Afganistan’ın Ankara Büyükelçisi: Türkiye’yi en uygun aktör olarak gördük

Afganistan’ın Ankara Büyükelçisi Amir Muhammed Ramin, Türkiye-Afganistan ilişkilerinin 100. yıl dönümünü ve Afganistan’daki barış sürecini değerlendirdi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a 23 Aralık’ta güven mektubunu sunarak göreve başlayan Ramin, Türkiye’ye atanmayı çok uzun süredir talep ettiği için büyükelçilik görevi kendisine bildirildiğinde çok heyecanlandığını belirterek “Türkiye’de iş birliğimizi genişletmek için muazzam bir potansiyel olduğunu biliyordum.” dedi.

Ramin, her Afgan’ın kendini kalpten Türk saydığını belirterek “Kalbimiz Türkiye’dedir. Bu durum Türkiye’de de geçerli. Burada halktan insanlarla ya da hükümet yetkilileriyle konuştuğum zaman Afganistan’a yönelik çok güçlü bir duygu, yakınlık görüyorum. Türkiye’de olduğum için kendimi şanslı hissediyorum.” diye konuştu.

İki ülke arasındaki diplomatik ilişkilerin 100. yıl dönümünü kutlayan Ramin, “Diplomatik ilişkiler sadece 100 yıldır var ama Afganistan ve Türkiye’nin tarihi yüzlerce hatta binlerce yıl öncesine dayanıyor. Bu, aslında dünyadaki en eski diplomatik ilişkidir. Çünkü Birleşmiş Milletlerin (BM) kuruluşu da daha sonradır. Yani ilişkilerimiz aslında BM’nin kuruluşundan önceye dayanıyor ve bununla gurur duyuyoruz.” ifadelerini kullandı.

Ramin, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ve Afganistan Kralı Amanullah Han’ın iki ülke arasındaki çok güçlü ve olumlu ilişkilere sunduğu katkıya da dikkati çekti.

“Türkiye’yi en uygun aktör olarak gördük”

Afganistan’daki barış sürecinin hangi aşamada olduğunu da değerlendiren Ramin, “Afganistan hükümeti, Afganistan’da adil ve sürdürülebilir bir barışı sağlayacak barış sürecine güçlü bir şekilde bağlıdır. Barış sürecini destekleyen her girişimi de memnuniyetle karşılıyoruz.” dedi.

Bu girişimlerden ilkinin, Şubat 2018’de Afganistan Cumhurbaşkanı Eşref Gani tarafından Taliban’a koşulsuz barış görüşmelerinin teklif edilmesiyle yapılan konferans çağrısı olduğunu söyleyen Ramin, “O zamandan bu yana sürekli olarak, Afganistan’da devam eden şiddete son vermenin en iyi yolu olarak diyalog çağrısında bulunuyoruz.” ifadesini kullandı.

Ramin, konuya ilişkin girişimlerden birinin de Doha’daki müzakereler olduğunu, bu girişimi desteklediklerini, memnuniyetle karşıladıklarını ve çok aktif şekilde müzakerelere katıldıklarını belirtti.

Doha’daki görüşmelerin ne yazık ki çıkmaza girdiğini ve görüşmelerde ilerleme kaydedilemediğini söyleyen Ramin, barış görüşmelerinde çok önemli bir aşamada olunduğunu, Afgan halkının ve Afganistan dışında da herkesin beklentisinin, şiddetin sona erdirilmesi olduğunu vurguladı.

Ramin, barış sürecine dair İstanbul’da nisan ayında düzenlenecek toplantıya ilişkin, “Şiddetin sona ermesini ve nihayetinde Afganistan’da sürdürülebilir ve adil barışa yol açmasını umduğumuz bu önemli toplantıya ev sahipliği yapması için karşılıklı güvene dayalı olarak, Türkiye’yi en uygun aktör olarak gördük.” değerlendirmesinde bulundu.

“Türkiye’nin barış sürecine ivme kazandıracağına inanıyoruz”

Türkiye’nin barış sürecindeki rolünü değerlendiren Ramin, iki ülkenin tarihi, kültürel ve birçok açıdan güvene dayalı güçlü ilişkilere sahip yakın dostlar olduğunun altını çizdi.

Ramin, şöyle devam etti:

“Bu nedenle Türkiye’nin barış sürecinin devam eden safhasına ivme kazandırmada çok önemli bir rol oynayabileceğine inanıyoruz. Bir çıkmazdayız, Doha’da ilerleme kaydedilmedi. İstanbul toplantısının, bu çıkmazın üstesinden gelinmesine yardımcı olacağını umuyoruz. İnanıyorum ki Türkiye, Afganlar arası görüşmelerin sürmesi için ortamı kolaylaştıracaktır. Türkiye sürekli olarak ‘Afganlar tarafından yürütülen ve Afganlara ait’ sürecin önemini vurguladı. Biz, Afgan hükümeti, Türkiye’nin rolünü tamamen memnuniyetle karşılıyoruz.”

Türkiye’nin sadece Afganistan’la değil, bölge ülkeleriyle de çok yapıcı ve güçlü ilişkileri olduğuna dikkati çeken Ramin, Türkiye’nin bölgenin ötesinde BM Güvenlik Konseyinin önde gelen üyeleriyle olan ilişkisinin de sürecin ivme kazanmasını kolaylaştıracağını belirtti.

Ramin, “İstanbul’daki toplantıdan başlangıçta ateşkese, ardından Afganistan’da adil ve sürdürülebilir barışı getirecek bir anlaşmaya yol açacağını umuyorum.” dedi.

“Türk dostlarımızın Afgan halkının beklentilerinin karşılanması için elinden geleni yapacağını biliyoruz”

Doha’daki ve Moskova’daki görüşmeler dahil olmak üzere barış sürecine ilişkin birçok girişimde bulunulmasına rağmen hala Afganistan’daki şiddetin sona ermediğini söyleyen Ramin, ABD ile Taliban arasındaki Doha Anlaşması uyarınca Taliban’ın yabancı güçlere saldırmadığını ancak masum Afgan halkını öldürmeye devam ettiğini anlattı.

Ramin, Doha Anlaşması’nın, Afganların temel beklentisi olan şiddetin sona ermesini sağlamadığını belirterek İstanbul’daki toplantıdan ilk ve en önemli beklentinin, Afganistan’daki şiddetin sona ermesi, ikinci beklentinin ise Afgan halkının geçen 20 yılda elde ettiği, temelinde halkın iradesinin yer aldığı demokratik kazanımların korunması olduğuna dikkati çekti.

Bazı zorlukların bulunduğunu bildiklerini, sürece ilişkin gerçekçi olduklarını da vurgulayan Ramin, “Türk dostlarımızın Afgan halkının beklentilerinin karşılanması için elinden geleni yapacağını biliyoruz. Ayrıca BM de dahil olmak üzere komşu ülkeler ve bölge ülkelerinin de sürece destek vermesi için çabalıyorlar. Umarız herkes el ele verir birlikte çalışır ve ortak hedeflerimize ulaşabiliriz.” diye konuştu.

“Beklenti, (İstanbul’daki) toplantının nisan ortasına kadar başlaması yönünde”

Ramin, ABD’nin, Türkiye’nin bir toplantıya ev sahipliği yapması yönündeki önerisine ilişkin, “Sadece ABD değil, Afgan hükümeti ve halkı tarafından da bu öneri getirildi. Ankara’daki yetkililerle yaptığımız görüşmelerde, barış sürecine destek noktasında Türkiye’nin daha aktif rol oynamasına ilişkin talibimizi sürekli dile getirdik. Türkiye, uluslararası toplumun beklenti ve taleplerinin yanı sıra Afgan hükümetinin ve halkının beklentilerini de karşılıyor. Bu çok olumlu rolü çok sıcak karşılıyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.

İstanbul’da düzenlenecek toplantıya ilişkin detayların henüz tamamlanmadığını söyleyen Ramin, toplantıya kimlerin katılacağına ilişkin, “Cumhurbaşkanımız (Eşref Gani Ahmedzay) eğer Taliban liderliğinden toplantıya katılım olursa özellikle (Taliban’ın lideri) Molla Heybetullah (Akhundzade) katılırsa kendisinin mutlaka gelip katılmaya hazır olduğunu çok açık bir şekilde belirtmiştir. Toplantıya katılım konusunda en yüksek düzeyde taahhüt var.” dedi.

Ramin, toplantıda dışişleri bakanlarının, BM ve Avrupa Birliği’nden (AB) de üst düzey katılımcıların yer alacağını söyledi. İlk günkü açılışın ardından sadece Afganlar arası görüşmelerin yapılacağını ifade eden Ramin, diğer tarafların veya ülkelerin, özellikle Türkiye’nin, gerektiğinde tartışmaların sorunsuz ilerlemesine destek olabileceğini kaydetti.

Toplantının tarihine ilişkin Ramin, “Tarihe ilişkin görüşmeler sürüyor ancak nisanın ortasına kadar olup olmayacağını kararlaştırmaya çalışıyoruz. Biliyorsunuz, ramazan geliyor. Bu yüzden neyin uygulanabilir olduğuna bakmalıyız. Ancak bu aşamada beklenti, toplantının nisan ortasına kadar başlaması yönünde.” dedi.

Türkiye’nin Afganistan özel temsilcisi atama kararı

Ramin, Türkiye’nin Afganistan özel temsilcisi atama kararı almasını çok önemli bulduklarını ve memnuniyetle karşıladıklarını belirterek “Bu, Türkiye’nin sadece Afganistan’ın barış sürecine ve barış ve istikrarına değil, aynı zamanda bölgesel barış ve istikrarına da güçlü bir bağlılığı olduğunu gösteriyor.” değerlendirmesini yaptı.

Afganistan’ın barış ve istikrarının, bölgenin barış ve istikrarı anlamına geldiğinin altını çizen Ramin, Afganistan’da şiddetin durmasının bir yandan ülkeden dışarıya göçün önüne geçeceğini, diğer yandan da Türkiye’den Kafkasya’ya, Orta Asya’dan Pakistan’a ortak kültüre ve medeniyete sahip coğrafyada ekonomi alanında iş birliğini canlandıracağını vurguladı.

Ramin, Afganistan’ın barış sürecinde gündeme gelen “geçiş yönetimi” ve “erken seçim” konularına ilişkin de “En temel ilke olarak, sadece hükümetin değil, Afgan halkının da muhafaza edilmesini istediği şey, halkın iradesidir. Bunun en iyi yolu da seçim sürecidir, seçimlerdir. Seçimler olmadan olmaz.” diye konuştu.

Tarafların önce bir anlaşmaya varması, daha sonra da bu anlaşmanın nasıl uygulanacağına dair detayları tartışması gerektiğini belirten Ramin, “Anlaşmanın ne olacağı netleşmeden herhangi bir senaryo duruma ya da sisteme ister geçiş yönetimi ister ara yönetim deyin, gidemeyiz.” dedi.

Editör : SavunmaTR Haber Merkezi

Buy JNews Buy JNews Buy JNews
REKLAM

Benzer Haberler

Hoşgeldiniz

Aşağıdaki hesabınıza giriş yapın

Şifrenizi Sıfırlayın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi giriniz.