İsrail Gazze’de sivilleri yapay zeka ile hedef alıyor!
Yapay zeka teknolojisinin savaş alanındaki stratejik kullanımına ışık tutan ve askeri operasyonlarda insan-zeka işbirliğinin potansiyel avantajlarını ele alan 2021 yılında yayınlanmış “İnsan-Makine Ekibi” isimli kitapta, İsrail’in 8200 istihbarat biriminin komutanı olarak tanımlanan bir yazar, yapay zekanın savaş sırasında hedef belirlemede oynayabileceği kritik rolü vurguluyor. Yazar, bu teknolojinin, hedef belirleme sürecindeki “insani darboğazı” aşabileceğini öne sürüyor.
Yapılan yeni bir araştırma, İsrail ordusunun “Lavender” adında, Gazze Şeridi’ndeki savaş operasyonlarında merkezi bir rol oynayan yapay zeka tabanlı bir program geliştirdiğini ortaya koyuyor. Bu sistemin savaşın ilk aşamalarında, Filistinlilerin eşi benzeri görülmemiş şekilde bombalanmasında kilit bir role sahip olduğu düşünülüyor. Bu sistemin Hamas ve Filistin İslami Cihad’ın (PIJ) askeri kanatlarındaki düşük rütbeli şüpheli kişilerde dahil olmak üzere 37.000 kadar insanı potansiyel hava saldırısı için bir hedef olarak işaretlediği biliniyor.
Ordunun, Lavender’in ölüm listelerini kapsamlı bir şekilde benimsemesine ve makinenin seçimlerini sorgulamadan kabul etmesine izin verildiği biliniyor. Kaynakların aktardığına göre, insan personel bir onay mekanizması olarak işlev görüyor. Her bir hedef için tahsis edilen 20 saniyelik sürenin ise çoğunlukla sadece hedefin cinsiyetini doğrulamak amacıyla kullanıldığı belirtiliyor. Bu kısa süre ve sınırlı doğrulama işlemi, yanlış hedeflemeler sonucunda sivil kayıplarına neden oluyor.
Kaynaklar, İsrail ordusunun belirledikleri kişileri genellikle aileleriyle birlikteyken veya gece evlerindeyken hedef aldığını belirtiyor. “Babam Nerede?” adlı bir sistemin, özellikle hedef alınan kişileri takip ederek ailelerinin evlerine girdiğinde bombalamaları gerçekleştirmek için kullanıldığı biliniyor.
Ordunun, Lavender’in işaretlediği kişilere yönelik olarak savaşın ilk haftalarında onlarca sivilin ölümüne izin verdiği belirtiliyor. Kaynaklar, bu uygulamanın, geçmişte benzeri görülmemiş bir politika değişikliği olduğunu ve ordunun, özellikle düşük rütbeli kişileri hedef alırken güdümsüz bomba kullanmayı tercih ettiğini ifade ediyor.
İsrail ordusu, geçmişte sadece yüksek rütbeli askeri operatörlerin “insan hedef” olarak işaretlendiği bir yaklaşımı benimserken, 7 Ekim’den sonra Hamas liderliğindeki saldırılar neticesinde yaklaşık 1.200 kişinin ölümü ve 240 kişinin kaçırılmasının ardından politikasında önemli bir değişiklik yaptı. “Demir Kılıç Operasyonu” sırasında, Hamas’ın askeri kanadının tüm üyeleri, pozisyonlarına veya askeri önemlerine bakılmaksızın potansiyel hedef olarak belirlendi. Bu yeni strateji, orduyu hedef belirleme süreçlerinde yapay zekaya ve otomasyona daha fazla bağımlı hale getiriyor.
İsrail ordusunun, Lavender yapay zeka sistemi tarafından üretilen hedefleri aile evlerine bağlama süreci, operasyonların önemli bir nedeni olarak görülüyor. Bu yaklaşım, otomatik sistemlerin kullanılmasıyla birlikte hedeflerin aileleriyle birlikte özel evlerinde vurulmasına yol açıyor. İsrail, Hamas’ın sivil yapıları ve nüfusu askeri faaliyetler için kullanmasını eleştirirken, insan hakları grupları, bu taktiklerin sivil kayıplar üzerindeki etkisine dikkat çekiyor. “Babam Nerede?” gibi izleme yazılımları, aile evlerine giren bireyleri otomatik olarak tespit edip hedefleme subayına uyarı göndererek evin bombalanmasını sağlıyor. Bu sistemin kullanılmasının ardında savaşın ilk ayında ölenlerin yarısından fazlasının ailelerinin evlerinde bombalanmasıyla sonuçlandığı biliniyor. Ölen kişilerin aile evlerinde bulunma oranı 2014 Gazze Savaşı’ndaki orandan çok daha yüksek olmakla birlikte İsrail ordusunun bu yazılımları kullanması sivil kayıpları artırarak etik sorunları beraberinde getiriyor.
İsrail ordusunun, düşük rütbeli hedeflere yönelik saldırılarda, her hedef için yanında öldürülebilecek sivil sayısını savaşın ilk haftalarında 20’ye kadar belirlediği ifade edilmektedir. Savaşın ilk günlerinde sivillerin yanı sıra hedef alınan kişilerin de öldürülmesi, ordunun sivil kayıpları göz ardı ederek saldırdığını göstermektedir. İlk haftalarda yoğun bombardıman yaşanmış, ancak daha sonra mühimmat israfını önlemek için bu faaliyetler durdurulmuştur. Gazze’deki evlerin çoğunun yıkılması ve nüfusun yerinden edilmesi, ordunun ev bulma programlarına olan güvenini zayıflatmıştır. Yüksek rütbeli Hamas komutanlarına yönelik saldırılar devam ederken, hedef başına yüzlerce sivilin öldürülmesine izin verilmiştir.
İsrail ordusunun, hedef yanındaki her evde öldürülecek sivillerin sayısını otomatik ve hatalı araçlar yardımıyla hesapladığı belirtilmiştir. 7 Ekim’den sonra bu geniş çaplı doğrulama işlemi, büyük ölçüde otomasyon ve yazılım sistemlerine bırakıldığı biliniyor. The New York Times’ın bildirdiğine göre, İsrail’in güneyindeki özel bir üsten işletilen bir sistem, Gazze Şeridi’nde cep telefonlarından toplanan bilgileri kullanarak, Kuzey Gazze Şeridi’nden güneye kaçan Filistinlilerin sayısı hakkında orduya canlı bir akış sağlamaktadır. Bu sistem, savaş öncesi her evde yaşayan sivil sayısını hesaplayarak, mahalleden tahliye edildiği varsayılan sakinlerin oranını bu sayıdan çıkarmaktadır. Savaş sırasında birden fazla ailenin bir arada saklanmak zorunda kaldığı ve bilgisizce bombalanan evlerin olması ihtimalinin ordunun farkında olduğunun ancak modelin buna rağmen tercih edildiği belirtilmektedir.