Rusya’dan “balistik füzeye karşılık nükleer yanıt” doktrini!
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in imzaladığı yeni bir kararname ile ülkenin nükleer caydırıcılık doktrininde önemli güncellemeler yapıldı.
Güncellenen doktrine göre, bir ülkenin, nükleer silah sahibi başka bir ülke desteğiyle Rusya topraklarına balistik füze saldırısı yapması durumunda Rusya’nın nükleer yanıt vermesine olanak verilirken insansız hava araçları veya savaş uçaklarıyla yapılan saldırılar da bu kapsama alındı.
Ayrıca yeni düzenlemeye göre, Rusya’ya bir NATO üyesi tarafından gerçekleştirilecek herhangi bir saldırganlık, sadece ilgili ülke değil, saldırgan ülkenin üyesi olduğu tüm ittifakları hedef haline getiriyor. Bu durumda da Rusya’nın nükleer silahlarla yanıt verme hakkını saklı tuttuğu belirtiliyor.
ABD’de seçimi kaybeden Joe Biden yönetiminin, 17 Kasım tarihinde Ukrayna’ya Batı tarafından tahsis edilen uzun menzilli füzeleri Rusya topraklarında 300 km derinliğe kadar saldırılar için kullanımına onay vermesinin ardından gelen bu karar hakkında ise Vladimir Putin, doktrindeki bu güncellemenin “modern askeri ve politik durumun” bir gerekliliği olduğunu vurgulamıştı.
ABD’nin Ukrayna’ya tedarik ettiği uzun menzilli taktik füze sistemlerinin sınırlı şekilde Rusya topraklarında kullanımına izin verdiği yönündeki haberler, Moskova’dan sert tepkilere neden olmuştu. Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, bu hamlenin, “ABD’nin Ukrayna’daki çatışmalara doğrudan dahil olma biçimini kökten değiştirdiğini” ifade etmişti.
Medvedev’den nükleer 3. Dünya Savaşı uyarısı
Rusya Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Dmitriy Medvedev Telegram kanalından yaptığı açıklamada, ABD’nin Ukrayna’ya tedarik ettiği uzun menzilli taktik balistik ve seyir füzelerinin sınırlı şekilde Rusya topraklarında kullanımına izin verdiği iddialarına ilişkin sert açıklamalarda bulundu.
Bu füzelerin Ukrayna’nın savaştaki eylemlerine katkıda bulunmayacağını savunan Medvedev, “NATO’ya ait uzun menzilli taktik balistik ve seyir füzelerinin Rus topraklarına karşı kullanımına kimin ne zaman karar verdiği önemli değil. Bu tür füzeleri ülkemize karşı kullanma girişimleri daha önce de oldu. Düşmanın elinde ne kadar füze bulunduğu da önemli değil.” ifadelerini kullandı.
Medvedev ayrıca söz konusu gelişmeyi “nükleer caydırıcılık doktrininin uygulanabilir hale gelmesi için yeterli bir sebep” olarak nitelendirdi. NATO’ya ait füzelerin Rusya topraklarına yönelik kullanılmasının, doğrudan NATO ülkelerinin Rusya’ya karşı saldırısı olarak değerlendirileceğini ifade eden Medvedev, böyle bir durumda, Rusya’nın Kiev ve NATO’nun bulunduğu herhangi bir noktaya kitle imha silahlarıyla misilleme yapma hakkını doğrudan kullanabileceğini belirtti.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in daha önce yaptığı, “Ukrayna’nın Rus topraklarına saldırmasına izin verilmesi, NATO ülkeleri, ABD ve Avrupa’nın Ukrayna’daki çatışmalara doğrudan müdahil olması anlamına gelir” yönündeki açıklamasına atıfta bulunan Dmitriy Medvedev, şu ifadeleri kullandı:
“Başkanımızın söyledikleri esas meseledir. Bu bağlamda, nükleer caydırıcılık doktrininin yeni bir versiyonu onaylandı. NATO’nun füzelerinin bu şekilde kullanımı, ittifak ülkelerinin Rusya’ya yönelik saldırganlık eylemi olarak kabul edilebilir. Böyle bir senaryoda, Kiev’e ve NATO’nun bulunduğu herhangi bir yere kitle imha silahlarıyla yanıt verme hakkımız doğar. Bunun sonucunda da 3. Dünya Savaşı kaçınılmaz hale gelir.”
Ek olarak Medvedev, ABD Başkanı Joe Biden yönetiminin Ukrayna’daki gerilimi kasıtlı olarak artırdığını ileri sürerek, bunun sonuçlarıyla Donald Trump’ın başkanlık ekibinin uğraşmak zorunda kalacağını belirtti. Medvedev, Biden’a yönelik, “Belki de yaşlı Biden, insanlığın büyük bir kısmını yanına alarak zarif bir şekilde hayatına son vermeye karar vermiştir.” ifadelerini kullanarak sert bir şekilde konuştu.
Rusya ve Batı arasında gerilim tırmanıyor
Rusya’nın nükleer caydırıcılık doktrininde yapılan bu güncelleme, NATO ve Batı ülkeleri tarafından sert eleştirilere maruz kalmaya devam ediyor.
İngiltere Başbakanlık Ofisi 10 Numaradan bir sözcü, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in, ülkeye yönelik balistik füze saldırıları durumunda nükleer yanıt verilmesini öngören doktrinini onaylamasına tepki gösterdi. Sözcü, “Bu, ahlaksız Rus hükümetinden gördüğümüz sorumsuzluğun en son örneği olarak nitelendirilebilir.” ifadesini kullandı.
Ayrıca İngiltere’nin Ukrayna’ya verdiği desteğin devam edeceğini vurgulayan sözcü, İngiltere’nin savunmasının Ukrayna’da başladığını her zaman ifade ettiklerini belirtti.
Bu açıklamaların ardından sözcü, “Putin, bu savaşı hemen yarın bitirebilir. Askerlerini geri çekip tanklarını durdurabilir ve hem Ukrayna’da hem de Rusya’da gereksiz yere süren kan dökülmesine son verebilir. Bu, tamamen onun elinde.” ifadelerini kullanarak Putin’i savaşı sona erdirmeye çağırdı.
Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock da Rusya’ya ve Putin’e tepki gösteren politikacılar arasında yerini aldı. Baerbock, Polonya’nın başkenti Varşova’da düzenlenen bir toplantıda Polonya Dışişleri Bakanı Radoslaw Sikorski, Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noel Barrot ve İtalya Dışişleri Bakanı Antonio Tajani ile bir araya geldi. İspanya Dışişleri Bakanı Jose Manuel Albares ve İngiliz mevkidaşı David Lammy de toplantıya video aracılığıyla katıldı.
Baerbock, Fransa, İtalya, Polonya, İspanya ve İngiltere’den dışişleri bakanlarının katıldığı bu görüşmenin ardından düzenlenen basın toplantısında Rusya’nın nükleer doktrin hamlesini değerlendirdi. Putin’in savaşın başından bu yana korku yayma amacı güttüğünü belirten Baerbock, “Tekrar tekrar ne söylenirse söylensin gözümüzü korkutamayacaklar.” dedi.
Alman Bakan, Rusya’nın Ukrayna’ya saldırılarının 1000 gündür sürdüğüne dikkat çekerek, “Ukraynalılar yalnızca kendi ülkelerini ve özgürlüklerini savunmuyorlar, aynı zamanda Avrupa’nın barışını da koruyorlar. 1000 gün ve gecedir Ukrayna, Avrupa barışını savunuyor.” şeklindeki açıklamalarıyla Avrupa’nın özgürlüğünün Ukrayna’daki barışa bağlı olduğunu ileri sürdü.
Baerbock, Avrupa’nın birlik içerisinde hareket etmesinin önemine işaret ederek, “Artık Avrupa’nın güvenliğini sağlam temellere oturtmanın ve transatlantik ittifakımızı güçlendirmenin zamanı geldi. Avrupa’nın güvenliğini daha sağlam hale getirmek için birlikte çalışmaya devam edeceğiz.” diyerek NATO’nun Avrupa’daki varlığının güçlendirilmesi gerektiğini vurguladı.
Ek olarak söz konusu toplantıda, NATO’nun Avrupa ayağının savunma yeteneklerinin geliştirilmesi ve caydırıcılığın artırılması konusunda Avrupalı liderler arasında fikir birliğine varıldığı belirtildi.