Milliyet gazetesi yazarı Özay Şendir, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler ile Deniz Kurdu Tatbikatı’nın Seçkin Gözlemci Günü’nde gerçekleştirdiği röportaja dair kıymetli ve dikkat çeken bilgileri paylaştı.
Özay Şendir’in yazısında aktardığı dikkat çekici bilgiler denizaltılar ile başlıyor. Şendir, Türkiye dahil ülkelerin denizaltılarının zaman zaman dibe yatıp gemilerin eşsiz pervane seslerini kaydettiğini, Türk karasuları yakınlarında benzer işler yapan çeşitli ülkelerin çok gelişmiş denizaltılarını daha işlem yapamadan yakalamış yerli sistemlerimizin varlığına işaret ediyor.
‘Bir gece ansızın gidebilirler’
Terör örgütünün üst üste yediği büyük darbeleri ve Irak’ın kuzeyinde Kilit’in kapanma sürecini göz önüne aldığında “Sayın Bakan sanırım kilit kapanıyor” sorusunu soran Şendir’e Bakan Güler, “Bu işi, bu sene bitireceğimizi söylemiştik zaten. Her gün operasyonun gereklerini birer birer yerine getirerek, operasyonu sürekli geliştiriyoruz. Zeytin Dalı Harekatı’na başlar gibi ve yahut Fırat Kalkanı’na başlar gibi bir şey olmayacak. Geçmişte orada yaptığımız faaliyetler terör örgütünün her türlü faaliyetini çözdük, o nedenle de hemen her gün ağır kayıplarla devam ediyor, kıştan çıkmanın onlar için sona gidişi hızlandırdığı bir dönem oluyor diyelim.” ifadelerini kullandı.
‘YASAKLI ÖRGÜT’ İLANI
Bu noktada aldığı bilgileri doğrulatmak adına Bakan Güler’e teröristlerin Irak’ın içlerine kaçış yolunu Türkiye’nin mi kapattığını ve Bağdat Yönetimi ile kurulan diyaloğu, güven duyup duyulmadığını soran Şendir’e Bakan’ın cevabı:
“Iraklı dostlarımıza da güveniyoruz aslında ama bu son toplantılarda geldiğimiz nokta ‘yasaklı örgüt’ ilanını bile bir gelişme olarak algılıyoruz ve inanıyoruz ki Iraklı dostlarımız da ABD ve Avrupa gibi PKK’yı terör örgütü olarak tanımlayacaklardır. Fakat biz kendimiz tüm faaliyetlerimizi orada yürütmeye devam ediyoruz.” şeklinde oldu.
KİMYASAL SİLAH PROVOKASYONU ÇABALARI
Şendir, bölgeden gelen bilgilerin terör örgütünün Suriye’den elde ettiği kimyasal silahları Irak’ın kuzeyine geçirdiği ve bu silahları yerel halka karşı kullanıp bu insanlık suçunu Türk Silahlı Kuvvetleri’nin üzerine atma planını yaptığını gösterdiğini, Bakan’a “Türkiye bu konuda ne yapıyor, ABD ya da CENTCOM’u bilgilendirdik mi” diye sorduğunu, Sayın Bakan’ın ise soruya hem cümleleri hem de tonlamasıyla şu şekilde cevap verdiğini aktarıyor:
“Türk Silahlı Kuvvetleri’nde kimyasal silah olmadığını defalarca söyledik ve buna sahip olmak için de bir çabamız yok ve asla olmayacak da. Bizim kimyasal silaha ihtiyacımız yok. Kimyasal silahla ilgili örgütün birtakım faaliyetler yürüttüğünü biliyoruz. Oradaki sivil halk da bizim oralarda senelerdir en ufacık bir zarar görmemeleri için ne kadar büyük sorumluluk üstlendiğimizin farkında. Dolayısıyla ‘Türk Silahlı Kuvvetler’i kimyasal kullandı’ gibi bir iddia karşılık bulmaz. Terör örgütünün sivil halka karşı kimyasal kullanma çabasının farkındayız ama o da çok zor bir hadise. Böyle bir şeyi hiç düşünmek istemiyorum açıkçası.”
İran-terör örgütü ilişkisi
Son dönemde Barzani Ailesi’ne yakın olduğu belli olan istihbarat sitelerinde İran’ın terör örgütüne verdiği desteğe dair karşısına çıkan haberlerin sayısında bir artış olduğunu belirten ve konuyla alakalı Sayın Bakan’a soru yönelten Şendir’in aldığı cevap ise şu şekilde:
“Bizim yüzyıllardır dostumuz, komşumuz ve yüzyıllarca daha dost ve komşu kalmak için elimizden gelen her türlü gayreti gösteriyoruz. İranlı dostlarımızla geçenki başka bir konuşmada ifade ettim; İranlı dostlarımız maalesef PKK’lı teröristlere karşı bizimle aynı paralelde bakmıyor açıkçası çünkü işte biz gözetliyoruz ‘Bak kardeşim adamlar şurda, şu evde, adamın kaldığı adres şu’ diye veriyoruz, kısa bir müddet sonra cevabı geliyor. ‘Efendim biz o adresi araştırdık öyle birisi, birileri yok.’ Tabi bu kabul edilir değil. Tabi bizim dostluğumuz baki. Ben inanıyorum ki İranlı dostlarımız da yani PKK’yla aslında başlarına bela olacağını farkındalar ama inşallah bakalım bir çözüm bulacaklardır diye düşünüyorum.”
Sınır güvenliği meselesi…
Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler’in en hassas olduğu konunun sınır güvenliği olduğunu belirten Şendir, 1 Mayıs’ta İstanbul’da alınan önlemlerin ardından sosyal medya mecralarında ortaya atılan “Sınırı da böyle korusaydınız” mesajlarını görüp görmediğini sorması üzerine Sayın Bakan’ın: “Bu konudaki hassasiyetimizi biliyorsunuz. Bu tür paylaşımlar yapan bir ünlüyü sınıra davet ettik, aylardır boş zamanı olmadı ve en son sonunda pes etti. Bu iddiada bulunanları sınırları görmeye davet ediyoruz. Orada diledikleriyle görüşebilir, röportaj yapabilirler. Tek şartım bir gece Mehmetçik’le beraber sınır hattında uyumaları. Dolaşıma sokulan videoların çoğu kaçakların başka yerlerde çektiği videolar.” şeklindeki ifadelerine yer veriyor.
ABD, F-16, terörü beslemek
ABD ile Türkiye arasındaki son dönem bir yumuşama olsa da en büyük sorun olarak öne çıkan terör örgütünü eğitme ve donatma işinin sürdüğüne değinen Şendar’ın “hani Orta Doğu’dan gidecek, Pasifik’e döneceklerdi” sorusunu yönelttiğinde ise aldığı cevap şu şekilde:
“Evet Amerika maalesef başka bir terör örgütü DEAŞ’a karşı başka bir terör örgütüyle mücadele etme gayreti içerisinde, PYD-YPG devam ediyor böyle… Şimdi bunu da Amerikalı dostlarla defalarca konuştuk. Bu yöntemin yanlış bir yöntem olduğunu ifade ettik. Eğer sadece amaçları DEAŞ’la mücadele etmek ise DEAŞ’la mücadeleye onlarla birlikte hazır olduğumuzu ifade ettik. Terör örgütü DEAŞ’la biz de mücadele ettik, yaralımız, şehidimiz oldu. Fakat anlıyoruz ki öyle bir dertleri yok. Biz de diyoruz ki dostlarımıza ‘Değerli dostum senin ne yaptığını ne yapmaya çalıştığını biz görüyoruz. Eğer senin derdin DEAŞ’la mücadeleyse biz varız. Yok değilse bu PKK-YPG-PYD terör örgütü, terör örgütü değildir deyip bizim aklımızla alay etmeyin. Böyle birşeyi kabul etmemiz söz konusu değil. Lütfen pozisyonuz neyse, yap onu kabullen, biz ona göre adım atmasını biliriz.’
Geçen gün de ifade ettim, eğer kardeşim siz burada bizler gibi yüzlerce yıl kalacaksanız sorun yok, böyle gideriz. Fakat terör örgütü de bilmeli ki ABD bir gece ansızın gidebilir.”
Kaynak: Milliyet – Özay Şendir