Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünyanın ekonomik krizden savaşlara ve siyasi çalkantılara kadar pek çok sorunla boğuştuğunu, Türkiye’nin ise hem içeride hem dışarıda güçlü bir duruş sergilediğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin, Rusya-Ukrayna Savaşı’nda her iki tarafla diyaloğunu sürdürerek, tahıl sevkiyatından esir takasına kadar pek çok diplomatik başarıya imza attığını belirterek, “Hedefimiz, iki lideri en kısa sürede bir araya getirerek, daha fazla can kaybı ve yıkım olmadan, bu savaşı sonlandırmaktır.” dedi.
Küresel krizleri önceden görerek, gerekli tedbirleri alma, mekanizmaları oluşturma, dayanıklılığı tahkim konusunda artık herkesin takdir ettiği birikime ve dirayete sahip olduklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Son 8-9 yıldır kesintisiz yaşadığımız saldırılar, maruz kaldığımız oyunlar, önümüze kurulan tuzaklar, bizi böyle bir erken uyarı sistemi oluşturmaya ve etkin şekilde çalıştırmaya mecbur bırakmıştır. Bu sayede, salgınla başlayıp, Ukrayna-Rusya Savaşı’yla süren küresel krizler döneminde, gelişmiş ülkeler dahi ne yapacaklarını bilemez şekilde savrulurken, biz hedeflerimize doğru yürümeyi sürdürebildik.” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, asla paniğe ve korkuya kapılmadan, son asrın en büyük sağlık kriziyle mücadelede, kendi özgün programlarını oluşturup uyguladıklarını anlattı.
Rusya-Ukrayna Savaşı’nda, her iki tarafla diyaloğu sürdürerek, tahıl sevkiyatından esir takasına kadar pek çok diplomatik başarıya imza attıklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
“Şu an itibarıyla 5 milyon tonun üzerinde tahıl ihracatını gerçekleştirdik. Ülkemizi ısrarla bölgesel ve küresel karar alma mekanizmalarının dışında bırakmaya çalışanlara rağmen, her sürecin itibarlı, güvenilir, diyalogları kolaylaştırıcı ve sorunlara çözüm geliştirici baş aktörü olduk. Ülkemizi, kendi çıkarlarının bekçisi olarak görenler, bu yeni durumdan rahatsız olsa da biz süreci Türkiye merkezli olarak yönetiyoruz.
Hükümet olarak iç siyasette olduğu gibi dış politikada da dayatmaları kabul etmiyoruz. Türkiye’nin kazanımlarını daha ileriye taşımak için üç kıtayı birleştiren stratejik konumumuza mütenasip şekilde, farklı bölgesel kuruluşlarla ilişkilerimizi geliştiriyoruz. Ne Batı için Doğu’ya sırtımızı dönüyor ne de kuzey ülkeleriyle bağlarımızı güçlendirirken Orta Doğu ve Afrika’yı ihmal ediyoruz. Tıpkı Mevlana hazretlerinin, pergel metaforunda olduğu gibi, bir ayağımızı ülkemize sabitlerken diğeriyle de bölgemizden başlayarak tüm dünyayı kuşatıyoruz. Tarihi, beşeri, kültürel, kadim bağlarımız olan Balkanların güvenlik ve huzurunu kendi ülkemizden ayrı görmüyoruz.”
“Şanghay İşbirliği Teşkilatı ile ilişkilerimizi çok daha derinleştirmeyi istiyoruz”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kritik bir dönemde, Bosna Hersek, Sırbistan ve Hırvatistan’da yaptıkları ziyaretlerin, hem bu ülkelerle ilişkilerin ilerletilmesi hem de istikrar ortamının korunması açısından faydalı sonuçlar doğurduğu değerlendirmesinde bulundu.
Özbekistan ve Amerika Birleşik Devletleri’nde yaptıkları temasların da Türkiye’nin genişleyen dış politika vizyonunu ortaya koyduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Şanghay İşbirliği Teşkilatı Zirvesi’nde de bu anlayışla oldukça verimli temaslar gerçekleştirdiklerini anlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Toplam 3,2 milyar insanın yaşadığı, 20 trilyon dolar millî gelir üreten, 2012 yılından bu yana diyalog ortağı olduğumuz Şanghay İşbirliği Teşkilatı ile ilişkilerimizi çok daha derinleştirmeyi istiyoruz. Bu niyetimizi, zirve kapsamında yaptığımız temaslarda muhataplarımıza açıkça ifade ettik.” diye konuştu.
Zirvede, ev sahibi Özbekistan Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev’in yanı sıra Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Pakistan Başbakanı Şahbaz Şerif, Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, Moğolistan Cumhurbaşkanı Ukhnaagiin Khurelsukh, Hindistan Başbakanı Narendra Modi, Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin ve İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ile bir araya geldiklerini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu liderlerle hem ikili münasebetleri tüm yönleriyle ele aldıklarını, hem de bölgesel meseleler konusunda görüş alışverişinde bulunduklarını bildirdi.
Birleşmiş Milletler 77’nci Genel Kurulu temasları
Şanghay İşbirliği Teşkilatı Zirvesi’nin ardından Birleşmiş Milletler 77’nci Genel Kurulu Genel Görüşmeleri’ne katılmak üzere New York’a geçtiklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kovid-19 salgını sebebiyle 2 yıl sonra ilk kez yüz yüze yapılan genel kurul görüşmelerinin, son derece yoğun, verimli ve bereketli geçtiğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, şunları kaydetti:
“Amerika’daki vatandaşlarımızdan Türk sivil toplum kuruluş temsilcilerine, farklı kesimlerden insanlarımızla bir araya gelerek hasret giderdik. Ayrıca Amerikan düşünce kuruluşu temsilcileri, iş çevreleri müteşebbisler, ülke siyasetinin önde gelen isimleriyle kapsamlı istişareler gerçekleştirdik. Birleşmiş Milletler bünyesindeki Eğitimin Dönüştürülmesi Zirvesi’nde, Türkiye’de son 20 senede, eğitim öğretimde yaşanan gelişmeleri ve gelecek vizyonumuzu, liderlerle paylaştık.
Genel Kurula görüşmelerin ilk gününde hitap ettim. Buradaki konuşmamızda, Rusya-Ukrayna krizi başta olmak üzere uluslararası barış ve güvenliği ilgilendiren meseleler hakkındaki görüşlerimizi tüm dünyaya tekrar anlattık. Göç krizinden tahıl sevkiyatına kadar pek çok örnekle, Türkiye’nin bölgesinde ve dünyada oynadığı ara bulucu role dikkat çektik.”
Zirvede, terörle mücadeleden, Doğu Akdeniz ve Ege’deki gelişmelere, ekonomik dengesizliklerden Birleşmiş Milletlerin yönetim yapısına uzanan çok geniş bir yelpazede, Türkiye’nin yaklaşımlarını açık yüreklilikle dile getirdiklerini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaptıkları toplantılarda ve ikili temaslarda, özellikle Rusya ile Ukrayna arasında barışı tesis etmeye yönelik gayretlerinin takdirle karşılandığını müşahede ettiklerini söyledi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ziyaret vesilesiyle, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin yanı sıra bazı devlet ve hükümet başkanlarıyla da ikili görüşmeler gerçekleştirdiklerini bildirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, görüşmelerine ilişkin şunları kaydetti:
“Devlet Başkanı düzeyinde, Ürdün Kralı, Libya, Guatemala, Finlandiya, Kırgızistan, Avusturya, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve Polonya liderleriyle bir araya geldik. Gürcistan, Almanya, İspanya, Japonya, Lübnan ve İngiltere başbakanlarını kabul ettik. Genel Kurul hitabımızın ardından aynı binada Katar Emiri ile Kazakistan, Finlandiya ve Güney Kore Cumhuriyeti cumhurbaşkanları ile Bangladeş Başbakanıyla sohbet ettik. New York’ta, İngiltere, Japonya, İsrail ve Guatemala liderleriyle ilk kez yüz yüze görüşme fırsatı bulmuş olduk. Ayrıca Amerikan Kongresi’nin üç ayrı üyesini, FIFA Başkanı ve Dünya Yahudi Kongresi Başkanı’nı kabul ettik.”
“Türkevi, küresel diplomasinin kalbinin attığı merkezlerden birisi hâline dönüştü”
Açılışı geçen yıl yapılan Birleşmiş Milletlerin tam karşısındaki Türkevi binasının görüşmelere ev sahipliği yaptığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
“Bu sene Birleşmiş Milletlerin yanı sıra Türkevi de küresel diplomasinin kalbinin attığı merkezlerden birisi hâline dönüştü. Muhataplarımızın hemen hepsi, savunma sanayi ve enerji başta olmak üzere ülkemizle iş birliğini güçlendirmeye hazır olduklarını söyledi. Özellikle tahıl koridorunun açılmasıyla yakalanan diplomatik başarının, esir takasıyla devam ettirilmesi, ülkemiz adına gurur verici bir gelişme olmuştur. Türkiye’nin bu konuda gösterdiği gayret ve üstlendiği sorumluluklar, işin zorluğunu bilenlerin gerçekten takdirle karşıladığı seviyededir.”
Türkiye’nin çabalarına verdikleri destek için Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e ve Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy’e teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hedefimiz, iki lideri en kısa sürede bir araya getirerek, daha fazla can kaybı ve yıkım olmadan, bu savaşı sonlandırmaktır.” dedi.
Konuşmasında “Biz, dünyada savaşları, krizleri, gerilimleri sonlandırmak için samimi gayret sarf ederken, komşumuz Yunanistan’ın her tarafı buram buram tahrik ve provokasyon kokan politikalarını ibretle takip ediyoruz.” ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yunanistan’ın siyasi, askeri ve ekonomik olarak Türkiye’nin muhatabı ve dengi olamayacağını vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Yunan siyasetçileri kışkırtarak üzerimize salanların asıl niyetlerinin, ülkemizin vaktini, enerjisini ve dikkatini dağıtarak büyük ve güçlü Türkiye’nin inşası programımızı engellemek olduğunu gayet iyi biliyoruz. Ancak bu hem Yunan siyasetçiler hem Yunan devleti hem Yunan halkı hem de onları kukla gibi kullananlar bakımından tehlikeli bir oyundur. Daha geçtiğimiz ağustos ayında 100. yıl dönümünü kutladığımız zaferlerimizin, Yunan halkına ve yöneticilerine ödettiği bedelleri hatırlatmakta fayda görüyorum. Kısır siyasi hesapları uğruna ülkesini siyasi, askeri ve ekonomik olarak işgale uğratan Yunan yöneticiler, bunun hesabını er geç en başta kendi halkına vermek mecburiyetinde kalacaktır.
Türk askerinin süngüsünün önünden kaçtığı günleri unutturmaya çalışıp, bebekleri, çocukları, kadınları ve yaşlıları hunharca öldürdüğü Tripoliçe Katliamı gibi hadiseleri zafer günü olarak kutlayanlar henüz tarih önünde bunların hesabını vermediler. Aynı zihniyetin bugün Akdeniz’de, Ege’de botlarını batırarak, her şeylerini soyup dışarı atarak ölüme terk ettiği, hatta taammüden katlettiği çocukların ve tüm masumların hesabı da elbet bir gün sorulacaktır. Birilerinin etekleri altına saklanarak özgürlük de olmaz, kalkınma da olmaz, onurlu duruş da sergilenemez.”
Yunanistan’ın Doğu Ege adalarındaki faaliyetleri
Yunanistan’ın dört bir yanına yapılan işgal görünümlü yabancı askeri yığınakların Türkiye’yi değil, asıl Yunan halkını rahatsız etmesi gerektiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu:
“Yunanistan’ın gelecek çeyrek asrını ipotek altına alan, bedeli mutlaka ödetilecek ekonomik ve siyasi angajmanlar bizi değil, asıl Yunan halkını tehdit etmektedir. Türkiye olarak biz bu filmi geçmişte seyrettik, çözdük, o defteri kapattık ve kendimize yeni bir yol çizdik. Şimdi Yunanistan’ın göz göre göre benzer bir felakete sürüklenmesinden bir komşu sıfatıyla samimiyetle üzüntü duyuyoruz. Ne o askeri yığınaklar ne o siyasi ve ekonomik destekler Yunanistan’ı bizim seviyemize çıkarmaya yetmez. Ama bu yanlış adımlar Yunanistan’ı her anlamda batağa sürüklemeye kafi gelir. Netice itibarıyla her alanda yakından takip etmeyi sürdürdüğümüz Yunanistan’a karşı gerektiğinde ülkemizin hak ve menfaatlerini, elimizdeki tüm imkânları kullanarak savunmaktan geri kalmayız, bu da iyi biline. Ama bunu yaparken kendi siyasi ve ekonomik hedeflerimizden, kendi kalkınma programlarımızdan zerre kadar taviz vermeyeceğimizi de açıkça belirtiyoruz.”
Editör : SavunmaTR Haber Merkezi