Kanlı soykırımın 29. yıl dönümü!
Takvim yaprakları 11 Temmuz 1995’i gösterdiğinde Yugoslavya İç Savaşı’nın (ya da bir diğer adıyla Bosna Savaşı’nın) en karanlık sayfalarından biri olan Srebrenitsa Soykırımı yaşanmıştı.
11 Temmuz’da başlayan ve 22 Temmuz’a kadar fiilen devam eden katliamda, 8 bin 372 Bosnalı Müslüman erkek ve çocuk, Sırp güçleri tarafından katledildi.
Soykırımın üst düzey sorumluları yakalanıp yargılandı fakat acılar soykırımın 29. yıldönümünde hala dün gibi taze.
Srebrenitsa Katliamı nedir?
Bosna Savaşı sebebiyle çok sayıda sivilin öldürüldüğü haberleri üzerine Birleşmiş Milletler (BM) 1993 yılında Srebrenitsa’yı Boşnaklar için “güvenli bölge” ilan etmişti.
Sırp saldırılarından kaçan binlerce Boşnak, BM tarafından “güvenli bölge” ilan edilen ve Hollandalı 400 kişilik barış gücü kuvvetleri tarafından “korunan” Srebrenitsa’ya sığınmıştı.
Sığınmacılardan yaklaşık 25 bin kadarı, barış gücü askerlerince Srebrenitsa’ya birkaç kilometre mesafedeki Potaçari’de bulunan bir akü fabrikasına yerleştirilmişti.
Tarihler 11 Temmuz 1995’i gösterdiğinde Sırp güçleri, Srebrenitsa’daki Hollandalı BM güçleriyle anlaşarak şehri hedef aldı. Savaş sırasında şehrin güvenliğini sağlayan Hollandalı Komutan Thom Karremans, kontrolü savaş suçlusu Ratko Mladiç komutasındaki Sırp birliklerine teslim etti. Ve Mladiç ve beraberindeki birlikler Bosna Hersek’in doğusundaki Srebrenitsa şehrini ele geçirdi.
Sırpların, Ratko Mladiç komutasında Srebrenitsa’ya girmesiyle insanlık tarihinin gördüğü en acı olaylardan biri yaşandı. Fabrikadaki savunmasız binlerce Boşnak, Hollandalı askerlerce Ratko Mladiç, nam-ı diğer “Bosna Kasabı”, komutasındaki Sırp askerlerine teslim edildi.
Sığınmacıların sığındığı ilk gece fabrikaya giren Sırp askerleri kimlik kontrolünü yapıp keyiflerine göre bazı erkekleri götürürken, eşlerinden ya da oğullarından ayrılan kadınların çığlıkları duvarlarda yankılanmıştı.
Mladiç komutasındaki Sırp askerleri tarafından başlatılan kanlı soykırım, sadece kurban yakınlarının ve tüm Boşnak milletinin değil bütün dünyada vicdan sahibi insanların en derin yaralarından biri olarak kabul ediliyor.
Öte yandan, aradan neredeyse 30 yıl geçmesine rağmen, hala 1000’in üzerinde soykırım kurbanının cenazesine ulaşılamaması, Srebrenitsa yarasının hala kapanamamasının en büyük sebebi olarak gösteriliyor.
Srebrenitsa ne zaman ve nasıl yaşandı?
Savaştan sonra yargılanarak aralarında Srebrenitsa soykırımının da bulunduğu birçok savaş suçundan müebbet hapse mahkum edilen Mladiç’in 11 Temmuz 1995 günü söyledikleri, adeta birkaç gün içinde olacakların da habercisiydi.
Sırp bayramı arifesinde “şehri, Sırp milletine armağan ettiklerini” söyleyen Mladiç, “Nihayet bu topraklarda Türklerden (bölge Müslümanları için kullanılan ifade) intikam alma zamanı gelmiştir.” ifadelerini kullanmıştı.
25 bini aşkın sivil halkın Bosna Kasabı’na teslim edilmesinden sonra, Sırp askerleri 12 yaş üstü tüm erkekleri bir yana, kadınları da diğer yana ayırdılar. Bütün süreç boyunca kadınlara ve küçük kız çocuklarına tecavüz edilirken erkekler ise kamyon ve otobüslere doldurularak ölüme götürüldü.
Sırplar, sivil halkı ormanlık alanlarda, fabrikalarda ve depolarda gaddarca katletti. Katledilen Boşnaklar, toplu mezarlara gömüldü. 5 gün boyunca devam eden katliamda “bilinen 8 bin 372 kişi” katledildi.
Orman yolu, ölüm yolu
Halkın bir kesmi Hollandalı askerlere sığınmayı düşünürken bir kısmı ise orman yolundan Boşnak askerlerinin kontrolündeki güvenli bölgeye ulaşmaya çalışmıştı. Fakat maalesef orman yolunu seçenlerin de kaderi Hollandalı askerlere sığınanlarla aynı olmuştu.
Yaşanan büyük katliamlar nedeniyle halk arasında “ölüm yolu” olarak da anılan orman yolunu seçen binlerce Boşnak, Sırp askerlerin kurduğu pusularda öldürüldü.
Srebrenitsa’daki kıyımdan Tuzla’ya kaçmaya çalışan 12 bini aşkın Boşnak ise dağlık güzergâh üzerinde pusu kuran keskin nişancı Sırp askerleri tarafından âdeta eğlenircesine tek tek katledildi.
Dağlardaki bu zorlu kaçış yolundan sadece 3 bine yakın kişi sağ olarak Tuzla’ya ulaşabildi.
Nihayetinde sadece birkaç gün içinde 10 binden fazla Bosnalı Müslüman sivil katledildi. Kadınlara tecavüz edildi ve bunlara maruz kalmadığı için “şanslı” olarak atfedilen çok sayıda kadın ve çocuk ise evlerinden sürgün edildi.
NATO müdahalesi
11 Temmuz 1995 yılında BM’nin güvenli bölge ilan ettiği Srebrenitsa’da binlerce Boşnak erkeğin katledilmesi NATO’ya yönelik tepkileri artırdı. 28 Ağustos’ta Saraybosna’nın merkezinde Markale’deki pazar yerine yapılan havan topu saldırısı sonucu 43 kişinin yaşamını yitirmesi sonrasında ise NATO uzun süren sessizliğini bozdu.
30 Ağustos 1995 tarihinde Bosna’daki Sırp hedeflere yönelik ”Kararlı Güç Harekatı” başlatıldı. Operasyon, 21 Eylül 1995’te sona erdi. Yaklaşık 400 savaş uçağı ve 15 ülkeden 5 bin askerin katıldığı müdahalede çok sayıda Sırp hedefi vuruldu.
NATO’nun hava saldırıları ve müzakereler sonucunda, 1995’te Dayton Anlaşması imzalandı. Bu anlaşma, Bosna-Hersek’in federal bir yapıya kavuşmasını ve Sırp Cumhuriyeti ile Hırvat ve Boşnak Federasyonu arasında bölünmüş bir yönetim sistemi oluşturulmasını sağladı. Kosova’da ise çatışmalar 1999’daki NATO müdahalesiyle Sırp güçlerinin geri çekilmesi ve uluslararası barış gücünün yerleşmesiyle sona erdi.
Yugoslavya İç Savaşı, bölgede büyük acı, yıkım ve insan kaybına neden oldu. Savaş boyunca çeşitli savaş suçları ve etnik temizlik vakaları yaşandı. Savaşın sonucunda Yugoslavya dağıldı ve bağımsız devletler ortaya çıktı. Bu süreç, Balkanlar’ın siyasi, ekonomik ve toplumsal yapısını derinden etkiledi ve bölgedeki uluslararası ilişkiler üzerinde uzun süreli etkiler yarattı.