Biyoekonomi Odaklı Kalkınma için Entegre Biyorafineri Konsepti Projesi (INDEPENDENT) kapsamında hayata geçirilen Avrupa’nın ilk ve tek karbon negatif biyorafineri tesisinin açılışında konuşma yapan Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, yeşil kalkınma devriminden tesisin Türkiye’ye kazandıracaklarına kadar pek çok konuda açıklamalarda bulundu.
“Kazananlar, yeşil kalkınma devrimini başlatan ülkeler olacak”
Yeşil kalkınma devriminin ülkeler için öneminden bahseden Bakan Varank, “Malumunuz dünya büyük bir dönüşüm içerisinde iklim değişikliği ve pandemi küresel rekabet koşullarını adeta yeniden dizayn ediyor. Ekonomik büyüme, ülkelerin kalkınmasındaki en gösteren en önemli göstergelerden bir tanesi. Ama artık büyümenin sürdürülebilirliği ve çevreye saygılı olması da kalkınma açısından önemli bir kriter olarak karşımıza çıkıyor. Yani artık üretirken sadece ekonomik maliyetleri değil, sosyal maliyetleri de düşünmek zorunda kalıyorsunuz. Eğer düşünmezseniz rekabetçiliğimiz ortadan kalkıyor, ticari partnerleriniz sizinle olan ekonomik ilişkilerini gözden geçiriyor. Nitekim Avrupa Birliği’nin yeşil mutabakat kapsamında uygulamayı planladığı sınırda karbon düzenlemesi aslında bir manada bunu ön görüyor.
Üretirken doğada karbon izi bırakıyorsanız AB sizden yapacağı tedariğe ekstra vergiler getireceğini yada sizinle olan ticaretini tamamen sonlandıracağını tüm dünyaya ilan etti. Dolayısıyla önümüzdeki dönemin kazananları yenilikçi yöntem ve teknolojiler ile ekonomisinde yeşil kalkınma devrimini başaran ülkeler olacak. Tabii bu olayı sadece bir ekonomik kazanım olarak da değerlendirmemiz lazım. Yaşanabilir bir çevre oluşturmak, gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakmak için de bu dönüşüme ayak uydurmak mecburiyetindeyiz. Artık kullanarak yeniden ürettiği tek yönlü bir yaklaşımı sürdürmemiz mümkün değil. Bu vahşi üretim anlayışı doğayı tahrip edip kaynakları tükettiği gibi iklim değişikliği sebebiyle yangın ve sel başta olmak üzere çok musibeti de beraberinde getiriyor. Kazanacağım derken çok daha büyük maliyetleri aslında ortaya çıkarıyor. Bu yüzden enerji başta olmak üzere tüm kaynakların verimli kullanıldığı, israfın en aza indiği, atıkların geri kazanıldığı, karbon ayak izinin olmadığı bir yapıya dönüşüm artık olmazsa olmazımızdır. Biz de zaten bu konudaki kararlılığımızı Parks anlaşmasını imzalayarak göstermişti. Benzer şekilde Avrupa Yeşil Mutabakatı da uyum konusunda gerekli tüm hazırlıkları hükümet olarak sürdürüyoruz. Yatırım üretim ve isteği politikalarımız da köklü değişikliklere yol açacak bu dönüşümü ekonomik kalkınmamıza uygun şekilde hayata geçireceğiz.” ifadelerini kullandı.
“Rekabetçi Sektörler Programı’nda 88 projeyi destekledik”
Rekabetçi Sektörler Programı’nda Türkiye’nin faaliyetlerinden bahseden Varank, “Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak da bu süreci doğru şekilde yönetmek, fırsatları değerlendirerek ülkemizi hak ettiği konuma taşımak için var gücümüzle çalışıyoruz. AR, GE ve Teknoloji Ekosistemi’nden girişimciliğe nitelikli insan kaynağından iş ve yatırım ortamına kadar birçok alanda yenilikçi ve akılcı politikalar uyguluyoruz. Bu noktada ulusal kaynaklarımızın yanı sıra elbette uluslararası kaynakları da etkin bir şekilde kullanmaya çalışıyoruz. Katılım öncesi mali yardım aracı IPA’nın önemli bir bileşenlerinden biri olan Rekabetçi Sektörler Programı bunlardan bir tanesi. Avrupa Birliği ile ortak finansman sağladığımız yürütücüsü olduğumuz bu programla bugüne kadar yaklaşık 800 milyon avroluk bir kaynak oluşturdu. Karga altyapılarından dijital dönüşüme, sürdürülebilir enerjiden, yaratıcı endüstrilere kadar birçok alandaki 88 projeyi destekledik. Bu projelerle KOBI ve girişimcilerimizin daha yeşil, daha dijital, daha verimli ve daha rekabetçi bir ekosistemin parçaları olmalarını sağlanıyor. Bugün açılışını yaptığımız INDEPENDENT projesi de aslında bunun en güzel örneklerinden biri tanesi.” şeklinde konuştu.
“6 milyon avro destek”
INDEPENDENT projesine ilişkin açıklama yapan Varank, “Boğaziçi Üniversitesi’yle Boğaziçi Teknopark işbirliğinde geliştirilen bu nadide projeye yaklaşık 6 milyon avro destek sağlandı. Beni kişisel olarak da oldukça heyecanlandıran bu projenin içeriğine ve sonuçlarına baktığımda projenin bu desteği sonuna kadar hak ettiği ne gerçekten yürekten inanıyorum. Ortaya koyduğu yenilikçi ve çevreci teknolojiler ile ekonomide yeşil dönüşüm hedeflerimiz de çok büyük katkılar sağlayacağına ben eminim ve bugünden onu görebiliyorum.
Her zaman söylüyorum biz bu müstesna kurumun siyasi gündemlerle patinaj çekmek yerine bilimle teknolojiyle alınmasını istiyoruz. Bunun için her türlü desteği şimdiye kadar verdik. Bundan sonra da bu destekleri vermeye devam edeceğiz. Işte bu proje de Boğaziçi’nin AR GE ve teknolojiye odaklandığından ne kadar büyük işler başarabileceğinin en somut göstergesi. Ben gerçekten burada çalışan bütün arkadaşlarımızı tebrik ediyorum. Ben bu projeyi kalın şöyle görüyorum. Eğer dünyada gelecek nasıl olacak diye insanlara bugünden bir altyapı göstermemiz gerekiyorsa işte o altyapı Boğaziçi Üniversitesi’nde bu kampüste bulunuyor. Inşallah bundan sonra da çok başarılı işlere Boğaziçi Üniversitesi imza atacak. Tabii bugün kampüse geldiğinde asan Van’dan başkanımız bir de sonuçlarını bana verdi. Biliyorsunuz birde programı Türkiye’de üniversite sınavında ilk 25 bine giren öğrencilere verdiğimiz bir burs programı. Eğer bu öğrenciler temel birimleri tercih ederlerse sosyal bilimleri tercih ederlerse biz öğrencilerimizi bin liradan 4 bin liraya kadar burs veriyoruz. Bu sene 865 öğrencimiz bu bursları almaya hak kazanmış ve bunların 351 tanesi Boğaziçi’nden. Ben bu öğrencilerimizi de tebrik ediyorum. Bütün öğrencilerimize gerçekten bu başarıları dolayısıyla tebrik ediyorum.
Bu tesis tüm dünyada yosun teknolojileri alanında çalışma dolar yürüten en önemli merkezlerden bir tanesi haline geldi. Sadece ürettiği ürünlerle değil, fiziki yapısıyla da yeşil bir tesis. Tesisin elektrik ihtiyacının tamamı burada. Rüzgar enerjisinden karşılanıyor bu bölge zaten oldukça rüzgarlı alan bu yönü ile Avrupa’nın da ilk ve tek karbon negatif biyorafinerisi. Tabii Sayın Bakanımız dedi ki burası karbon negatif olduğu için biz aslında Boğaziçi Üniversitesi’ne borçluyuz. Bu güzel örneğin ülkemize kazandırılmasında emeği geçen herkese gerçekten teşekkür ediyorum.” dedi
“Biyoyakıtlar ciddi alternatif konumunda”
Biyoyakıtın Türkiye için önemine değinen Varank, “Burada neler yapıldığına gelecek olursak, ülkemizin temel ihtiyacı olan ya da cari açık verdiği birçok kritik ürün, biyoekonomi odaklı entegre üretim modeli ile burada geliştirilip pilot ölçekte üretimi yapılacak. Enerjiden tarıma, sağlıktan gıdaya geniş bir ürün yelpazesinden bahsediyoruz ama dikkat ediniz bu resimler hiçbir fosil kaynağa bağlı olmadan, tamamen doğal yosun tabanlı kaynaklardan ve yerli imkanlarla elde edilecek. Türkiye gibi petrolde dışa bağımlı bir ülke için biyoyakıtlar ciddi alternatif konumunda. Bunun gibi tesislerde üretilecek biyoyakıtlar sayesinde enerji ihtiyacınızın önemli bir bölümünü uygun maliyetli ve güvenli bir şekilde karşılayabilirsiniz. Çevre dostu yapısını da düşündüğümüzde bu ürünün ülkemizde üretilip kullanılması, ekonomimizde ciddi bir çarpan etkisi oluşturma potansiyeline sahip. Bu yakıtın uçaklarda kullanılmasına yönelik çalışmalar ya da tüm hızıyla devam ediyor. Buraya gelmeden evvel aslında bir test videosu izledim. inanın heyecanlanmamak elde değil. Biz bu heyecanı inşallah bugün size de yaşatacağız. Bu nedenle bugün küçük bir turbo jet motoru model motoru buraya getirdik. Inşallah sizin huzurunuz da onun içerisine bu biyoyakıtı ekleyerek o motoru çalıştıracağız. Gerçek testi de hep beraber yapmış olacağız. Tüm testlerin tamamlanmasıyla birlikte Bio Jet Yakıtının gerçek uçuşlarda kullanımına başlanacak.” ifadelerini kullandı.
Editör : SavunmaTR Haber Merkezi