngörülüyor.
Dolayısıyla Lübnan yönetiminin, ekonomik kriz ve artan işsizliğe karşı ülkedeki bir milyonu aşkın Suriyeli mültecinin memleketlerine dönmeleri yönündeki girişimleri de zorlu bir sürece girmiş oluyor.
“Lübnan hükümeti de yaptırımlardan nasibini alacak”
Hizbullah karşıtlığıyla bilinen siyaset uzmanı Ali Subeyti, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Lübnan hükümetinin de Esed rejimine yönelik yeni yaptırım uygulamalarından nasibini alacağını söyledi.
Ülkedeki Esed rejimi yanlısı siyasi varlıktan dolayı Lübnan’ın, Suriye’ye yönelik uygulamalardan bağımsız tutulamayacağını savunan Subeyti, Hizbullah’ın söz konusu yaptırımlara karşı hazırlığına dair ise “Hizbullah, kabullendiği imtihanlardan biri olarak gördüğünden dolayı artan yaptırımları övgülerle karşılayacaktır.” dedi.
“Sezar Yasası Lübnan’ın yararınadır”
Sezar Suriye Sivil Koruma Yasasını hazırlayanlardan Lübnanlı Nizar Zaka da söz konusu yasanın onaylandığı Aralık 2019’dan Ağustos 2020’ye kadar 5 farklı aşamayı barındırdığını ifade etti.
İlk aşamanın 180 günlük süreden oluştuğunu ve bununla ilgili hazırlanacak raporun 18 Haziran’dan önce ABD Kongresine sunulacağını belirten Zaka, yasanın içerdiği yaptırımların Esed rejimi ile tüm alanlarda iş birliği yapan kişi ve kuruluşları kapsadığını kaydetti.
Yasanın ilk aşamasının, imzalaların atıldığı Aralık 2019’dan sonra Esed rejimi ile iş birliği yapan kişi ve kuruluşlara yaptırım öngördüğünü aktaran Zaka, ihtiyaç halinde Aralık 2019 öncesi faaliyetlerin de değerlendirilebileceğini aktardı.
Zaka, bu yasanın Lübnan’a yönelik yaptırımlardan ibaret olduğu şeklinde gündemde tutulduğunu ancak bunun doğru olmadığını savunarak, şöyle devam etti:
“Aslında Sezar Yasası, Hizbullah örgütünün kontrolündeki yasa dışı sınır geçişleri üzerinden Esed rejimi bölgelerine yapılan kaçak ticareti durdurması hasebiyle Lübnan’ın yararınadır.”
Bu yasanın, ülkenin yeniden imarı için Suriye’ye yönelme düşüncesindeki Lübnanlıların önünü keseceğine işaret eden Zaka, “Lübnan’ın çıkarı dar eksenlerin hizmetine girmesinde değil, Batı dünyasına açılmasındadır. Sezar Suriye Sivil Koruma Yasası, Lübnan için özgürlüğe kavuşma fırsatı olacaktır.” değerlendirmesinde bulundu.
Zaka, ABD’nin daha önceki yaptırımlarının sınırlı olduğunu ancak Sezar yasasıyla Esed rejimine kapsamlı şekilde yaptırım uygulanacağına vurgu yaptı.
Sezar yasası ve Lübnan’ın IMF ile müzakereleri
Doğrudan ABD Kongresinin yetkisinde olan bu yasanın hiç kimseyi ayırmadığına dikkati çeken Zaka, Washington yönetiminin dahi müdahale yetkisine sahip olmadığını savundu.
Zaka, Esed rejimi ve kendisiyle iş birliği yapanları hedef alan yaptırım yasasının Lübnan’ın IMF ile yürüttüğü müzakereleri etkilemesine ilişkin ise “ABD, IMF’nin yüzde 17’sini temsil ediyor ve etkisini gösterme gücüne sahiptir. Bence önemli olan IMF ve Sezar yasasının Lübnan ekonomisinin çıkarına olmasıdır.” diye konuştu.
Bu yasanın Esed rejimi hapishanelerinde tutuklu 628 Lübnanlının durumuyla ilgili gerçekleri gün yüzüne çıkarabileceğine de dikkati çeken Zaka, “Çünkü bu yasa, tutukluları öldürme veya işkence etmekle ilgisi olan herkese yaptırım uyguladığı gibi tutukluların yakınlarına da gerçekleri anlatma hakkını tanıyor.” ifadelerini kullandı.
ABD’nin yaptırımları altındaki Hizbullah örgütünün Lübnan’daki Hristiyan müttefiklerinden bazı isimlerin yaptırım listesine girme ihtimaline ilişkin ise Zaka, bu yasayla belirli kişilerin hedef alınmadığını söyledi.
“Lübnan IMF ve Suriye arasında çıkar dengesini korumalı”
Lübnan’daki Şii Hizbullah örgütünün siyasi müttefiki Hristiyan Özgür Yurtsever Hareketi’ne yakın kaynaklar ise hükümetin, IMF müzakereleri ile Suriye ilişkileri konusunda çıkarlar dengesini koruması gerektiğini dile getirdi.
Kaynaklar ayrıca, Suriye’nin Lübnan için Arap dünyasına açılan tek kapı olduğuna dikkati çekerek, Hizbullah’ın siyasi müttefiki eski Dışişleri Bakanı ve Özgür Yurtsever Hareketi lideri Cibran Basil’in yaptırım listesine alınması konusunda bir bilginin kendilerine ulaşmadığını ifade etti.
Farklı din ve mezheplere dayalı siyasi bölünmeler açısından oldukça kırılgan bir yapıya sahip Lübnan ekonomisinin, 1975-1990 yıllarındaki iç savaştan bu yana en büyük krizi yaşadığı ifade ediliyor.
Yerel para birimi Lübnan lirası, Merkez Bankası kuru sabit tutsa da karaborsada her geçen gün değer kaybetmeye devam ediyor. Resmi kurda bir ABD doları 1500 Lübnan lirası olmasına rağmen geçen hafta karaborsada 6 bin lirayı geçmişti. Hükümetin müdahalesiyle dolar yeniden 4 bin 500 liraya geriledi.
Lübnan hükümeti, her yıl 2 milyar olmak üzere 10 milyar dolar kredi almak için IMF ile müzakerelere başladığını açıklamıştı.
– Esed rejimine karşı ABD’nin 2020 savunma bütçesi içine eklenen Sezar Suriye Sivil Koruma Yasası, yarından itibaren yürürlüğe girecek
– Bu yasanın, Esed saflarında savaşan Şii Hizbullah örgütüne yönelik bir dizi baskıyı da beraberinde getirmesinin yanı sıra Lübnan’ı, Washington yaptırımları ile karşı karşıya bırakacağı ifade ediliyor
Editör : SavunmaTR Haber Merkezi