Her geçen gün hayatımızdaki etkinliğini artıran yapay zeka, internet kullanıcılarını nasıl daha çok faydalanabiliriz sorusuna cevaplar aramaya sevk ediyor. Yapay zeka bu sorulara getirilen cevaplar doğrultusunda kullanılıyor, alanı genişliyor ve bu talepler, ihtiyaçlar doğrultusunda geliştiriliyor. Ortaya çıkışının ilk başlarında insan hayatını doğrudan etkilemeyen alanlarda etkin olarak yer alan yapay zeka, gelişimiyle beraber insan hayatının merkezine doğru konumlanıyor.
Hukukun insanların menfaatlerini ve dahi canlarını koruyan bir güvenlik ve yaptırım mekanizması olarak insan hayatının merkezinde yer alan bir alan olduğu yadsınamaz bir gerçek. Reuters’in 2023 yılında ABD’de yapay zekaya yönelik bir çalışmadan bahsettiği haberde; iki hukuk profesörü ve hukuk yazılımları üreten bir şirketin hazırladığı baro sınavından 297 puan alarak yüzde 76’lık bir başarı oranı yakalayan GPT-4, yapay zekanın hukuk alanında da kullanılabileceğini gösterdi.
HUKUK ALANINDA YAPAY ZEKA UYGULAMALARI
Yapay zeka her ne kadar hızla gelişse de yapay zeka yazılımına sahip insansı bir robotun cübbe giyerek savunma yapması veya hüküm takdir etmesi şeklinde hukuk alanına dahil olması uzak bir hayal sadece. Peki Amerika Birleşik Devletleri baro sınavında yeterli sayılabilecek bir puan yakalayan yapay zeka hukuk alanında nasıl faaliyet gösterecek?
Ceza hukuku alanında görülen davalar soruşturma ve kovuşturma şeklinde iki aşamadan oluşuyor ve soruşturma aşamasında toplanan delillerle hazırlanan iddianame sonucu yeterli şüphe oluşursa kovuşturma aşamasına geçilerek ancak o zaman mahkeme salonlarında yargılama başlıyor. Hukuk davalarında ise uyuşmazlıkların bir kısmı tamamen yazılı usul ile tamamlanıyor.
Bu doğrultuda yapay zekanın şu an bulunduğu gelişmişlik düzeyini baz alarak bir görev alanı tesis etmek istersek ceza davaları için soruşturma kısımlarında ve hukuk davaları için de karar verici konumda bulunmamak kaydıyla neredeyse tamamında kullanılabilir diyebiliriz. Örnekler üzerinden bu görev alanını daha net görebiliriz.
Katipler tarafından duruşmanın yazılı bir dökümü olması amacıyla tutulan zabıt tutanağı geliştirilmiş dil yetilerine sahip yapay zeka destekli dikte uygulamaları tarafından tutulabilir.
Delillerin toplanması ve değerlendirilmesi bakımından yapay zekadan görsel ve işitsel destekler alınabilir. Delile konu olan şeyin gerçekliğinin değerlendirilmesi; örneğin bir imzanın taklit mi gerçek mi olduğu bakımından ilgili kişinin imzaları ile kıyaslanması veya bir ses kaydı söz konusuysa bunda montaj olup olmadığı veya yapay zeka tarafından oluşturulmuş olma ihtimalinin değerlendirilmesi. Bir fotoğraf veya video söz konusuysa bu kişinin kim olduğunun tespiti, olduğu iddia edilen kişi ile kıyaslanarak neden o veya neden o olmadığının belirlenmesi.
Hukuk personelleri tarafından çeşitli aşamalarda hazırlanan dilekçe, itiraz, iddianame, gerekçeli karar gibi evrakların hazırlanmasında esas teşkil eden unsurları verilerek belgenin yapay zeka tarafından hazırlanarak vakitten tasarruf sağlanması.
Gerçeklerin aydınlatılması bakımından şüphelilerin sorgulanmasının fazlasıyla önemli olduğu noktalarda veya çapraz sorguya ihtiyaç duyulduğunda, olayın yapay zekaya anlatılarak sorguda sorulması gereken öncelikli soruların belirlenmesi yoluyla kolluk güçlerinin sorgu süreçlerinin desteklenmesi. Yine sorgu sürecinde kişinin jest ve mimiklerinin yapay zeka destekli kameralar tarafından izlenmesi ve anlık psikanaliz yapılarak ifadelerin yalan/gerçek oranlarının hesaplanması şekliyle yararlanılabilir.
Dosyalara hakim ve savcı atamasının yapay zeka destekli yapılması ve böylece yasaklılık hallerinin oluşmasının doğrudan engellenmesi.
Tarafların kararın alınmasını geciktirmek ve yargılama sürecini uzatmak maksadı bulunan taleplerinin baştan tespit edilerek sürece zarar vermesinin engellenmesi amacıyla yapılan her hukuki işlemin yapay zeka destekli uygulamaya kaydedilerek takip edilmesi, olasılıkların hesaplanması ve taleplerin mutlak adalete ulaşma noktasında gerekliliklerinin öngörülmesi yoluyla gecikmelerin engellenmesi.
Herhangi bir aşamada uyulması şart koşulan sürelerin, zaman aşımlarının yapay zeka tarafından değerlendirmeye alınması, yine bu hususlara yönelik itirazların da yapay zeka yardımıyla değerlendirilmesi.
Yapay zeka her ne kadar bizi şaşırtacak seviyeye gelmiş olsa da teknoloji içerisinde çok daha taze bir olgu ve yapısı gereği diğer tüm teknolojik unsurlara kıyasla gelişmeye daha açık. Bu doğrultuda saydığımız örnekler yapay zekanın gelişimi ile artırılabilir, değiştirilebilir ve geliştirilebilir türden örnekler olarak kendilerine yer buluyor.
YAPAY ZEKA KAYNAKLI SORUNLARIN HUKUKİ ALANA YANSIMALARI
Yapay zeka doğru yöntem ve metotlarla doğru noktalarda kullanılırsa hukuk alanında ciddi desteklerde bulunabilir ve hatta yeterince geliştiğini kanıtladığı takdirde tamamen yazılı usulle yapılan yargılamaları yapabilir. Böylece birçok vatandaşın ve dahi hukukçuların dert yandığı duruşmalara ileri uzun süreli tarih verme ve dosya yığılması sorunları aşılabilir. Ancak bunlar doğru kullanımla hukuk alanını desteklemeye yönelik örnekler. Yapay zekanın sağladığı sınırsız imkanlar doğru olmayan noktalarda kullanılarak da hukukun alanına girebilir ve bunlar hukuka yardımcı olmak yerine bir külfet oluşturabilir. Bir uyuşmazlık veya yasa dışı bir unsur teşkil ederek çözümü konusunda hukuka muhtaç olabilir.
Kısa bir süre önce OpenAI tarafından kullanıma sunulan GPT-4o kullanıcılara çeşitli seslendirmen tercihleri sunuyor ve bunlardan biri olan Sky ile ilgili bir uyuşmazlık ortaya çıktı. Amerikalı aktris Scarlett Johansson, şirketin 2023 Eylül’ünde kendisine seslendirme işi için teklif yaptığını ve bunu kabul etmediğini açıklamış, aktristin Sky seslendirmesinin kendi sesine benzemesini iddia etmesiyle başlayan süreçte OpenAI ise sesin ünlü isme ait olduğunu reddetmiş ve seslendirmenin nasıl üretildiğini detaylı şekilde açıklayamayarak Sky’ın kullanımına ara verdiklerini duyurmuştu.
Burada şirketin tutumlarını bütünlükçü bir bakış açısı ile değerlendirdiğimizde sesin oluşum sürecini açıklayamadıkları ancak reddettikleri halde kullanıma ara vermeleri, çoğu internet kullanıcısının da paylaştığı görüşe göre Sky’ın Scarlett Johansson’un sesinin yapay zeka kullanılarak taklit edilmesiyle üretildiğini kanıtlar nitelikte. Şirket kullanıma ara vererek bu durumun hukuk önüne taşınmasından sakınmaya çalışsa da aksi senaryoda kişisel veriler hukuku ve ceza hukuku gibi birden fazla alanı ilgilendirecek bir uyuşmazlığa gebe bir yapay zeka kullanımına örnek teşkil ediyor.
Bir diğer örnek ise finans sektöründen geliyor. Hong Kong’da bir şirketin finansal sorumlusu kendisine gelen para transferi talepli e-postaların gerçekliğine inanmasa da yapay zeka ile tuzağa düşürülüyor. Postalara inanmayan yetkiliyi kandırmaya yönelik tamamen yapay zeka tarafından üretilmiş şirketin üst düzey yetkilileri ve mevkidaşlarına ait video ve seslerden oluşan bir video toplantı planlanıyor ve buna davet ediliyor. Toplantıda görüntü ve seslerin gerçekliğinden bir an bile şüphe etmeyen mağdur, toplantı bitiminde ilgili para transferini yapıyor ve ortaya 25,6 milyon dolar değerinde bir kayıp çıkıyor. Olayda görüldüğü üzere insanlar nezdinde inandırıcılığını yitirmiş klasik internet dolandırıcılığı yöntemleri yapay zeka ile desteklenerek insanların tuzağa düşmesi sağlanabiliyor.
Yapay zekanın hukuka nasıl destek olabileceğini düşünürken bir yandan da bu gibi olayların önlenmesine yönelik yöntemlerin de geliştirilmesi gerekiyor. Ceza kanununda bazı suçların internet üzerinden işlenmesine yönelik düzenlemeler veya internet suçlarına yönelik düzenlemeler mevcut olsa da yapay zeka kullanımının hızla arttığı bu dönemde bu düzenlemelerin genişleterek geliştirilmesine ihtiyaç duyuluyor.
DEEP FAKE NEDİR?
Yapay zeka ile ilgili birçok şeyin hukuk alanına girebilmesi mümkün olsa da yukarıda vermiş olduğumuz örnekler ve diğer çoğu yasa dışılık örnekleri “Deep Fake” olarak adlandırılan yapay zeka türünün kullanımı sonucunda ortaya çıkan hukuki problemler oluyor.
Peki bu Deep fake nedir? Deep fake, yapay zeka destekli yazılımların makine öğrenmesi teknikleri vasıtasıyla işitsel veya görsel yeni içerikler oluşturulmasıdır. Makine öğrenmesi ,teknik olarak bilgisayarların açıkça programlanmadan kendilerine verilen görevleri yapabilmeleri için otomatikleşmesini sağlar. Buna ihtiyaç duyulmasının sebebi karmaşık görevlerin çözümünün tamamının insan eliyle kodlanmasındaki zorluktur. Bunun yerine esas unsurları çizilerek yapılan bir programlama ile saniyede binlerce işlem yapan bilgisayarın, olası seçenekler içinden çözüme ulaşmaya çalışmasıdır. Bu teknik deep fake kullanımında ise karşımıza şöyle çıkıyor:
Yapay zeka ile bir ses üretmek istiyor ve bu sesin özellikle bir kişinin sesine benzemesini istiyorsanız bu sese ulaşmak için bilgisayara çok uzun bir tarif kodlaması yapmanız gerekecektir. Ancak makine öğrenmesi metoduyla benzetmek istediğiniz sese dair örnekleri sisteme yükler ve buna benzer bir ses üretmek istediğinizi yapay zekaya iletirseniz. Örnek ses kayıtları burada görevin esas unsurlarını oluşturarak işi basitleştirecek ve yapay zeka, bilgisayarın işlem hızıyla sonuca daha kolay ve çabuk ulaşabilecektir.
Aynı şey görseller için de geçerlidir. Sahte fotoğraf üretmek istiyorsanız benzemesini istediğiniz kişinin tüm fiziki özelliklerini veremezsiniz ki verseniz bile pek beklediğiniz gibi bir sonuç ortaya çıkmayabilir. Bunun yerine o kişinin bir görselini ve sahte fotoğrafla ilgili beklentilerinizi direktif olarak verdiğinizde yapay zeka bunu daha net ve beklentinize uygun ortaya koyacaktır.
POTANSİYEL HUKUKİ YAPTIRIMLAR
Yapay zeka yeni ve gelişmekte olan bir olgu olduğu için henüz kendisiyle ilgili hukuki problemlerin çözümüne yönelik bir hukuk ihdas edilmemiştir. Ancak bu demek olmuyor ki ortaya çıkan sorunlar çözümsüz kalacak, yapay zeka özelinde hukuk ihdas edilse dahi sorunların dahil olduğu çeşitli hukuk alanları bağlamında değerlendirilmesi ve çözüm geliştirilmesi her zaman bir gereklilik olacaktır.
Öyleyse henüz özel kurallar bulunmasa da bu problemler ilgisine girdikleri hukuk alanı bağlamında değerlendirilebilir. Yapay zekanın sebep olduğu sorunların başlıca kaynağının deep fake kullanımı olduğunu söyledik. Deep fake’in de sahte ses ve görüntü üretmek amacıyla kullanıldığını düşündüğümüzde bu problemle ilgili en yetkili hukuk disiplini, kişisel veriler hukuku olacaktır. Bunun yanı sıra kullanılan sahte argümanların kullanım şekli ve yerlerine göre somut olayda oluşacak suçlar varsa bu konuda da ceza hukuku asli yetkili olacaktır.
KİŞİSEL VERİLER HUKUKU
Kanun koyucu kişisel verilerin korunması amacıyla bu verilerin işlenmesi, saklanması gibi tüm durumları düzenlemek amacıyla Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’nu düzenlemiştir. Kanun hükmüne göre kişisel veri, kimliği belirli veya belirlenebilir gerçek kişiye ilişkin her türlü bilgiyi ifade eder. Kişisel veriler istisnaları kanun hükmünde saklı kalmak kaydıyla kişinin açık rızası olmaksızın işlenemez ve ancak kanunda öngörülen usul ve esaslara uygun olarak işlenebilir. Verileri işlerken; belirli ve meşru amaçlara sahip olmak ve bu amaçla sınırlı kalacak kadarını bu amaca uygun süreyle sınırlı kalarak işlemek, hukuka ve dürüstlük kurallarına uymak, zorunlu ilkelerdir.
Bu doğrultuda deep fake yöntemi ile oluşturulan ürünler her ne kadar sahte olsalar da bir kişiye veya kişilere ait olmakla, kişisel veri tanımına haizdirler. Örneğin bir kişinin deep fake’te kullanılmak üzere paylaşmadığı verilerle üretilen bir görsel veya seste, açık rıza yoktur ve kanunda öngörülen usul ve esaslara uygun olduğu da söylenemez.
Öyleyse bu şekilde deep fake kullanımı ile ortaya çıkan ürünler kişisel veri hakkını açıkça ihlal etmekte ve ilgili kanun kapsamında yaptırıma tabi tutulmalıdır. Kanun hükmüne göre yapılacak ihlaller bakımından suçlar ve kabahatler olarak ikili bir ayrım öngörülmüş. Suçların Türk Ceza Kanunu’nda düzenlendiği belirtilmiş ve kabahatlerle ilgili idari para cezaları belirlenmiştir.
CEZA HUKUKU
Ceza Kanununun amacı; kişi hak ve özgürlüklerini, kamu düzen ve güvenliğini, hukuk devletini, kamu sağlığını ve çevreyi, toplum barışını korumak, suç işlenmesini önlemektir. Kanunda, bu amacın gerçekleştirilmesi için ceza sorumluluğunun temel esasları ile suçlar, ceza ve güvenlik tedbirlerinin türleri düzenlenmiştir.
Bu doğrultuda bizi ilgilendiren ilk kısım yukarıda belirttiğimiz üzere, kişisel verilerin ihlali sonucunda oluşan suçların düzenlenmesidir. Kanun hükmüne göre kişisel verilerin hukuka aykırı olarak; kaydedilmesi, paylaşılması, ele geçirilmesi ve süresi içinde imha edilmemesine yönelik düzenlemeler getirilmiş ve bu suçlara yönelik hapis cezaları öngörülmüştür.
Ayrıca bu yapay zeka ürünlerinin kullanılması ile ortaya çıkacak diğer suç tipleri de yine Türk Ceza Kanunu kapsamında tipik olarak öngörülmüş olması halinde ilgili hüküm dahilinde yaptırım uygulanabilecektir. Bu duruma dolandırıcılık, şantaj, tehdit, hakaret gibi suçlar direkt olarak örnek olarak gösterilebilir ayrıca diğer suç tiplerinin oluşma ihtimali de yadsınamaz.
Sonuç
Uzmanlık alanı teknoloji olan insanların dahi ayak uyduramadığı bir hızla gelişen yapay zeka, çeşitli programların üretimine ve bu programlar vasıtası ile hayatımızı kolaylaştırmaya devam ediyor. Yapay zekanın uygulama alanları gittikçe genişliyor ve üretim, analiz, problem çözme gibi insan eliyle yapıldığında uzun süren işlemleri kısa sürede tamamlamasıyla yardımcı bir araç olarak hayatımıza giriyor.
Bu iş kolaylaştırıcı yanıyla, insan nüfusu arttıkça yürütmesi zorlaşan yargı süreçlerinde de çeşitli görevlerde kullanılarak fayda sağlayacağı düşünülüyor. 4-5 senesini bu sektörde çalışabilmek için eğitime ayıran bir insanın girdiği hukuk sınavını, iyi bir başarı yüzdesiyle geçebilecek şekilde eğitilebiliyor. Yapay zekanın en başarılı olduğu alanlar olarak gösterilebilecek, metin oluşturma ve analiz etme görevleri hukuki işlerin ciddi bir kısmını kapsıyor. Bu yöntemlerin yetkili makamlar eli ile sürece entegre edilmesi hâlinde hem hukuk alanında çalışanların hem de sorunları için hukuka başvuranların işlerini kolaylaştırması bekleniyor.
Yapay zeka tabanlı programlar, iyiye kullanıldığı gibi maalesef ki amacı dışında kötüye de kullanılabiliyor. Dolandırıcılık, şantaj, veri hırsızlığı gibi suçların işlenmesinde yapay zeka kullanılabiliyor. Yapay zekanın çok büyük bir hızla gelişmesi sebebiyle de insanlar durumun farkına varmadan yeni yöntemler geliştirilerek, süreç insanlara zarar verir şekilde ilerliyor. Her ne kadar bilişim teknolojileri yoluyla işlenen suçlara yönelik hukuki düzenlemeler bulunsa da yapay zeka ile işlenen suçların cezalandırılmasında hukuki boşluklar nedeniyle kanunlar yetersiz kalıyor. Bu sorunun çözüme kavuşturulmasında, yapay zeka ve makine öğrenmesi yoluyla işlenebilecek suçların mevcut hukuki düzende karşılık geldiği kanunlar kullanılarak yeni düzenlemeler oluşturulması ve doğru yaptırımlar ile cezalandırılması gerekiyor.