Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, savunma sanayinde yerlilik ve millilik oranını yüzde 70’ler seviyesine çıkarmayı başardıklarını belirterek, “Geçmişte piyade tüfeğimizi dahi yurt dışından tedarik ederken, bugün milli piyade tüfeklerimizi, kendi savaş gemilerimizi, fırkateynlerimizi, İHA ve SİHA’larımızı, fırtına obüslerimizi, çok namlulu roket atarlarımızı, Atak helikopterlerimizi, akıllı hassas mühimmatlarımızı tasarlayıp inşa, imal ve ihraç seviyesine gelmiş bulunuyoruz.” dedi.
Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin düzenlediği Türkiye İnovasyon Haftası’na, video mesajı gönderen Akar, günümüzde teknolojinin öncülüğünde her alanda inanılmaz derecede hızlı gelişim ve dönüşüm yaşandığını, bilimin akıl almaz bir hızla ilerlediğini dile getirdi.
Akar, 2008 krizinden sonra otonom sistemler, elektrikli arabalar, rüzgar ve güneş teknolojileriyle genetik alanlarında önemli gelişmeler olduğunu, robot teknolojiler ve yapay zekanın günümüzde hayatın her alanında belirleyici bir unsur olarak öneminin her geçen gün arttığını kaydetti.
Teknolojinin strateji uygulamalarını belirlediği yeni dönemde bilim ve teknolojideki ilerlemelerin etkisinin artarak devam ettiğini dile getiren Akar, “Teknolojideki yeni gelişmeler ve inovatif yaklaşım ve uygulamalar, muharebe sahasında önemli değişikliklere neden olmuş ve teknoloji kullanımı önemli kuvvet çarpanı olmaya başlamıştır. Teknolojiyi iyi yöneten ve etkin kullanan ülke ve kuruluşlar, ordular uluslararası alanda üstünlük sağlarken teknolojiyi iyi yönetemeyen gelişmelere uyum sağlayamayan ülkeler ise pazar olmaktan kurtulamamakta, bunun ötesine geçememektedirler. Dahası teknolojiye sahip değilseniz her türlü tehdit ve tehlikelere maruz kalabiliyorsunuz.” ifadelerini kullandı.
“Milli menfaatlerin korunması için güçlü silahlı kuvvetlerin varlığı kaçınılmazdır”
Akar, dünya genelinde ve özellikle Türkiye’nin içinde bulunduğu coğrafyadaki risk ve tehditler dikkate alındığında Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) savunma ihtiyaçlarının teknolojinin akıl almaz hızı ve değişen tehdit türleriyle orantılı olarak çok hızlı değiştiğini belirterek, şöyle devam etti:
“Bu kapsamda milli menfaatlerimizin korunması için güçlü bir silahlı kuvvetlerinin varlığı kaçınılmazdır. Savunma ve güvenlikle ilgili hususların devletimiz ve milletimizin bekası açısından vazgeçilmez olduğu da hepinizin malumudur. Zira bu coğrafyada var olabilmek barış ve huzur içinde yaşayabilmek için Türk silahlı Kuvvetleri’nin üstün niteliklerinin korunması ve geliştirilmesi hepimiz için bir mecburiyettir. Dolayısıyla artık sistemlerimizi daha verimli hale getirmeden, üstün teknolojiye sahip olmadan geleceğe emin adımlarla yürüyemeyeceğimizi milletçe idrak etmiş durumdayız. Milli savunma bakanlığı olarak yenilikçi fikir ve yaklaşımlarla bir taraftan imkan ve kabiliyetlerimizi artırırken diğer taraftan da mevcut teknolojimizi daha verimli hale getirmek için var gücümüzle çalışıyoruz.”
“Savunma sanayisinde önemli ilerlemeler kaydedildi”
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın desteği ve teşviğiyle başta savunma sanayi olmak üzere hemen her alanda önemli ilerlemeler kaydedildiğini belirterek, “Savunma sanayinde yerlilik ve millilik oranımızı yüzde 70’ler seviyesine çıkarmayı başardık. Geçmişte piyade tüfeğimizi dahi yurt dışından tedarik ederken, bugün milli piyade tüfeklerimizi, kendi savaş gemilerimizi, fırkateynlerimizi, İHA ve SİHA’larımızı, fırtına obüslerimizi, çok namlulu roket atarlarımızı, Atak helikopterlerimizi, akıllı hassas mühimmatlarımızı tasarlayıp inşa, imal ve ihraç seviyesine gelmiş bulunuyoruz.” diye konuştu.
Radar ve elektronik harp sistemleri, füze, roket ve diğer mühimmatın yurt içinde ve sınır ötesi operasyonlarda orduyu daha da güçlendirdiğini ifade eden Akar, ayrıca Milli Muharip Uçak, siper hava savunma sistemi, Anadolu Amfibi hücum gemisiyle ilgili çalışmaların da yoğun bir şekilde devam ettiğini anlattı.
Yakın zamanda ilk milli helikopter motoru TS1400’ün de testlerinin başarıyla gerçekleştirildiğini anımsatan Akar, ancak kat edilmesi gereken mesafeler olduğunu kaydetti.
Milli Savunma Bakanı Akar, NATO’nun Mart 2020’de yayınladığı ve önümüzdeki 20 yıla ışık tutacak Bilim ve Teknoloji Trendleri raporunda büyük veri, yapay zeka, otonomi, uzay, hipersonik, kuantum, etkinlik artırımı ile ileri malzeme teknolojileri ve imalat başlıklarında 8 teknoloji alanının stratejik etkilere sahip olacağının belirtildiğini aktardı.
Akar, TSK olarak inovatif, yenilikçi bir anlayışla tespit edilen ve yürütülen Ar-Ge ve ürün geliştirme projelerinin yaklaşık yüzde 44’ünün NATO’nun açıkladığı trend alanlarıyla ilgili olduğunu vurgulayarak, Mehmetçiğin TSK’nın yakın dönemde icra ettiği, Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı ve Bahar Kalkanı harekatları ile Pençe operasyonlarının yanı sıra Libya ve Azerbaycan’la yapılan askeri eğitim iş birliğin incelendiğinde dünya kamuoyunun dikkatini çekecek şekilde çarpıcı başarılar elde ettiğini söyledi.
“Libyalı kardeşlerimize destek veriyoruz”
Akar, Mavi Vatan anlayışı gereği ulusal hak alakalı menfaatler kapsamında sondaj ve sismik araştırma gemileriyle icra edilen teknik ve bilimsel araştırma faaliyetlerine, deniz ve hava unsurlarıyla koruma, destek ve caydırıcılık sağlandığını dile getirerek, şöyle konuştu:
“Libya’da meşru hükümetin daveti ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararlarına uygun bir şekilde Libyalı kardeşlerimize uluslararası askeri eğitim, mayın, el yapımı patlayıcı temizliği, sağlık, insani yardım ve danışmanlık desteği verilmektedir. Azerbaycan’ın Karabağ’daki işgal edilmiş topraklarını kurtararak şanlı bir zaferle sonuçlanan haklı mücadelesine milletçe verdiğimiz desteğin önemli katkıları olmuştur tabiki. Tüm bu başarılar, inovatif yaklaşımlarla sürekli kendini geliştiren yerli ve milli savunma sanayi ürünü silah sistemlerinin katkılarıyla sağlanmıştır.”
Türkiye’nin sürdürülebilir ekonomik büyümeyi sağlamasının ve uluslararası alanda rekabet edebilmesinin tek yolunun katma değer oluşturacak ürünlerin araştırılmasında ve artırılmasında olduğunu vurgulayan Akar, Ar-Ge ve yenilik faaliyetleri yapan kurum ve kuruluşların kendi bünyelerinde sahip olduğu bilgi birikimi ve teknolojik yetkinliklerinin, en hızlı biçimde faydaya dönüştürülmesi, yani ülke ekonomisine yüksek katma değerler olarak dönmesinin zorunluluk olduğunu kaydetti.
Akar, ancak bunların yetmeyeceğini belirterek, yerli ve milli ürünlerin dünya çapında ve rekabet edilebilir seviye getirilerek küresel pazarda yer almasının önemli olduğunu, bu konuda sanayici ve iş adamlarının çalışmalarını memnuniyetle izlediğini söyledi.
Akar, sözlerini, “İnanıyorum ki ülke insanımızın alın teri ve ihracatçılarımızın üstün gayretleriyle dış ticaret fazlası veren bir ülke hedefine ulaşacağız.” diye tamamladı.
Editör : SavunmaTR Haber Merkezi