İngiltere’nin The Guardian gazetesinden şok iddia!
İsrail istihbarat teşkilatı Mossad’ın eski başkanı Yossi Cohen‘in, Uluslararası Ceza Mahkemesinde (UCM) İsrail aleyhine başlatılan soruşturma öncesi eski UCM Başsavcısı ile gizli görüşmeler yapıp onu soruşturmanın iptali için tehdit ettiği öne sürüldü.
2012-2021 döneminde UCM Başsavcısı olarak görev yapan Fatou Bensouda, 2021’de İsrail’in Filistin topraklarında savaş suçları ve insanlığa karşı suçlar işlediği gerekçesiyle soruşturma başlattı.
The Guardian, İsrail’in dış istihbarat teşkilatı Mossad’ın eski başkanı Yossi Cohen’in, Bensouda ile gizli görüşmeler yaparak, UCM başsavcısını tehdit ettiğini ve savaş suçları soruşturmasından vazgeçmesi için baskı yaptığını iddia etti.
2016 yılında başlatılan ve UCM eski başsavcısı Fatou Bensouda’nın yürüttüğü soruşturma kapsamında, Mossad’ın dönemin başkanı Yossi Cohen’in Bensouda ile gizli görüşmeler gerçekleştirdiği ortaya çıktı.
İsrail kaynaklarına göre Cohen, bu görüşmelerde soruşturmanın İsrail askeri personeli için tehdit oluşturacağını savundu ve Bensouda’yı İsrail’in talepleri doğrultusunda işbirliği yapmaya ikna etmeye çalıştı.
Gazetecilere konuşan İsrailli kaynaklar, Cohen’in bu süreçte İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun gayriresmi temsilcisi gibi hareket ettiğini belirtti. Ancak Bensouda, Cohen’in ısrarcı ve tehditkar tutumunu UCM’nin üst düzey yetkililerine aktardı. Bu durum dört farklı kaynak tarafından teyit edildi ve Cohen’in Bensouda’ya baskı yapmak için birçok kez girişimde bulunduğu bildirildi.
Dahası, UCM kaynaklarından alınan bilgilere göre, Cohen Bensouda’ya, “Bize yardım etmelisiniz ki biz de sizinle ilgilenelim. Kendinizin ve ailenizin güvenliğini tehlikeye atacak şeylere bulaşmak istemezsiniz.” şeklinde tehditkar ifadeler kullandı.
İki farklı kaynağın aktardığına göre Mossad, Bensouda’nın eşine ait bazı gizli kayıtları ele geçirdi ve İsrail bu belgeleri Bensouda’ya baskı yapmak ve onu itibarsızlaştırmak için kullandı.
Demokratik Kongo Cumhuriyeti ayrıntısı
İddialar arasında, Mossad’ın UCM’nin yönetim birimlerine dahi kaynaklar yerleştirdiği ve bu yolla herhangi bir iz bırakmadan operasyonlarını sürdürdüğü de yer alıyor. UCM yöneticilerinin, bazı olayların arkasında Mossad’ın olabileceğinden şüphelendiği belirtiliyor.
Mossad’ın eski başkanı Yossi Cohen’in, 2016’da başlayan İsrail aleyhindeki soruşturma sürecinde Fatou Bensouda ile ilk temasını 2017’deki Münih Güvenlik Konferansı’nda kurduğu biliniyor.
Ancak 2018’de ABD’de yapılan bir görüşme, Bensouda’nın kendisini daha önceden planlanmış bir senaryonun içinde bulmasına sebep oldu. Bensouda 2018 yılında resmi bir ziyaret için New York’taydı ve o dönemde Demokratik Kongo Cumhuriyeti Devlet Başkanı olan Joseph Kabila ile otelinde görüşüyordu. İkili, UCM’nin Kabila’nın ülkesinde işlendiği iddia edilen suçlarla ilgili devam eden soruşturması kapsamında daha önce de birkaç kez bir araya gelmişti.
Ancak bu buluşmanın bir tuzak olduğu anlaşılıyor. Toplantı hakkında bilgi sahibi üç kaynağa göre, Bensouda’nın personelinden odadan çıkmaları istendikten bir süre sonra Cohen içeri girdi. Bu sürpriz gelişmenin Bensouda ve onunla birlikte seyahat eden bir grup UCM yetkilisini telaşlandırdığını söylediler.
Kabila’nın Cohen’e neden yardım ettiği bilinmiyor, ancak iki adam arasındaki bağlar 2022 yılında, Mossad direktörünün 2019 yılı boyunca Demokratik Kongo Cumhuriyeti’ne yaptığı bir dizi gizli geziyi haberleştiren İsrailli yayın TheMarker tarafından ortaya çıkarıldı.
İsrail televizyonu Kan 11, “İsrail’in çıkarlarını ilgilendiren bir konuda Kabila’nın görüşüne başvurulduğu” açıklaması yapılan görüşmelerle ilgili, “Aşırı derecede tartışmalı bir plan” hakkında görüşüldüğünü ve bu planın “İsrail’in en hassas sırlarından biri olduğunu” iddia etmişti.
Mossad’ın “tehdit ve manipülasyon” içeren taktikleri
Yeni ortaya çıkan bilgilere göre, New York’ta eski Kongo Demokratik Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Joseph Kabila ve UCM eski başsavcısı Fatou Bensouda arasında gerçekleştirilen sürpriz bir görüşmenin ardından, Mossad’ın eski başkanı Yossi Cohen’in Bensouda ile irtibatını sıklaştırdığı belirtildi. Gazetenin ulaştığı üç kaynak, Cohen’in bu görüşmeden sonra defalarca başsavcıyı aradığını ve onunla yüz yüze görüşmek istediğini aktardı.
İki tanık, Bensouda’nın telefon numarasını nasıl elde ettiği konusunda Cohen’e sorular yönelttiğini, Cohen’in ise “Ne iş yaptığımı unuttun mu?” şeklinde bir yanıt verdiğini bildirdi.
Kaynaklar, Cohen’in başlangıçta başsavcı ile “ilişki kurmaya çalıştığını” ve onu etkilemek için “iyi polis” taktiğini oynadığını ifade etti. İddialara göre Cohen’in ilk amacı, Bensouda’yı İsrail ile işbirliği yapmaya ikna etmekti.
Ancak, zamanla Cohen’in yaklaşımında bir değişiklik gözlemlendi. Toplantılar hakkında bilgi sahibi bir kaynak, Cohen’in tonunun giderek sertleştiğini ve “tehdit ve manipülasyon” dahil olmak üzere çeşitli taktiklere başvurduğunu belirtti. Bu durum, Bensouda’nın, Cohen’in giderek artan baskıları hakkında UCM’nin üst düzey yetkililerini bilgilendirme kararı almasına neden oldu.
Cohen, 2019’dan sonra UCM Başsavcısı ile defalarca görüştü
2019 yılı sonlarında başlayan ve 2021’in başlarına kadar süren dönemde, Mossad’ın eski başkanı Yossi Cohen’in, UCM eski başsavcısı Fatou Bensouda ile en az üç kez görüştüğü bildirildi.
Bu görüşmeler, tamamı Cohen tarafından başlatılmış olup, Gazze, Batı Şeria ve Doğu Kudüs’teki savaş suçları iddiaları hakkında UCM’de yapılması planlanan kapsamlı cezai soruşturmanın başlaması sürecinde gerçekleşti.
Bensouda, Aralık 2019’da Gazze, Batı Şeria ve Doğu Kudüs’teki savaş suçları iddialarına yönelik kapsamlı cezai soruşturma başlatmak için gerekçeleri olduğunu açıklamıştı.
Fakat Başsavcı, öncelikle UCM’nin ön yargılama dairesinden mahkemenin Filistin üzerinde gerçekten yargı yetkisine sahip olduğunu teyit edecek karar istenmesine hükmederek, soruşturmayı başlatmayı erteledi.
Bu süreç içerisinde, yargıçlar davayı değerlendirirken Cohen, Bensouda’ya baskı yaparak eğer yargıçlar davanın devamına yeşil ışık yakarsa, tam soruşturma yürütmemesi için ikna etmeye çalıştı.
Gazeteye konuşan kaynaklar, Cohen’in bu çabalarının ve sürekli temaslarının UCM yetkilileri arasında endişe yarattığını belirtti. Cohen’in davranışları, başsavcının zor bir pozisyonda kalmasına neden olurken, bu tür uluslararası yargı süreçlerinde dış müdahalelerin etkileri tartışma konusu oldu.
Bensouda’ya eşinin fotoğraflarıyla tehdit
Bir kaynağın aktardığına göre, UCM eski başsavcısı Fatou Bensouda ile Mossad’ın eski başkanı Yossi Cohen arasında gerçekleşen son iki görüşmede, Cohen’in tehditkar bir tutum sergilediği öne sürüldü. Cohen’in, bu görüşmelerde Bensouda ve ailesinin güvenliğine ilişkin soruları gündeme getirerek Bensouda’nın kendisini tehdit edildiğine inanmasına sebep olduğu belirtildi.
Cohen’in Bensouda’ya yaptığı baskıların somut örnekleri de mevcut. Bir görüşmede, Cohen’in Bensouda’nın eşi ile Londra’yı ziyaret ederken çekilmiş gizli fotoğraflarını gösterdiği ve bu durumun Bensouda üzerinde büyük bir baskı yarattığı ifade edildi. Bir başka olayda ise, Cohen’in Bensouda’ya “kapsamlı soruşturma başlatma kararının kariyerine zarar vereceğini” söyleyerek tehdit ettiği iddia edildi.
Konuya aşina dört farklı kaynak, Bensouda ve diğer UCM yetkililerinin, Başsavcı’nın kocasıyla ilgili bilgilerin uluslararası ilişkiler danışmanı olarak çalıştığı sırada diplomatik kanallar arasında dolaştığını fark ettiklerini ve bu bilgilerin çeşitli yollarla elde edildiğini bildirdi. Bu bilgilerin dolaşımı, Cohen’in Bensouda üzerindeki baskısının yalnızca doğrudan tehditlerle sınırlı olmadığını, aynı zamanda çeşitli istihbarat yöntemleriyle desteklendiğini gösteriyor.
Gazetenin haberine göre, Mossad, 2019-2020 yıllarında aktif olarak Bensouda hakkında gizliliği ihlal eden bilgiler aradı ve Başsavcı’nın aile üyeleri hakkında da bilgi topladı.
İsrail istihbaratı, Başsavcı’nın kocasına karşı yürütülen gizli bir operasyona ilişkin bazı malzemeler elde etti. Haberde, operasyonu kimin yürüttüğü ya da kayıtlarda tam olarak ne söylendiğinin bilinmediği aktarıldı. Bir olasılığın, istihbarat teşkilatı ya da UCM üzerinde baskı kurmak isteyen başka bir ülkenin özel aktörleri tarafından hedef alınması, bir diğer seçeneğin ise bilginin uydurulması ihtimali olduğu belirtildi.
Ancak malzemenin, İsrail’in eline geçtikten sonra diplomatları tarafından Başsavcı’nın altını oymak için başarısız bir girişimde kullanıldığı ileri sürüldü. Öte yandan, birçok kaynağa göre ise İsrail, müttefiklerini malzemenin önemi konusunda ikna edemedi
İsrail tarafından diplomatik düzeyde paylaşılan bilgilere aşina üç kaynak, bu çabaları “Bensouda’ya karşı başarısız karalama kampanyasının parçası” olarak nitelendirdi. “Fatou’nun peşine düştüler.” ifadesini kullanan bir kaynak ise bunun Başsavcı’nın çalışmaları üzerinde “hiçbir etkisi” bulunmadığını iddia etti.
Trump yönetimi de Bensouda’ya vize kısıtlamaları ve yaptırımlar uygulamıştı
Trump yönetimi, 2019-2020 yılları arasında, Bensouda’ya daha önce benzeri görülmemiş vize kısıtlamaları ve yaptırımlar uygulamıştı. Bu adımlar, Bensouda’nın Afganistan’da Taliban ve ABD askeri personeli tarafından işlendiği iddia edilen savaş suçları üzerine yürüttüğü soruşturmaya misilleme olarak görülmüştü.
Ancak, dönemin ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo bu yaptırımları Filistin davasıyla ilişkilendirerek, “UCM’nin İsrail’i sadece siyasi amaçlarla hedef tahtasına koyduğu açıktır.” şeklinde bir açıklama yapmış ve daha sonra da Bensouda’yı yolsuzluk yapmakla suçlamıştı. Ancak bu iddialar için herhangi bir kanıt sunamamıştı.
Başkan Joe Biden’ın göreve başlamasıyla birlikte, Bensouda’ya yönelik yaptırımlar iptal edildi. 2021 Şubat’ında UCM’nin ön yargılama dairesi, mahkemenin işgal altındaki Filistin topraklarında yargı yetkisine sahip olduğunu teyit eden bir karar yayımladı ve ertesi ay Bensouda, cezai soruşturmanın başlatıldığını duyurdu.
Bensouda, bu önemli gelişmelerin ardından 2021’de UCM’deki 9 yıllık görev süresini tamamladı ve soruşturmayı halefi Kerim Han’a bırakmıştı.