Robotik teknolojiler evlerimize taşınıyor!
Silicon Vadisi’nin yenilikçi şirketlerinden Kind Humanoid, dünyaca ünlü tasarımcı Yves Béhar ile birlikte evde kullanılabilecek insansı robot Mona’yı geliştiriyor. Béhar, çevre dostu tasarımlarıyla tanınan bir endüstriyel tasarımcı ve birçok uluslararası projeye imza atmış bulunuyor. Mona, özellikle yaşlı bakımını desteklemeyi amaçlarken, Béhar’ın estetik anlayışıyla insansı, ancak karamsar bir görünüme sahip olmadan tasarlanan bu robot sıcak bir hava yaratıyor. İlk prototiplerin “kendin yap” tarzında oluşturulması, robotun düşük maliyetle ve hızla test edilmesine olanak tanıdı. Bu süreç boyunca Yves Béhar’ın tasarım dokunuşları, Mona’ya davetkar ve sürreal bir estetik kazandırdı. Böylece, başlangıçtaki işlevselliğin ötesine geçilerek, göz alıcı bir görsellik ve kullanıcı dostu bir görünüm sağlandı. Robotun kavrayıcı kısımları insan eline benzerken, yüz hatlarıyla fazla insansı bir görünüme bürünmekten kaçınıldı, böylece rahatlatıcı bir atmosfer sağlandı.
Mona, özellikle ev içi bakım ve günlük yaşamda destek sunmak için tasarlandı. Kohstall, endüstriyel robot pazarında büyük bir rekabet olduğuna ve bu nedenle ev ortamında karşılanmamış ihtiyaçlara odaklandıklarını vurguluyor. Bu odaklanma, Mona’nın merdivenler gibi karmaşık alanlarda sorunsuz hareket edebilmesi ve kullanıcıların bağımsızlıklarını sürdürebilmeleri için optimize edilmesini sağlıyor. Özellikle yaşlı bireylerin günlük aktivitelerinde destek alabilmeleri için tasarlanan Mona, bağımsız yaşam becerilerini destekleyerek hayat kalitesini artırmayı amaçlıyor.
İlk bakışta Mona projesinin detaylarını kavramak zor olsa da, Christoph Kohstall’in Silikon Vadisi’ndeki deneyimi projeye derinlik katıyor. Daha önce Google Brain’de çalışmış olan Kohstall, Kind Humanoid’i üç kişilik bir ekiple yönetiyor. Ünlü tasarımcı Yves Béhar, bu projeye katıldığında, küçük bir laboratuvardan çıkan robot parçalarının verimliliği ve hızını gördüğünde heyecanlandığını belirtti.
Geçtiğimiz ay, Béhar’ın Mona için yaptığı tasarımlar tanıtıldı. Bu tasarım, sürrealist ressam René Magritte’den ilham alarak, yumuşak beyaz renkli ve yuvarlak hatlı bir dış görünüm ile ön plana çıkıyor. Robotun elleri insan ellerini anımsatırken, ayakları ise daha çok toynak benzeri yapıda. Üst kısmında ince bir boyunla taşınan elmas şekilli bir kafa ve küçük bir gösterge ekranı bulunuyor. Bu ekranda, bulutlu bir gökyüzü görüntüsü sergileniyor ve bu durum robota hayali bir estetik katıyor. Béhar, robotun amacını ifade eden görselleri bulut arka planları ile yansıttıklarını belirtiyor. Bu bulutlar, robotun düşünce halinde olup olmadığını veya bir yanıt hazırlayıp hazırlamadığını kullanıcıya hissettirmeyi amaçlıyor. Yüzün tasarımı, robotla bir bağ ve anlam derinliği kurabilmek adına önemli bir yer tutuyor.
Robot, insansı bir görünümden kaçınarak daha yumuşak, rahatlatıcı bir forma sahip. Elde edilmesi zor “doğal” insan özelliklerinden ziyade, Mona’nın tasarımı fonksiyonel bir güzellik taşıyor. Kohstall, Mona’nın gelecekte ilk olarak bağımsız yaşamak isteyen yaşlı bireylere yönelik bakım tesislerinde kullanılmasını hedefliyor. Henüz endüstriyel pazara girmeyi düşünmeyen ekip, ev içi bakım robotları için bir boşluğu doldurmayı planlıyor. Kind Humanoid’in bu benzersiz robotu, modern yaşamın ihtiyaçlarına uygun olarak tasarlanıyor ve her detayıyla ev ortamına uyum sağlamayı hedefliyor. Kind’in sektördeki büyük rakiplerinin aksine, Mona projesine öncelikle evde kullanım alanında odaklanması, bu alandaki yenilik potansiyelini ortaya koyuyor.
Kohstall, Kind Humanoid’in asıl hedefinin yenilik olduğunu vurgulayarak, bunun para harcamaktan öte deney ve özenli bir süreç gerektirdiğini belirtiyor. Ekip, ilk sahada test edilmesi planlanan 12 adet Mona robotunu üretmeye odaklanmış durumda ve bu süreçte maliyetleri düşük tutarak seri üretim hedefliyor. Kohstall, robotun dış kabuğunun sprey boyayla tamamlandığını ve bu parçaların seri üretim için enjeksiyon kalıplama ile uygun maliyette üretilebileceğini söylüyor.