Havacılıkta bir Türk öncüsü, Nuri Demirağ!
Türkiye’nin havacılık alanındaki ilk uçak fabrikasını kurarak sektörde öncü isimlerden biri olan Nuri Demirağ, vizyoner bir sanayici ve iş insanı olarak tanınıyordu. 1886’da Sivas’ın Divriği ilçesinde dünyaya gelen Demirağ, genç yaşta demiryolu inşaatlarında çalışarak kariyerine adım attı. Cumhuriyet döneminde üstlendiği demiryolu projelerinde büyük başarılar elde eden Demirağ, bu çalışmaları sayesinde Mustafa Kemal Atatürk tarafından “Demirağ” soyadıyla onurlandırıldı. Demiryolu ağı genişletme projelerindeki başarıları, onu Türkiye’nin ekonomik bağımsızlığını savunan güçlü bir sanayici olarak öne çıkardı.
Cumhuriyetin ilk girişimcilerinden biri olarak tanınan Nuri Demirağ, Türkiye’nin ekonomik kalkınmasında öncü bir rol oynamıştır. Ticaret hayatına sigara kâğıdı üretimiyle adım atan Demirağ, 1918’de Eminönü’nde açtığı dükkânda “Türk Zaferi” markasıyla ilk Türk sigara kâğıdını üretti. Bu girişimi, Kurtuluş Savaşı döneminde büyük ilgi gördü ve kendisine önemli kazançlar sağladı. Sonrasında kurşun kalem üretimi, demiryolu inşaatı ve fabrika yapımı gibi sektörlerde yatırımlar yaparak Türkiye’nin sanayi altyapısının gelişimine katkıda bulundu. Özellikle, Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları’nın inşasında ilk müteahhitlerden biri olarak, ülkenin 10.000 km’lik demiryolu ağının 1.250 km’sinin inşasını üstlendi.
Nuri Demirağ, ayrıca maden işletmeciliği ve havacılık alanında da önemli adımlar atmıştır. 1936 yılında Türkiye’nin ilk uçak fabrikasını kurarak Türk havacılık tarihine damga vuran Nuri Demirağ, İstanbul Beşiktaş’taki bu fabrikada, bizzat Türk mühendislerin geliştirdiği uçakların üretimini gerçekleştirmişti. Bu girişim, Türkiye’nin bağımsız bir havacılık sanayisi kurma hedefinin temel taşlarından biriydi ve Demirağ, bu amaca ulaşmak için yoğun bir kararlılıkla çaba gösterdi. Fabrikada üretilen ilk yerli uçak olan Nu.D.36, Türk Hava Kurumu tarafından sipariş edilen ilk eğitim uçağı olma özelliğine sahipti. Hem teknik özellikleri hem de yerli üretim olması açısından büyük bir öneme sahipti.
Nuri Demirağ, sadece uçak üretimi ile sınırlı kalmayarak havacılık alanında eğitim vermek amacıyla “Gök Okulu” isimli bir uçuş okulu kurdu. Bu okul, Türkiye’nin ilk pilot okulu olarak tarihe geçmiştir ve burada 290 pilot yetiştirilmiştir. Gök Okulu, dönemin en modern eğitim yöntemlerini kullanarak, genç Türk pilotlarını yetiştirmek için gerekli altyapıyı sağlamıştır. Demirağ, bu okul aracılığıyla Vecihi Hürkuş gibi ünlü pilotların yanı sıra birçok yetenekli mühendisin de yetişmesine katkıda bulunmuştur. Ancak, Nuri Demirağ’ın havacılık girişimleri çeşitli zorluklarla karşılaşmıştır. Devlet desteğinin yetersizliği ve bürokratik engeller, onun projelerini gerçekleştirmesini zorlaştırmıştır.
Özellikle, Türk Hava Kurumu ile yaşanan sorunlar ve kazalar sonucunda siparişlerin iptali, fabrikasının kapanmasına giden yolu açmıştır. 1938 yılında yaşanan bir kaza sonrasında THK’nın siparişlerini iptal etmesi, Nuri Demirağ için büyük bir hayal kırıklığı yaratmış ve bu durum onun havacılık alanındaki çabalarını olumsuz etkilemiştir. Demirağ’ın uçak fabrikası, 1950’li yıllara gelindiğinde çeşitli ekonomik zorluklar ve siyasi engeller nedeniyle kapanmak zorunda kalmıştır.
Nuri Demirağ’ın çalışmaları ve vizyonu, Türk havacılığının gelişiminde kritik bir öneme sahip olmasına rağmen, yaşadığı zorluklar nedeniyle bu potansiyel tam anlamıyla gerçekleştirilememiştir. Siyasi hayatında ise Demirağ, Türkiye’nin çok partili hayata geçiş sürecinde önemli bir rol oynamıştır. 1945 yılında, Türk Hava Kurumu ile yaşadığı sorunlar ve kaybettiği mahkeme davası sonrasında, Türkiye’de adalet ve demokrasi anlayışının gelişmesi gerektiğine inanarak siyasete atılmıştır. Bu düşüncelerle, Türkiye’nin ilk muhalefet partisi olan Millî Kalkınma Partisi’ni kurmuş ve genel başkanlığını üstlenmiştir. Parti, 1946 ve 1950 seçimlerinde meclise girememiş olsa da, Demirağ’ın siyasi mücadelesi, tek partili rejimin geride bırakılması için önemli bir adım olarak değerlendirilmektedir.
Demirağ, 1954 seçimlerinde Demokrat Parti’den Sivas milletvekili adayı olmuş ve bu seçimde başarılı olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne girmiştir. Meclisteki görev süresi boyunca tarım, hayvancılık, enerji projeleri ve altyapı çalışmaları gibi konular üzerinde yoğunlaşmış, özellikle çölleşme ve baraj projeleri hakkında çalışmalar yaptı. Ancak Millî Kalkınma Partisi’nin giderek erimesi ve 1946 seçimlerinde elde ettiği başarısızlıklar, onun siyasi etkisini azaltmıştı.
Nuri Demirağ, 13 Kasım 1957’de İstanbul’da şeker hastalığı nedeniyle hayatını kaybettiğinde, geride bıraktığı miras sadece iş dünyasındaki başarılarıyla sınırlı kalmamış aynı zamanda Türk siyasi hayatına da önemli katkılarda bulunmuş bir lider olarak anılmaya devam etmiştir. Zincirlikuyu Mezarlığı’na defnedilen Demirağ’ın hayatı, hem sanayi hem de siyaset alanında gösterdiği azim ve kararlılıkla Türk toplumuna ilham vermeye devam etmektedir.
Nuri Demirağ’ın öngörüsü ve Türkiye’nin teknolojik alanda ilerlemesi adına yaptığı girişimler, Türk sanayisinin temellerinde güçlü bir yer tutmaktadır. Demirağ, 1957 yılında İstanbul’da hayatını kaybetmiş olsa da, Türkiye’nin milli savunma sanayii ve yerli üretim politikalarına olan katkılarıyla hatırlanmaktadır.