Bosna-Hersek’in Avrupa Birliği (AB) yolculuğu başlıyor!
Avrupa Birliği Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Avrupa Parlamentosu’nun (AP) Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, Avrupa Birliği üyelerine Bosna-Hersek ile üyelik için katılım müzakerelerine başlamaları yönünde tavsiyede bulunduğunu açıkladı.
Ursula von der Leyen, Avrupa Birliği’nin Batı Balkanlar politikasında değişikliğe gittiğini ifade ederek, “Batı Balkanlar’ın bize yaklaşmasını beklemenin yeterli olmadığını anladık. Kapının açık olduğunu söylemek yeterli değildir. Biz de sorumluluk almalı ve AB’ye giden yolda mümkün olan her şekilde destek vermeliyiz.” şeklinde konuştu.
Von der Leyen, ”Bu nedenle, Bosna-Hersek ile katılım müzakerelerinin başlatılması için Konsey’e tavsiyede bulunmak üzere karar verdik. Dolayısıyla Bosna Hersek’ten gelen mesaj açık. Bu nedenle, az önce yaptığımız gibi, mesajımız da açık olmalıdır: Bosna ve Hersek’in geleceği birliğimizde yatmaktadır.” ifadeleriyle kararı duyurdu. 2 yıldır aday olan ülke böylece Avrupa Birliği’ne tam katılım görüşmelerine başlayacak.
Ülkede devam eden etnik çatışmalara rağmen, Bosna Hersek’in zaman içerisinde kaydettiği ilerlemeye değinen von der Leyen, aday statüsü verildiğinden bu yana Bosna Hersek’in etkileyici adımlar attığını vurguladı. Ayrıca von der Leyen, Bosna-Hersek’in AB’nin dış politikasına tümüyle uyum gösterirken ülke içerisinde de önemli alanlarda reformları hayata geçirdiğini belirtti.
Kara para aklama ve terörizmin finansmanı ile mücadele ve göç akımlarının kontrolünün iyileştirilmesi konusundaki çabalarından dolayı Bosna-Hersek yönetimine övgülerde bulunan Avrupa Komisyonu Başkanı, aynı zamanda Bosna’nın AB’ye katılmak için “daha da fazla ilerleme” kaydetmesi gerektiğini kabul etmesine karşın jeopolitiğin önemini öne çıkardı.
Von der Leyen “Öncelikle, Bosna Hersek artık dış ve güvenlik politikamızla tamamen uyumlu hale geldi ki bu da jeopolitik çalkantıların yaşandığı bu dönemde hayati önem taşıyor.” şeklinde konuştu.
“Reformlara devam”
Bosna-Hersek’in hükümet başkanı konumundaki Bosna Bakanlar Konseyi Başkanı Borjana Kristo, Avrupa Birliği’ne üyelik sürecinde önemli bir adım olan katılım müzakerelerinin başlatılmasına ilişkin olumlu bir beklenti içerisinde olduğunu belirtti. Kristo, AB üye ülkelerinin bu süreci destekleyerek yeşil ışık yakacaklarına dair umudunu ifade etti.
Bosna Bakanlar Konseyi Başkanı Borjana Kristo, ülkenin Avrupa Birliği’ne katılım sürecindeki reformlara olan bağlılığını teyit etti ve şimdiye kadar yapılanların Avrupa Komisyonu’nun tavsiye kararı için yeterli olduğunu, ancak reform çalışmalarına devam edeceklerini belirtti. Kristo, reformların sürdürülmesinin Bosna-Hersek’in yükümlülüğü olduğunu vurguladı.
Rusya yanlısı ayrılıkçı Bosnalı Sırp lider Milorad Dodik ise, Avrupa Komisyonu’nun tavsiyesini memnuniyetle karşıladığını ifade etti, ancak AB katılımı için net bir tarihin belirlenmemiş olmasını eleştirerek bu durumun pek anlam taşımadığını söyledi. Dodik, Avrupa yolunun, Sırpların sınırların olmadığı tek bir ekonomik ve siyasi bölgede yaşaması gibi büyük bir ulusal hedefi temsil ettiğini dile getirdi.
Bosna-Hersek’teki etnik çatışma
NATO, 1992-1995 Bosna savaşının sona erdirilmesinde ve ülkeyi iki özerk bölgeye ayırıp biri Bosnalı Sırpların diğerinin de Müslüman Boşnakların ve Bosnalı Hırvatların kontrolünde olmasını sağlayan ABD destekli barış planının uygulanmasında önemli bir rol oynamıştı. 1992-1995 yılları arasında sistematik olarak yürütülen büyük çaplı bir etnik soykırıma maruz kalan Bosna’nın doğu yakasında, tüm dünyanın gözleri önünde, Sırp kuvvetleri Boşnaklara karşı her türlü savaş suçunu işlemişti. Peki, o süreçte Srebrenitsa’da neler olmuştu?
Srebrenitsa Katliamı
Geçtiğimiz Temmuz ayında 30. yılını dolduran Srebrenitsa Katliamı, Avrupa’da 2. Dünya Savaşı sonrası yaşanan en büyük trajedi olmasıyla bilinmektedir. Aynı zamanda Avrupa’da hukuksal olarak belgelenen ilk soykırım olarak tarihe geçmiştir.
Çok sayıda sivilin öldürüldüğü haberleri üzerine Birleşmiş Milletler 1993 yılında Srebrenitsa’yı Boşnaklar için “güvenli bölge” ilan etmişti. Sırp saldırılarından kaçan binlerce Boşnak, BM tarafından “güvenli bölge” ilan edilen ve Hollandalı 400 kişilik barış gücü kuvvetleri tarafından “korunan” Srebrenitsa’ya sığındı. Sığınmacılardan yaklaşık 25 bin kadarı, barış gücü askerlerince Srebrenitsa’ya birkaç kilometre mesafedeki Potaçari’de bulunan bir akü fabrikasına yerleştirildi. Fabrikadaki savunmasız binlerce Boşnak, Hollandalı askerlerce 11 Temmuz 1995’te Ratko Miladiç, nam-ı diğer “Sırp Kasabı”, komutasındaki Sırp askerlerine teslim edildi.
Askerler 12 yaş üstü tüm erkekleri bir yana, kadınları da diğer yana ayırdılar. Kadınlara ve küçük kız çocuklarına tecavüz edildi, erkekler ise kamyon ve otobüslere doldurularak ölüme götürüldü. Sırplar, sivil halkı ormanlık alanlarda, fabrikalarda ve depolarda gaddarca katletti. Katledilen Boşnaklar, toplu mezarlara gömüldü. 5 gün boyunca devam eden katliamda 8 bin 372 kişi katledildi.
Srebrenitsa’daki kıyımdan Tuzla’ya kaçmaya çalışan 12 bini aşkın Boşnak, dağlık güzergâh üzerinde pusu kuran keskin nişancı Sırp askerleri tarafından âdeta tek tek avlandı. Dağlardaki bu zorlu kaçış yolundan yaklaşık 3000 kişi sağ olarak Tuzla’ya ulaşabildi. Srebrenitsa’dan Tuzla’ya uzanan yolda 10 gün içerisinde 10 binden fazla kişi katledildi.
NATO müdahalesi
11 Temmuz 1995 yılında BM’nin güvenli bölge ilan ettiği Srebrenitsa’da binlerce Boşnak erkeğin katledilmesi NATO’ya yönelik tepkileri artırdı. 28 Ağustos’ta Saraybosna’nın merkezinde Markale’deki pazar yerine yapılan havan topu saldırısı sonucu 43 kişinin yaşamını yitirmesi sonrasında ise NATO uzun süren sessizliğini bozdu. 30 Ağustos 1995 tarihinde Bosna’daki Sırp hedeflere yönelik ”Kararlı Güç Harekatı” başlatıldı. Operasyon, 21 Eylül 1995’te sona erdi. Yaklaşık 400 savaş uçağı ve 15 ülkeden 5 bin askerin katıldığı müdahalede çok sayıda Sırp hedefi vuruldu. NATO’nun müdahalesinin ardından savaştaki denge bozuldu ve Sırplar barış masasına oturmaya ikna oldu.
Günümüze gelindiğinde ise, Bosnalı Sırp liderler yıllardır Saraybosna’nın NATO üyeliği başvurusunu engelliyor ve Rusya da aynı şekilde bu liderlere destek veriyor.