Avrupa’da aşırı sağ yükselişe geçti!
Avrupa Birliği (AB) üyesi 27 ülkede, 720 sandalyeli Avrupa Parlamentosu (AP) için 6-9 Haziran tarihleri arasında seçimler düzenlendi.
Dün akşam sandık çıkış anketleri gelmeye başladığında Avrupa’da aşırı sağın yükselişi en çok dikkat çeken unsur oldu.
Avrupa Parlamentosu’nun pazartesi günü açıklanan geçici sonuçlarına göre, Avrupa Halk Partisi (EPP) merkez sağda gücünü koruyarak en büyük grup olmaya devam ederken, merkez soldaki Sosyalistler ve Demokratlar İlerici İttifakı (S&D) da ikinci sırada yer aldı.
Aşırı sağın yükselişi, Avrupalı Muhafazakarlar ve Reformistler (ECR) ile Kimlik ve Demokrasi (ID) gruplarının güç kazandığını gösterdi. Ayrıca, şu anda herhangi bir gruba dahil olmayan radikal sağ partilerin parlamentoda daha fazla temsil edilmesi bekleniyor.
Almanya, Fransa ve İtalya gibi AB’nin önde gelen ülkelerinde de aşırı sağın yükselişi özellikle oldukça dikkat çekici bulundu.
Avrupa Parlamentosu ‘nda sandalyeler nüfusa oranlı dağıtılıyor. Dolayısıyla Almanya 96, Fransa 81, İtalya 76 sandalyeyle en fazla parlamentere sahip ülkeler konumundalar.
AP seçimlerinde sağ ve sol liberal partiler çoğunluğu elde etmeyi sürdürürken, aşırı sağ partiler beklenildiği üzere oylarını artırdı; ancak yeşil partiler beklenen performansı sergileyemedi.
Fransa’da aşırı sağcı Ulusal Birlik partisi, Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un liderliğindeki partiyi büyük bir farkla geride bıraktı. Bu sonuçların ardından Macron, Ulusal Meclisi feshetme ve erken seçime gitme kararı aldı.
Almanya’da ise, neo-nazi bağlantıları ile sıkça gündeme gelen aşırı sağcı Almanya İçin Alternatif (AfD) partisi, 2021 genel seçimlerinde birinci olan Sosyal Demokrat Parti’yi (SPD) geçerek ülkenin ikinci büyük partisi oldu.
İtalya’da ise, aşırı sağcı Başbakan Giorgia Meloni’nin partisi, seçimlerde rahat bir birincilik elde ederek Avrupa siyasetindeki konumunu sağlamlaştırdı.
Avrupa Komisyonu Başkanı ve Avrupa Halk Partisi (EPP) üyesi Ursula von der Leyen, Pazar akşamı yapılan seçimlerde partisinin başarısını, “Bugün EPP için güzel bir gün. Seçimleri kazandık!” sözleriyle kutladı. Komisyon başkanlığı için yeniden aday olan Von der Leyen’in, elde edilen bu sonuçlarla bir kez daha seçilme ihtimali yüksek görünüyor.
Von der Leyen, bazı kesimler tarafından merkezi aşırı sağa yaklaştırmakla eleştirilse de, seçim sonrasında yeni Avrupa Parlamentosu’nda “aşırılıklara karşı bir kale” inşa etme taahhüdünde bulundu. Ayrıca, “Aşırı sağ ve aşırı solun desteğinin arttığını” kabul eden Von der Leyen, “Merkez yerini koruyor” şeklinde vurgu yaptı.
Geçici sonuçlara göre, seçimlere katılım oranı AB genelinde %51 olarak belirlenirken söz konusu bu oran, beş yıl önceki seçimlere göre yaklaşık yarım puan yükseldi.
Ülkelerden Avrupa Parlamentosu seçim manzarası
Avrupa Parlamentosu seçimleri birçok ülkede farklı sonuçlarda karşılık buldu.
Hollanda’da 6 Haziran’da gerçekleşen seçimlerde, Geert Wilders liderliğindeki Özgürlük Partisi (PVV) beş yıl önceki seçimlere kıyasla önemli bir kazanım elde etti. Sonuçlar kesinleşirse, PVV’nin oy oranı %17,7’ye ulaşacak ve Avrupa Parlamentosu’ndaki sandalye sayısı 1’den 7’ye yükselmiş olacak.
Buna karşın, İşçi Partisi ve Yeşil Sol’un oluşturduğu ittifak (PvdA/GL), %21,6 ile birinci parti olarak çıktı ve Hollanda’daki seçimlerde liderliği ele geçirdi. Hollanda’nın Avrupa Parlamentosu’nda toplam 31 sandalyesi bulunacak.
İspanya’da ise EPP 22, S&D 20, ECR 7, Yeşiller 4, Sol ve diğer partiler 3’er sandalye elde ederken, henüz bir gruba dahil olmayan partilerden 1 milletvekili Avrupa Parlamentosu’na gönderildi.
Yunanistan’da EPP 8, Sol 4, S&D 3 milletvekilliği kazanırken, Avrupa Muhafazakarları ve Reformistleri (ECR) ve bağımsızlar 2’şer milletvekili çıkardı.
Bulgaristan’da EPP 6, RE 5, S&D 2 ve diğer partiler toplam 4 milletvekili kazandı. Hırvatistan’da ise EPP 6, S&D 4, Yeşiller 1 ve diğer partiler 1 sandalye kazanarak temsil hakkı elde etti.
Malta’dan EPP ve S&D 3’er milletvekili çıkarken, Danimarka’da seçim sonuçları Yenileme Avrupası’na 4, Yeşiller ve S&D’ye 3’er, Sol, Kimlik ve Demokrasi (ID) ve diğer partilere 1’er sandalye kazandırdı.
Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nde (GKRY) toplam altı sandalyeden EPP ve bağımsızlar 2’şer, Sol ve S&D 1’er milletvekilliği elde etti.
Macaristan’da dikkat çekici gelişme
Macaristan’da yakın tarihli seçimler, siyasi manzarada dikkat çekici değişikliklere işaret ediyor. Son 14 yıldır Viktor Orban liderliğindeki Fidesz – KDNP ittifakının %44 civarında bir oy oranıyla birinci parti olması bekleniyor. Bu, Orban’ın uzun süredir süregelen iktidarının devam ettiğini gösteriyor.
Ancak, Henüz iki ay önce Orban’ın eski müttefiklerinden olan Peter Magyar tarafından yeni kurulan ve merkez sağda konumlanan TISZA partisi, seçimlerde yaklaşık %30 oy alarak önemli bir başarı gösterdi. Bu sonuç, TISZA’nın iktidar partisi Fidesz – KDNP için ciddi bir rakip olabileceğini ve Macaristan’ın siyasi dengelerinde önemli bir değişim potansiyeli taşıdığını ortaya koyuyor. TISZA’nın bu çıkışı, Macar siyasetinde yeni bir dönemin başlangıcı olabilir.
Avusturya’da aşırı sağ ilk sırada
Avrupa Parlamentosu seçimlerinde Avusturya’da aşırı sağcı Avusturya Özgürlük Partisi (FPÖ), 6 milletvekili ile en fazla oy alarak birinci sıraya yerleşti. Merkez sağdaki Avrupa Halk Partisi (EPP) ve merkez soldaki Sosyalistler ve Demokratlar İlerici İttifakı (S&D) 5’er milletvekili kazanırken, Yeşiller ve Yenileme Avrupası (RE) ise 2’şer sandalye elde etti.
Fransa’da Macron’dan “erken seçim” çağrısı
Fransa’da yapılan Avrupa Parlamentosu (AP) seçimlerinde aşırı sağcı Kimlik ve Demokrasi (ID) partisi 30 milletvekili ile önemli bir başarı elde ederken, Yenileme Avrupası (RE) 14, Sosyalistler ve Demokratlar İlerici İttifakı (S&D) 13, Sol 8, Avrupa Halk Partisi (EPP) 6 ve Yeşiller 5 milletvekili çıkardı.
Partilerin oy dağılımına göre, Marine Le Pen’in aşırı sağcı partisi Ulusal Birlik (RN) Partisi %31,5 oranında oy alarak açık farkla birinci sıraya yerleşti. Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un liderliğindeki Rönesans Partisi ise %15,2 ile büyük bir fark yiyerek ikinci sırada yer aldı ve Sosyalist Parti’yi (PS) küçük bir farkla geride bıraktı. Sosyalist Parti %14 ile üçüncü, aşırı solcu Boyun Eğmeyen Fransa (LFI) Partisi %8,7 ile dördüncü, merkez sağcı Cumhuriyetçiler (LR) ise %7,2 ile beşinci sırada yer aldı.
Aşırı sağın bu başarısı üzerine, sonuçlarda büyük bir hezimetle karşılaşan Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Fransa’da parlamentoyu feshederek 30 Haziran – 7 Temmuz tarihlerinde erken genel seçime gitme kararı aldı.
Macron, bu kararını “Oylamayla, parlamenter geleceğimizin seçimini yeniden size vermeye karar verdim. O yüzden bu akşam Ulusal Meclisi feshediyorum” sözleriyle duyurdu ve sonuçların “Avrupa’yı savunan partiler için iyi olmadığını” öne sürdü.
Le Pen ve 28 yaşındaki baş adayı Jordan Bardella, AP seçimlerini Macron’a karşı bir referanduma dönüştürme çabasındaydı.
Sandık çıkış anketleri açıklandıktan hemen sonra Bardella erken seçim çağrısı yapmıştı.
Almanya’da Başbakan Scholz’un tarihi düşüşü
Almanya’da yapılan Avrupa Parlamentosu seçimlerinde, muhafazakar CDU/CSU partisi %30 oy oranıyla birinci parti olarak öne çıktı, 2019 seçimlerine yakın bir performans sergileyerek liderliğini sürdürdü.
Ancak seçimlerin en dikkat çekici sonucu ise aşırı sağcı Almanya için Alternatif (AfD) partisinin gösterdiği performans oldu. AfD, oy oranını son beş yılda yaklaşık %5 artırarak %16’ya çıkardı ve Almanya’da ikinci parti konumuna yükseldi.
AfD, seçim öncesinde Nazi’leri aklama yönündeki söylemleri nedeniyle Avrupa Parlamentosu’ndaki aşırı sağcı grup Kimlik ve Demokrasi (ID) tarafından gruptan atılmıştı. Şu anda grupsuz kalan AfD’nin parlamentoda 17 milletvekili ile temsil edilmesi bekleniyor.
Başbakan Olaf Scholz liderliğindeki Sosyal Demokrat Parti (SPD) ise %14 oy alarak tarihi bir düşüşle üçüncü sırada yer aldı. Koalisyon hükümetinde yer alan diğer partiler de destek kaybı yaşarken, Yeşiller Partisi’nin oy oranı 2019’daki %20,5’ten bu seçimde %12’ye düştü.
Bu sonuçların, gelecek yıl yapılacak genel seçimler öncesinde Alman hükümeti için zorlayıcı olacağı öngörülüyor. Ayrıca, bu seçimlerde ilk kez 16 ve 17 yaşındakiler de oy kullanma hakkına sahip oldu.
Alman kamu yayıncısı ZDF’ye göre, 30 yaş altı seçmenler arasında AfD’ye olan destek son beş yılda 10 puan artarken, Yeşiller’e olan destek ise 18 puan azaldı.
İtalya’da Meloni’den büyük zafer
İtalya’da yapılan son Avrupa Parlamentosu seçimlerinde, Başbakan Giorgia Meloni liderliğindeki İtalya’nın Kardeşleri (FdI) partisi, önemli bir zafer elde etti. Neo-faşist hareketlerden köken alan FdI, 2019 seçimlerinde %6.4 oy oranıyla beşinci sıradayken, bu seçimlerde oylarını önemli ölçüde artırarak %28.8’e çıkardı ve parlamentoda birinciliğe yükseldi.
Bu sonuç, İtalya’nın hem Avrupa Parlamentosunda en fazla temsilciye sahip üçüncü ülke olmasını sağladı hem de aşırı sağın yükselişinin bir göstergesi oldu. İktidar partilerinin Almanya ve Fransa’da kayıplar yaşadığı bir dönemde, İtalya’da Meloni’nin partisinin elde ettiği bu başarı dikkat çekici bulunuyor
Öte yandan, muhalefetteki merkez sol Demokratik Parti %24 oy oranıyla ikinci sırada yer aldı. Koalisyon hükümetinin bir diğer önemli ortağı olan aşırı sağcı Lig Partisi ise büyük bir destek kaybına uğradı.
Başbakan Yardımcısı Matteo Salvini’nin liderliğindeki Lig Partisi, 2019’daki %34’lük oy oranından %9’a düşerek ciddi bir gerileme yaşadı.
Belçika’da Başbakan De Croo istifa etti
Pazar günü gerçekleştirilen genel seçimler, Belçika’da da önemli siyasi değişikliklere sahne oldu. Başbakan Alexander De Croo, seçimlerde alınan yenilginin ardından istifa kararını açıkladı.
Seçimler, Flaman milliyetçisi partilerin zaferiyle sonuçlandı. Kamuoyu yoklamalarının aksine, aşırı sağ beklenen büyük başarıyı gösteremedi. Muhafazakar sağ görüşlü Yeni Flaman İttifakı (N-VA), seçimlerden birinci parti olarak çıkarken, aşırı sağcı Flaman Çıkarı Partisi (VB) ikinci sırada yer aldı.
Sosyalist Parti, 21 yıl sonra oylarını artırarak önemli bir başarı elde etti. Ancak en büyük kazanımı, Marksist İşçi Partisi (PVDA) sağladı. Marksistler, aşırı sağın ardından oylarını en çok arttıran kesim olarak dikkat çekti. Bu sonuçlar, Belçika’nın siyasi yapısında önemli değişimlere işaret ederken ülkenin gelecekteki siyasi manzarasını da şekillendirecek gibi görünüyor.
Her ülke nüfusu oranında milletvekili çıkaracak
Bu seçimlerde, Avrupa Parlamentosu’nda (AP) milletvekili sayısı ilk kez 705’ten 720’ye yükseltildi. Ülkeler, nüfuslarına orantılı olarak milletvekili dağılımını gerçekleştirdi. Almanya 96 milletvekili ile en çok temsilci gönderen ülke olurken, onu sırasıyla 81 milletvekili ile Fransa, 76 ile İtalya, 61 ile İspanya ve 53 ile Polonya takip etti.
Romanya 33 milletvekili gönderirken, Hollanda 31, Belçika 22 milletvekili ile temsil edilecek. Portekiz, Yunanistan, Macaristan, İsveç ve Çekya her biri 21’er milletvekili çıkaracak. Avusturya’nın temsili 20, Bulgaristan’ın ise 17 milletvekili olacak. Slovakya, Danimarka ve Finlandiya her biri 15 milletvekili ile katılım sağlarken, İrlanda 14, Hırvatistan 12 milletvekili ile yer alacak. Litvanya 11, Letonya ve Slovenya 9’ar, Estonya ise 7 milletvekili gönderecek. Malta, Lüksemburg ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ise 6’şar milletvekili ile temsil edilecek.
AP’nin yeni görünümüne dair ilk projeksiyon
Avrupa Parlamentosu tarafından yeni parlamento yapısına dair paylaşılan ilk projeksiyon, siyasi dengelerin nasıl şekillendiğini gözler önüne serdi. Projeksiyona göre, Hristiyan demokratların çatı partisi olan Avrupa Halk Partisi (EPP), 186 milletvekili ile AP’de en büyük siyasi grubu oluşturmayı sürdürüyor.
EPP’yi, 135 milletvekili ile Sosyalistler ve Demokratlar İlerici İttifakı (S&D) ve 79 milletvekili ile Yenileme Avrupası (RE) takip ediyor. Aşırı sağcı partilerden Avrupa Muhafazakarları ve Reformistler (ECR) 73, Kimlik ve Demokrasi (ID) ise 58 sandalye ile ilk beşte yer alıyor. Yeşiller grubu 53, Sol ise 36 sandalye kazanmış durumda.
Ayrıca, çoğunlukla aşırı sağ eğilimli olan 100 milletvekilinin bağımsız olarak parlamentoya girdiği belirtiliyor. Bu milletvekillerinin AP içerisinde yeni bir siyasi grup kurma ihtimali de gündemde, bu durum parlamentonun gelecekteki politik manevralarını etkileyebilir.