Charalambidis’in paylaştığı uydu görüntüleri ve analizlere göre, Orta Doğu’daki kriz gerekçe gösterilerek Larnaka ve Baf havaalanları ile Limasol limanında konuşlanan Amerikan savaş uçakları, helikopterler ve gemiler, Kıbrıs’ın bir NATO ve ABD üssüne dönüşmesine zemin hazırlıyor. Özellikle Mari’deki helikopter pistinin ABD ordusu tarafından ileri teknolojiyle inşa edilmesi, Washington’un Kıbrıs’taki varlığını güçlendirme stratejisinin bir parçası olarak değerlendiriliyor.
Larnaka Havalimanı, C-130 nakliye uçakları ve CH-47 Chinook helikopterlerine ev sahipliği yaparken, Andreas Papandreou Havalimanı’nda Amerikan V22-Osprey helikopterleri ile Alman ve Fransız güçlerinin de konuşlandığı belirtiliyor. Limasol Limanı’nda ise Amerikan ve diğer müttefik ülkelere ait savaş gemileri konuşlanmış durumda.
Analizde, Güney Kıbrıs’ın Akdeniz’e bakan bölgesine ABD’nin Patriot ve İsrail’in Barak hava savunma sistemlerinin yerleştirilmesi için hazırlıkların sürdüğü belirtiliyor. Güney Kıbrıs merkezli bir “hava savunma kubbesi” oluşturulması planlanırken, bölgenin SİHA’lar, savaş uçakları ve füze saldırılarına karşı korunmasının amaçlandığı ifade ediliyor. Ayrıca, yeni tehditlere karşı yeraltı tesisleri inşa edilebileceği de öne sürülüyor.
Bölgedeki İngiliz üslerinde çok sayıda Eurofighter Typhoon savaş uçağı ve stratosferde uçabilen U-2A tipi casus uçakların bulunduğu belirtiliyor. Gazze’deki krizin ardından, KC135 tanker uçakları, A400M nakliye uçakları ve elektronik harp uçakları da Güney Kıbrıs’taki askeri varlığın bir parçası olarak dikkat çekiyor.
Güney Kıbrıs’ın NATO üyeliği tartışmaları
Charalambidis, Güney Kıbrıs’ın Avrupa Birliği’nin Doğu Akdeniz’deki çıkarlarını koruma amacıyla NATO ile daha yakın işbirliğine girdiğini ve AB’nin bölgedeki ileri karakolu haline geldiğini belirtiyor. Güney Kıbrıs’ın NATO üyeliğine giden yolda olduğunu iddia eden Charalambidis, Türkiye’nin bu ortaklığa katılabilmesi için askerlerini Kuzey Kıbrıs’tan çekmesi gerektiğini ileri sürüyor. Rum yazara göre, Türkiye veto etse bile Güney Kıbrıs’ın, Yunanistan ve İngiltere’nin etkisiyle NATO gücü olarak konumlanması sağlanacak ve bu durum, Türk askerlerinin adadan çekilmesi için bir baskı aracı olarak kullanılacak.
Bu gelişmeler, Güney Kıbrıs’ın NATO ve Batı ittifakıyla ilişkilerinin giderek derinleştiğini ve bu stratejik ortaklığın Türkiye için yeni bir meydan okuma yaratabileceğini gösteriyor.