Bu anlaşma ile Orta Doğu’da kartlar yeniden dağıtılabilir!
Bloomberg’in yayınladığı habere göre, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Suudi Arabistan, İsrail ve Hamas arasındaki çatışmaları sonlandırmak için kapsamlı bir savunma anlaşması üzerinde çalışıyor.
Söz konusu anlaşmanın, Suudi Arabistan’ın gelişmiş Amerikan silah sistemlerini satın almasını ve sivil nükleer programını geliştirmesini içermesi beklenirken anlaşma, iki ülke arasındaki ilişkilerde yeni bir dönemin başlangıcı olarak görülüyor.
Washington ve Riyad arasındaki müzakerelerin son haftalarda hızlandığı ve birçok yetkilinin haftalar içinde bir anlaşmaya varabilecekleri konusunda iyimser oldukları öğrenildi. Bloomberg’e konuşan yetkililer anlaşma taslağının hazırlanmak da olduğunu ve İsrail’e de savaşı sona erdirmesi durumunda çeşitli teşvikler sunulacağını aktardı.
Anlaşma kapsamında Suudi Arabistan ABD’nin yapay zeka ve kuantum bilişim alanındaki büyük yatırımları karşılığında Çin teknolojisini sınırlamayı kabul edecek ve sivil nükleer programını geliştirmek için Amerikan yardımı alacak.
ABD ve Suudi Arabistan anlaşmaya vardıklarında İsrail’e bir seçenek sunacaklar. Gazze’deki savaşı sona erdirmesi ve Filistin Devleti’nin kurulmasına giden yolu açması halinde İsrail-Suudi Arabistan normalleşmesi gerçekleşecek. Böylece Suudi Arabistan’la ilk kez resmi diplomatik bağlar kurulacak, daha fazla yatırım gerçekleşecek ve bölgesel entegrasyon artacak.
Anlaşmanın, Suudi Arabistan’a güvenlik garantileri sağlamayı ve İsrail ile diplomatik ilişkiler kurulması için zemin hazırlamayı amaçladığı bilinirken ayrıca, ABD ve Suudi Arabistan, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’ya, Gazze işgalini sonlandırması ve Filistin devleti için somut adımlar atması karşılığında Suudi Arabistan ile diplomatik ilişkiler kurma fırsatı sunuyor.
Stratejik olarak bu anlaşmanın, ABD’nin Orta Doğu’daki pozisyonunu güçlendirirken İran gibi bölgesel ve Çin gibi küresel güçlerin etkisini sınırlamayı hedeflediği aktarıldı. Suudi Arabistan’ın Amerikan yatırımlarını çekmek için teknik destek alması ihtimalinin de masada olduğu öğrenildi.
Bu savunma paktı, ABD Başkanı Joe Biden, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ve Netanyahu için önemli faydalar sağlıyor. Biden için bu, Kasım ayındaki başkanlık seçimleri öncesinde dış politikada önemli bir zafer olabilir ve Orta Doğu’daki Amerikan nüfuzunu pekiştirme şansı sunuyor.
Veliaht Prens, eski Başkan Donald Trump’ın bu yarışı kazanması halinde bir anlaşmayı kabul edip etmeyeceği konusundaki belirsizliği ortadan kaldıracak, her ne kadar Trump yönetimi İsrail ve komşuları arasında bu tür ittifakları öngören İbrahim Anlaşmalarını başlatmış olsa da.
Netanyahu için ise söz konusu anlaşma, İsrail’in bölgesel entegrasyonunu artırma ve İran’a karşı bir denge unsuru oluşturma fırsatı sunuyor. Bu anlaşma, Netanyahu’ya uzun süredir hedeflediği diplomasi başarısını kazanma ve iç politik pozisyonunu güçlendirme imkanı tanıyor.
ABD’li yetkililer görüşmelerin devam ettiğini söyledi ancak ayrıntılar hakkında yorum yapmaktan kaçındı. Çarşamba günü erken saatlerde Guardian, ABD ve Suudi Arabistan’ın daha geniş kapsamlı bir Filistin barış anlaşmasıyla bağlantılı bir dizi anlaşma taslağı hazırladığını yazdı.
Blinken pazartesi günü Suudi Arabistan’da yaptığı açıklamada, “Son aylarda birlikte yoğun bir çalışma yürüttük. Suudi Arabistan ve ABD’nin kendi anlaşmalarımız açısından birlikte yürüttüğü çalışmaların potansiyel olarak tamamlanmaya çok yakın olduğunu düşünüyorum” diye konuşmuştu. Aynı etkinlikte Suudi Dışişleri Bakanı Faisal bin Farhan da bir anlaşmanın “çok çok yakın” olduğunu söylemişti.
Orta Doğu Enstitüsü’nde kıdemli bir araştırmacı olan Firas Maksad, “Bu, Suudi Arabistan ve Amerika Birleşik Devletleri arasında, krallığın ve aynı zamanda diğerlerinin dış politika seçeneklerini Washington’dan uzaklaştırdığı bir dönemde Amerika’nın Orta Doğu’daki konumunu güvence altına almayı ve sağlamlaştırmayı amaçlayan stratejik bir harekettir” şeklinde konuştu.
Suudi Arabistan İsrail’e karşı tutuklamaları arttırdı
ABD ile güvenlik anlaşmasının eşiğinde olan Suudi Arabistan, İsrail’e yönelik internet paylaşımları nedeniyle tutuklamaları arttırdı.
Tutuklamalar, özellikle Hamas’ın 7 Ekim’deki Aksa Tufanı operasyonu sonrası yaşananlarla bağlantılı güvenlik kaygılarından da kaynaklanıyor.
Suudi Arabistan, Gazze ile ilgili sosyal medya paylaşımları nedeniyle vatandaşların tutuklanmasını hızlandırdı. Krallık bu hareketiyle, Filistin devletini taahhüt etmesi halinde İsrail ile diplomatik ilişkileri kurmaya hazır olduğunun sinyalini verdi.
Filistinli yetkililere göre, İsrail’in Gazze’deki sivillere yönelik bombardımanı sonucu 34 binden fazla Filistinli hayatını kaybetti ve çok daha fazlasının acil gıda ve sağlık bakımına ihtiyacı duymasına yol açtı. Bu durum, Arap dünyasında ve üniversite kampüslerinde şiddetli çatışmaların yaşandığı ABD dahil Batı ülkelerinde de İsrail karşıtı tepkileri tetikledi. Bu hafta ABD’de yüzlerce Filistin destekçisi öğrenci tutuklandı.
Konunun hassas olması nedeniyle isminin açıklanmasını istemeyen bazı yetkililer, Suudi Arabistan ile Mısır ve Ürdün gibi bölgesel müttefiklerin, İran gruplarının Filistin’deki çatışmaları bir ayaklanma dalgasını kışkırtmak için kullanabilecekleri korkusuyla alarma geçtiğini söyledi.
Konuyla ilgili bilgisi olan Suudi Arabistan içinden kaynaklara göre, Suudi Arabistan’da son dönemde gözaltına alınanlar arasında, Veliaht Prens Muhammed bin Salman’ın gündeminin temel taşı olan Krallığın “Vizyon 2030” ekonomik dönüşüm planında yer alan bir şirket yöneticisi de yer alıyor. Tutuklanan kişilerin kışkırtıcı olarak değerlendirilen Gazze çatışmasına ilişkin görüşlerini ifade ettiği belirtildi.
Ayrıca İsrail’in asla affedilmemesi gerektiğini söyleyen bir medya figürü ve krallıktaki Amerikan “fast food” restoranlarının boykot edilmesi çağrısında bulunan bir kişi de tutuklananlar arasında.