Yapay zeka modelleri, iş gücüne dair öngörüleri alt üst ediyor!
Marc Andreessen, teknoloji dünyasının önde gelen isimlerinden biri olan girişimci, yazılım mühendisi ve yatırımcıdır. İnternetin yaygınlaşmasını sağlayan ilk popüler tarayıcılardan Mosaic’i geliştirmiş ve Netscape’in kurucu ortaklarından biri olmuştur. 2009 yılında Ben Horowitz ile birlikte Andreessen Horowitz (a16z) adlı risk sermayesi şirketini kurmuş, Facebook, Airbnb ve Coinbase gibi dev teknoloji şirketlerine yatırım yapmıştır. “Yazılım Dünyayı Yiyor” makalesiyle teknoloji ve ekonomi alanında vizyoner bir düşünür olarak tanınan Andreessen, hâlâ Silikon Vadisi’nin en etkili figürlerinden biri olarak görülüyor.
Marc Andreessen, yaptığı bir podcast yayınında yapay zeka sektöründe büyük bir işe alım dalgası yaşandığını belirtti. Andreessen, OpenAI ve Google gibi teknoloji devlerinin, yapay zeka modellerini geliştirmek için binlerce doktor, avukat ve mühendis gibi uzmanları işe aldığını vurguladı.
Andreessen’e göre, bu durumu mevcut internet verisinin tükenmesi tetikliyor. “Bu sistemler, eğitim verisine dayalı çalışıyor. İnternetteki tüm insan yapımı veriyi taradılar, ancak yeni, kaliteli veri bulmakta zorlanıyorlar” diyen Andreessen, veri sıkıntısının yapay zeka geliştiricilerini manuel bilgi üretimine yönlendirdiğini açıkladı.
Bir diğer a16z kurucusu Ben Horowitz, yapay zekanın mevcut veriye bağımlılığını ele alırken, “İnsan bilgisinin sınırına ulaşıyoruz” sözleriyle bu çelişkili duruma dikkat çekti. Horowitz’e göre, mevcut internet verisinin tükenmesi, yapay zekanın ilerlemesinde ciddi bir engel oluşturuyor. Bu nedenle, teknoloji şirketleri yeni bir çözüm yöntemi geliştirerek, binlerce uzmanı görevlendiriyor. Doktorlardan avukatlara, mühendislerden akademisyenlere kadar geniş bir uzman kadrosu, yapay zekanın ihtiyaç duyduğu yeni ve özgün bilgileri üretmek için çalışıyor. Bu uzmanlar, el yazısıyla hazırlanan binlerce detaylı cevap ve analiz sunarak modellerin eğitim sürecine doğrudan katkıda bulunuyor. Bu süreç, yapay zekanın öngörülen bilgi devrimi yerine, ironik bir şekilde insan emeğine dayalı yeni bir bilgi üretimi çağına dönüşüyor.
Bu durum, yapay zekanın iş gücünü yok edeceğine dair endişelerin yersiz olduğunu da ortaya koyuyor. Andreessen, “İnsanlar yapay zeka kaynaklı işsizlikten korkuyordu ama şu anda tam tersine bir yapay zeka işe alım patlaması yaşanıyor” diyerek mevcut tabloyu özetledi.
Yazılım geliştiriciler, doktorlar, avukatlar ve akademisyenler gibi farklı alanlardan uzmanlar, yapay zeka modellerine özgün ve kaliteli veri sağlamak için yoğun şekilde çalışıyor. Bu süreç, teknolojinin iş dünyasını tamamen ele geçireceği yönündeki distopik senaryoların yerine, insanların yapay zekayı yönlendirmede hala merkezi bir rol oynadığını gösteriyor. Bu yeni dönemde, yapay zekanın ilerlemesi için gerekli olan insan katkısı, iş dünyasında daha karmaşık ve yaratıcı rolleri destekleyerek yepyeni fırsatlar sunuyor.