Teknoloji sayesinde sevdiklerinizle ölümün ardından bile iletişim kurabilirsiniz!
Yeni teknolojiler, sevdiklerimizle ölümün ardından bile iletişim kurma imkanı sunarken, Cambridge Üniversitesi’nin yaptığı son araştırmalar bu uygulamaların yas sürecini olumsuz etkileyebileceğini ortaya koyuyor. Gelişmekte olan ‘dijital öbür dünya’ endüstrisi ve bununla birlikte üretilen griefbotların, yeterli güvenlik önlemleri alınmadığı takdirde kullanıcılarına zarar verebileceği öngörülüyor. Griefbot olarak adlandırılan bu botların, insanların ölen kişilerle metin ve sesli konuşmalar yapabilmelerini sağlamak için üretken yapay zeka kullanıyor ve bir benzerlik yaratmak için geçmiş dijital ayak izlerini kullanıyor.
Bu teknolojiler, HereAfter AI gibi şirketler tarafından geliştirilmiştir ve kullanıcıların rızası ile önceden toplanan veriler üzerinden, ölen kişilerin dijital avatarlarını oluşturur. Bu avatarlar, geride kalanların sevdikleriyle “konuşmalarını” sağlayarak yas sürecinde bir teselli kaynağı olabilir. Ancak, bu tür interaktif dijital deneyimler, kişinin geçmişiyle bağını koparmasını zorlaştırarak mental sağlık üzerinde olumsuz etkiler yaratabilir.
Ayrıca, ‘dijital diriliş’ teknolojileri ve sanal gerçeklik kullanılarak, ölen kişilerin sanal replikaları oluşturulabilmektedir. Bu teknolojiler, sosyal robotlar ve sanal dünyalarda yaratılan dijital “benlikler” aracılığıyla, ölen kişilerin fiziksel olarak temsil edilmesini sağlayabilir. Ancak bu tür gelişmeler, yas tutma sürecini daha da karmaşık hale getirebilir ve yas tutanların yeni ilişkiler kurmasını veya kayıplarını kabullenmelerini engelleyebilir.
Bu bağlamda, teknolojinin yas sürecine etkisi çift yönlüdür ve hem destekleyici hem de engelleyici olabilir. Dolayısıyla , bu teknolojilerin etkilerini dikkatle değerlendirmek ve kullanımlarını etik normlar çerçevesinde sınırlamak önemlidir. Söz konusu dijital araçların yas sürecinde kullanılmasına yönelik daha fazla araştırma yapılması ve bu araçların sağlıklı bir yas sürecini destekleyip desteklemediğini belirlemek üzere denetlenmesi gerekmektedir.
Bu araçlar ve botlar aynı zamanda Black Mirror dizisindeki distopik senaryoları hatırlatıyor. Yapılan araştırmaların sonucuna göre, çocukların bu botlardan korunması ve kullanıcıların istedikleri zaman bu botları kapatabilmesi gerekiyor.
Cambridge Üniversitesi’nde yapılan yeni bir araştırmaya göre, gelişmekte olan “dijital öbür dünya endüstrisi” kontrol edilmediği takdirde yas tutanlara ciddi psikolojik zararlar verebilir.
Olası sonuçları keşfetmek için kurgusal şirketlerin de hayal edildiği çalışmaya göre, bazı örnekler arasında Project December ve HereAfter AI yer alıyor.
Etik sorunlar ve öneriler
Cambridge’deki Leverhulme Zekanın Geleceği Merkezi’nden etikçiler, yapay zekanın reklamlar veya yanıltıcı bilgilerle kullanıcıları manipüle edebileceği konusunda uyarıyor. Araştırmacılar bu konuyla ilgili olarak, bir çocuğun ölmüş ebeveyninin yapay zeka tarafından canlandırılmasıyla gerçek hayatta biriyle tanışması için kandırıldığı ya da bir kadına ölmüş büyükannesinden bir yemek dağıtım uygulaması önerildiği senaryolar üzerinde çalıştılar.
Araştırmacılar, griefbot kullanımının potansiyel zararlarını sınırlamak için etik kurallar ve kullanıcıların haklarını koruyacak yönetmelikler geliştirilmesinin zorunlu olduğunu vurguluyorlar. Araştırmacılar etik olarak ‘keder robotları’ yaratmak için bir ilkeler listesi hazırladılar. Aynı zamanda araştırmacılar, kapatılmalarına izin vermenin yanı sıra botların riskler hakkında görünür feragatnamelere, çocukların bunları kullanmasını engelleyen kısıtlamalara sahip olmasını ve hem merhum hem de kullanıcılar için “karşılıklı rızayı” vurgulamasını önerdiler.
Cambridge Üniversitesi’ndeki araştırmacı kimliğiyle ön plana çıkan ve tasarım teorisi, teknoloji etiği, yapay zeka üzerine çalışmalar yürüten Dr. Tomasz Hollanek, bu teknolojilerin ‘dijital cenaze’ gibi ritüellerle emekli edilmesinin bile gerekebileceğini söylüyor.