ABD’nin artan güvenlik endişeleri nükleer silahları öne çıkarıyor!
Geçmişte Soğuk Savaş dönemi boyunca ABD ve SSCB arasındaki silahlanma yarışı özellikle nükleer silahlar alanında bütün dünyayı ciddi tehlike altına sokan bir seviyeye gelmişti. Bu silahların üretiminin veya muhafazasının oluşturduğu ekonomik ağırlıkla beraber taraflar arasındaki “güvenlik ikilemi” denklemini hararetlendirmesi, nükleer silahsızlanma sürecinin başlamasındaki faktörler arasında yer almıştı. Soğuk savaşın bitimiyle beraber “son bulan” nükleer silahlanma rekabeti bugüne gelindiğinde ise tekrardan gündeme geleceğe benziyor.
ABD Kongresi tarafından görevlendirilen bir komisyon, ülkenin nükleer duruşuna ilişkin rapor yayınladı. Raporda hem Çin’in hem de Rusya’nın nükleer varlığına işaret edilerek ABD nükleer envanteriyle alakalı önermelerde bulunuldu. Komisyon, Pentagon ve Enerji Bakanlığı’nın modernizasyon hedeflerinin gerisinde kaldığını ve bu durumun bakanlıkların ek nükleer varlıklar geliştirme yetkinliğinin sorgulanmasına neden olduğunu ifade etti.
Temsilciler Meclisi Silahlı Hizmetler Komitesi’nden Mike Rogers ise, “Tarihte ilk kez ABD, iki güçlü nükleer rakibini aynı anda caydırmak zorunda” dedi. Açıklamalarının devamında Rogers, “Rapor sonuçları, karşı karşıya olduğumuz durumun ciddiyetini detaylandırarak ABD’nin nükleer caydırıcılığının yaklaşmakta olan Çin ve Rusya tehdidini caydırmak için yetersiz olduğunu gözler önüne serdi.” ifadelerini kullandı.
ABD Kongresi tarafından ülkenin nükleer kapasitesini incelemek adına kurulan Stratejik Duruş Komisyonu, yayınladığı raporda mevcut modernizasyon programlarının 2010 güvenlik ortamı altında esas olarak Rusya’ya odaklı şekilde ve Çin’e daha az dikkat ederek geliştirildiği belirtildi. Raporun devamında, büyük bir nükleer çatışma ihtimali düşük olmaya devam etse de hem Rusya hem de Çin ile konvansiyonel askeri çatışma riskinin yükseldiği ve dolayısıyla ABD topraklarına nükleer bir saldırı olasılığının arttığı değerlendirildi. Komisyon, Yeni START anlaşması kapsamında nükleer yük taşıyamayacak hale getirilen denizaltı balistik füze rampaları ile B-52 bombardıman uçaklarının yeniden dönüştürülmesine yönelik planlar yapılması ve B-21 bombardıman uçağı sayısının artırılması gibi çeşitli önerilerde bulundu.
ABD’nin artan güvenlik endişeleri nükleer silahları öne çıkarıyor!
Geçmişte Soğuk Savaş dönemi boyunca ABD ve SSCB arasındaki silahlanma yarışı özellikle nükleer silahlar alanında bütün dünyayı ciddi tehlike altına sokan bir seviyeye gelmişti. Bu silahların üretiminin veya muhafazasının oluşturduğu ekonomik ağırlıkla beraber taraflar arasındaki “güvenlik ikilemi” denklemini hararetlendirmesi, nükleer silahsızlanma sürecinin başlamasındaki faktörler arasında yer almıştı. Soğuk savaşın bitimiyle beraber “son bulan” nükleer silahlanma rekabeti bugüne gelindiğinde ise tekrardan gündeme geleceğe benziyor.
ABD Kongresi tarafından görevlendirilen bir komisyon, ülkenin nükleer duruşuna ilişkin rapor yayınladı. Raporda hem Çin’in hem de Rusya’nın nükleer varlığına işaret edilerek ABD nükleer envanteriyle alakalı önermelerde bulunuldu. Komisyon, Pentagon ve Enerji Bakanlığı’nın modernizasyon hedeflerinin gerisinde kaldığını ve bu durumun bakanlıkların ek nükleer varlıklar geliştirme yetkinliğinin sorgulanmasına neden olduğunu ifade etti.
Temsilciler Meclisi Silahlı Hizmetler Komitesi’nden Mike Rogers ise, “Tarihte ilk kez ABD, iki güçlü nükleer rakibini aynı anda caydırmak zorunda” dedi. Açıklamalarının devamında Rogers, “Rapor sonuçları, karşı karşıya olduğumuz durumun ciddiyetini detaylandırarak ABD’nin nükleer caydırıcılığının yaklaşmakta olan Çin ve Rusya tehdidini caydırmak için yetersiz olduğunu gözler önüne serdi.” ifadelerini kullandı.
ABD Kongresi tarafından ülkenin nükleer kapasitesini incelemek adına kurulan Stratejik Duruş Komisyonu, yayınladığı raporda mevcut modernizasyon programlarının 2010 güvenlik ortamı altında esas olarak Rusya’ya odaklı şekilde ve Çin’e daha az dikkat ederek geliştirildiği belirtildi. Raporun devamında, büyük bir nükleer çatışma ihtimali düşük olmaya devam etse de hem Rusya hem de Çin ile konvansiyonel askeri çatışma riskinin yükseldiği ve dolayısıyla ABD topraklarına nükleer bir saldırı olasılığının arttığı değerlendirildi. Komisyon, Yeni START anlaşması kapsamında nükleer yük taşıyamayacak hale getirilen denizaltı balistik füze rampaları ile B-52 bombardıman uçaklarının yeniden dönüştürülmesine yönelik planlar yapılması ve B-21 bombardıman uçağı sayısının artırılması gibi çeşitli önerilerde bulundu.
ABD’nin artan güvenlik endişeleri nükleer silahları öne çıkarıyor!
Geçmişte Soğuk Savaş dönemi boyunca ABD ve SSCB arasındaki silahlanma yarışı özellikle nükleer silahlar alanında bütün dünyayı ciddi tehlike altına sokan bir seviyeye gelmişti. Bu silahların üretiminin veya muhafazasının oluşturduğu ekonomik ağırlıkla beraber taraflar arasındaki “güvenlik ikilemi” denklemini hararetlendirmesi, nükleer silahsızlanma sürecinin başlamasındaki faktörler arasında yer almıştı. Soğuk savaşın bitimiyle beraber “son bulan” nükleer silahlanma rekabeti bugüne gelindiğinde ise tekrardan gündeme geleceğe benziyor.
ABD Kongresi tarafından görevlendirilen bir komisyon, ülkenin nükleer duruşuna ilişkin rapor yayınladı. Raporda hem Çin’in hem de Rusya’nın nükleer varlığına işaret edilerek ABD nükleer envanteriyle alakalı önermelerde bulunuldu. Komisyon, Pentagon ve Enerji Bakanlığı’nın modernizasyon hedeflerinin gerisinde kaldığını ve bu durumun bakanlıkların ek nükleer varlıklar geliştirme yetkinliğinin sorgulanmasına neden olduğunu ifade etti.
Temsilciler Meclisi Silahlı Hizmetler Komitesi’nden Mike Rogers ise, “Tarihte ilk kez ABD, iki güçlü nükleer rakibini aynı anda caydırmak zorunda” dedi. Açıklamalarının devamında Rogers, “Rapor sonuçları, karşı karşıya olduğumuz durumun ciddiyetini detaylandırarak ABD’nin nükleer caydırıcılığının yaklaşmakta olan Çin ve Rusya tehdidini caydırmak için yetersiz olduğunu gözler önüne serdi.” ifadelerini kullandı.
ABD Kongresi tarafından ülkenin nükleer kapasitesini incelemek adına kurulan Stratejik Duruş Komisyonu, yayınladığı raporda mevcut modernizasyon programlarının 2010 güvenlik ortamı altında esas olarak Rusya’ya odaklı şekilde ve Çin’e daha az dikkat ederek geliştirildiği belirtildi. Raporun devamında, büyük bir nükleer çatışma ihtimali düşük olmaya devam etse de hem Rusya hem de Çin ile konvansiyonel askeri çatışma riskinin yükseldiği ve dolayısıyla ABD topraklarına nükleer bir saldırı olasılığının arttığı değerlendirildi. Komisyon, Yeni START anlaşması kapsamında nükleer yük taşıyamayacak hale getirilen denizaltı balistik füze rampaları ile B-52 bombardıman uçaklarının yeniden dönüştürülmesine yönelik planlar yapılması ve B-21 bombardıman uçağı sayısının artırılması gibi çeşitli önerilerde bulundu.
ABD’nin artan güvenlik endişeleri nükleer silahları öne çıkarıyor!
Geçmişte Soğuk Savaş dönemi boyunca ABD ve SSCB arasındaki silahlanma yarışı özellikle nükleer silahlar alanında bütün dünyayı ciddi tehlike altına sokan bir seviyeye gelmişti. Bu silahların üretiminin veya muhafazasının oluşturduğu ekonomik ağırlıkla beraber taraflar arasındaki “güvenlik ikilemi” denklemini hararetlendirmesi, nükleer silahsızlanma sürecinin başlamasındaki faktörler arasında yer almıştı. Soğuk savaşın bitimiyle beraber “son bulan” nükleer silahlanma rekabeti bugüne gelindiğinde ise tekrardan gündeme geleceğe benziyor.
ABD Kongresi tarafından görevlendirilen bir komisyon, ülkenin nükleer duruşuna ilişkin rapor yayınladı. Raporda hem Çin’in hem de Rusya’nın nükleer varlığına işaret edilerek ABD nükleer envanteriyle alakalı önermelerde bulunuldu. Komisyon, Pentagon ve Enerji Bakanlığı’nın modernizasyon hedeflerinin gerisinde kaldığını ve bu durumun bakanlıkların ek nükleer varlıklar geliştirme yetkinliğinin sorgulanmasına neden olduğunu ifade etti.
Temsilciler Meclisi Silahlı Hizmetler Komitesi’nden Mike Rogers ise, “Tarihte ilk kez ABD, iki güçlü nükleer rakibini aynı anda caydırmak zorunda” dedi. Açıklamalarının devamında Rogers, “Rapor sonuçları, karşı karşıya olduğumuz durumun ciddiyetini detaylandırarak ABD’nin nükleer caydırıcılığının yaklaşmakta olan Çin ve Rusya tehdidini caydırmak için yetersiz olduğunu gözler önüne serdi.” ifadelerini kullandı.
ABD Kongresi tarafından ülkenin nükleer kapasitesini incelemek adına kurulan Stratejik Duruş Komisyonu, yayınladığı raporda mevcut modernizasyon programlarının 2010 güvenlik ortamı altında esas olarak Rusya’ya odaklı şekilde ve Çin’e daha az dikkat ederek geliştirildiği belirtildi. Raporun devamında, büyük bir nükleer çatışma ihtimali düşük olmaya devam etse de hem Rusya hem de Çin ile konvansiyonel askeri çatışma riskinin yükseldiği ve dolayısıyla ABD topraklarına nükleer bir saldırı olasılığının arttığı değerlendirildi. Komisyon, Yeni START anlaşması kapsamında nükleer yük taşıyamayacak hale getirilen denizaltı balistik füze rampaları ile B-52 bombardıman uçaklarının yeniden dönüştürülmesine yönelik planlar yapılması ve B-21 bombardıman uçağı sayısının artırılması gibi çeşitli önerilerde bulundu.