Emmanuel Macron, NATO ülkelerinden destek bulamadı!
Amerika Birleşik Devletleri (ABD), Almanya ve İngiltere’nin de aralarında bulunduğu çok sayıda NATO ülkesi, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un “hiçbir ihtimalin dışlanmaması gerektiğini” söylemesinin ardından, Ukrayna’ya asker göndermeyi düşünmediklerini açıkladı.
Hafta başında Fransa’nın başkenti Paris’te 20’ye yakın Avrupa ülkesinin liderinin yanı sıra ABD ile Kanada’dan da temsilcileri ağırlayan ve Ukrayna’ya destek konulu konferansın kapanışında konuşan Emmanuel Macron, “Rusya’nın bu savaşı kazanmaması için ne gerekiyorsa yapacağız” ifadelerini kullanmıştı.
Macron, görüşmelerin ardından, Batı’da askerlerin Ukrayna’ya gönderilmesi konusunda “fikir birliği” olmadığını söylemiş ve “Ancak hiçbir seçenek göz ardı edilmemeli. Bugün ‘asla’ diyen pek çok lider, iki yıl önce tanklara, uçaklara, uzun menzilli füze gönderilmesine de asla diyenlerle aynı kişilerdi” açıklamasında bulunmuştu.
Kremlin’den cevap
Fransa Cumhurbaşkanı’nın “Ukrayna’ya batılı ülkelerin askerlerinin konuşlandırılması” önerisine Rusya’dan gelen yanıt oldukça sert olmuştu.
Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, Batılı ülkelerin Ukrayna’ya asker göndermesi halinde NATO ile Rusya arasında çatışma yaşanma ihtimalinin “kaçınılmaz” olacağını söylemiş ve NATO birliklerinin Ukrayna’ya konuşlandırılması halinde Rusya ile doğrudan çatışma yaşanabileceği uyarısında bulunmuştu.
Söz konusu ihtimalin gündeme gelmesinin önemli ve yeni bir olay olduğunu belirten Peskov, “Fransa Cumhurbaşkanı’nın açıklamasının diğer tüm yönlerini zaten duymuştuk ve bunları dikkate aldık. Macron’un, Rusya’yı stratejik bir yenilgiye uğratmanın gerekliliği konusundaki tutumunun da oldukça farkındayız” şeklinde konuşmuştu.
Peskov, Batılı ülkelerin Ukrayna’ya asker göndermesi halinde NATO ile Rusya arasında çatışma yaşanıp yaşanmayacağına yönelik soruya ise, “Bu durumda artık olasılıktan değil, kaçınılmazlıktan bahsetmeliyiz. Böyle değerlendiriyoruz” karşılığını vermişti.
NATO ülkelerinin bu tür eylemleri iyi değerlendirmesi gerektiğini belirten Peskov, “Bunun kendi çıkarlarına ve en önemlisi ülkelerindeki vatandaşların çıkarlarına uyup uymadığını kendilerine sormalılar” ifadesini kullanmıştı.
NATO ve Batılı ülkelerin tepkisi
Fransız Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un açıklamaları, Rusya’nın yanı sıra Avrupa ve NATO üyeleri arasında da eleştirilere neden oldu.
Beyaz Saray’dan gelen bir bildiride, Başkan Joe Biden’ın zafere giden yolun askeri yardım sağlamaktan geçtiğine inandığı, böylece “Ukraynalı askerlerin kendilerini savunmak için ihtiyaç duydukları silah ve mühimmata kavuşabilecekleri” belirttiği ve ABD’nin Ukrayna’ya asker göndermeyeceğinin altının çizildiği ileri sürüldü.
Konu hakkında konuşan Almanya Şansölyesi Olaf Scholz da, Avrupa veya NATO’ya üye hiçbir ülkenin Ukrayna’ya asker gönderme planlarında bir değişiklik olmadığını belirtti. Başbakan Scholz, geçtiğimiz günlerde Ukrayna’ya uzun menzilli Taurus seyir füzesinin verilmeyeceğini “Taurus sevkiyatını isteyenler aslında savaşa girmemizi istiyorlar” ifadelerini kullanarak duyurmuştu.
İngiltere Başbakanı Rishi Sunak’ın temsilcisi de, İngiltere’nin Ukrayna’ya geniş çaplı bir askeri konuşlandırma yapmayacağını, sadece bölgede kısıtlı sayıda eğitim personeli bulunduracağını açıkladı.
İtalya Başbakanı Giorgia Meloni’nin ofisi ise, İtalya’nın desteğinin, Ukrayna’da Avrupa veya NATO birliklerinin bulunmasını kapsamadığını duyurdu.
NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg de, Ukrayna’ya asker gönderilmesi fikrini reddettiğini ancak ittifakın desteğinin süreceğini belirtirken Polonya, İspanya ve Çek Cumhuriyeti gibi NATO üyesi birkaç ülke de benzer bir pozisyon alarak bu tutumu desteklediklerini ifade etti.
Batılı ülkelerin Ukrayna’ya yardımlarında son durum
Rus kuvvetleri son dönemde Ukrayna’da yeni kazanımlar elde ederken, Kiev yönetimi Batılı müttefiklerinden acilen daha fazla silah ve mühimmat talebinde bulunuyor.
Almanya merkezli Kiel Enstitüsü’nün verilerine göre ABD, Ukrayna’ya askeri yardımda açık ara en büyük katkıyı yapan ülke konumunda ve 15 Ocak itibarıyla 42,2 milyar avro ek bütçe taahhütte bulundu. Bu süreç zarfında, 17,7 milyar avro ile Almanya ikinci sırayı alırken, 9,1 milyar avroluk yardımla İngiltere de üçüncü sırada yer alıyor.
Ayrıca ABD Başkanı Joe Biden, Beyaz Saray’da gerçekleşen bir toplantıda Kongre liderlerine Ukrayna’ya yönelik 95 milyar dolarlık bir yardım paketinin içerisinde 60 milyar dolarlık bir bölümü onaylamaları çağrısında bulundu. Ancak, söz konusu yardım paketi şu anda ABD Temsilciler Meclisi’nde tıkanmış durumda.
Avrupa Birliği’nin de Ukrayna’ya Mart ayına kadar 1 milyon top mermisi sağlama hedefine ulaşamadığı, ancak Paris’te yapılan bir toplantıda, üçüncü dünya ülkelerinden yüz binlerce mühimmatın satın alınması konusunda ilerleme kaydedildiği rapor ediliyor.
Rusya, Ukrayna topraklarındaki ilerlemesine devam ederken bir de Kuzey Kore’den milyonlarca top mermisi aldığı iddia ediliyor. Bu süreç zarfında ABD ve Batılı müttefikleri Ukrayna’ya yetişemezken “Ukrayna, Rusya’nın ilerleyişini durdurabilecek mi?” sorusu Avrupa’da gündemi meşgul ediyor.