Cezayir ve Fransa uzlaşarak hesaplaşmaya çalışıyor

Cezayir, yüzyıldan fazla bir süredir maruz kaldığı Fransız sömürgesiyle yüzleşmeye çalışırken, iki ülkenin cumhurbaşkanları nezdinde yapılan bir girişimle konunun tarihçilere bırakılması planlanıyor.

Bağımsızlığını 1962 yılında kanlı bir savaş sonucunda elde eden Cezayir, ilk defa sömürgecisi Fransa ile tarihçilerin ortak çalışacağı bir girişim yoluyla söz konusu dönemle hesaplaşmaya çalışıyor.

Cumhurbaşkanı Abdülmecid Tebbun, 19 Temmuz’da Cumhurbaşkanı Danışmanı Abdülmecid Şeyhi’yi “ulusal tarih ve arşivleri yeniden yapılandırma” göreviyle yetkilendirdi.

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ise 25 Temmuz’da Cezayir tarihi uzmanı Benjamin Stora’yı “sömürge tarihi ve Cezayir Savaşı” konusunu araştırarak “iki halk arasında uzlaşıyı” sağlamak üzere atadı.

Fransız sömürgeciliğinin Cezayir’in tarihindeki yeri, devlet başkanları nezdindeki girişimler ele alınırken, iki tarafın görevlendirdiği tarihçilerin araştırmasının nasıl sonuçlanacağı tartışılıyor.

Yeni bir hareket zemini

İki ülkenin alanında uzman iki ismi Cezayir’de Fransa’nın sömürge dönemini araştırmak üzere görevlendirmesi, “tarihin siyasetçiler yerine tarihçilere bırakılması ve yeni bir hareket zemini oluşturulması” şeklinde değerlendiriliyor.

Cezayir Dışişleri Bakanı Sabri Bukadum, Fransız mevkidaşı Jean-Yves Le Drian ile 10 Temmuz’da yaptığı basın toplantısında, Fransa’nın Cezayir’deki sömürge dönemini siyasi ya da ideolojik açıdan değil, tarihçilerin yazdıklarının esas alınarak değerlendirilmesini istedi.

Bukadum, “Kendisine tarihin siyasete alet edilmemesi gerektiğini söyledim ve ondan işgalin ilk yıllarında Bugeaud ve Saint-Arnaud dönemlerinde olduğu gibi Fransız tarihçilerin Cezayir’de Fransız generallerinin zulmüyle ilgili yazdıklarını okumasını istedim.” dedi.

Siyasilerin gözetiminde araştırma

Şeyhi ve Stora’nın birlikte çalışmaları tamamen bağımsız oldukları anlamına gelmiyor. Cezayir Cumhurbaşkanı Tebbun, araştırmanın “gerçeğe ulaşmak için cumhurbaşkanlarının doğrudan gözetiminde” yürütüleceğini açıkladı.

Cezayirli tarihçi Amir Rahile, AA muhabirine, Şeyhi ve Stora’nın “teoride gerçek tarih için görevlendirildiğini” belirtti.

İki tarihçinin de tarafsız olmalarıyla tanındığına dikkati çeken Rahile, Stora’nın Cezayir’in Bağımsızlık Savaşı öncesinden başlayarak ülke tarihini tarihini objektif bir biçimde ele aldığını söyledi.

Rahile, “Pratikte ve fiili anlamda ise işlerini yaparken kendilerini çok zor bir durumda bulacaklar. Zira sonunda her şey siyasi iradeye bağlı olacak.” dedi.

Uzlaşıyı bekleyen riskler

Cezayir Bağımsızlık Savaşı sırasında Fransa’nın yanında savaşan Cezayirli Harki benzeri aşırı sağ grupların bu uzlaşıya karşı olacağına dikkati çeken Rahile, Fransa’da Macron yönetiminin ise Stora’nın işini mümkün olduğunca kolaylaştıracağını kaydetti.

Cezayir’in Paris Büyükelçisi Salih Libdeyvi ise düzenlediği basın toplantısında, “Fransız lobisi bu hassas tarihi konuyu, iki ülke arasında yakınlaşma istemedikleri için ellerinden geldiğince çarpıtmaya çalıştı.” dedi.

Libdeyvi, iki taraftan da tarihçilerin görevlendirilmesini değerlendirerek, “Bu hassas konuda yoğunlaşmaya imkan veren önemli bir gelişme” ifadelerini kullandı.

Gazeteci ve Le Figaro gazetesi tarih kurulu üyesi John Seville ise Stora’nın “Cezayir’in tarafını tuttuğunu” ve “en iyi tercih olmadığını” iddia ederek, “Cezayir’de Fransız ordusunun olmasının nedenlerini tam olarak bilmediğini” savundu.

Stora ise kendisinin tarafsız olmadığını iddia edenler için “‘Fransız Cezayiri’ni savunan ve Cezayir’in bağımsızlığını kabul etmeyen aşırıcılar var.” şeklinde konuştu.

Cezayir’de Fransız sömürgesi

İnsan hakları örgütleri ve tarihçiler, Fransa’nın 1830-1962 yıllarındaki sömürge döneminde Cezayirlilere yönelik katliamlar gerçekleştirildiğini ve yüz binlerce kişinin tehcir edildiğini belirtiyor.

Cezayir İnsan Hakları Savunma Birliği, Fransız sömürgesi döneminde yaklaşık 10 milyon kişinin öldürüldüğünü açıklamıştı.

Son olarak, Fransa’nın başkenti Paris’teki İnsan Müzesi’nde 170 yıldır tutulan, Cezayir’deki Fransız işgaline karşı 1830-1962 arası gösterilen direnişin liderlerinden 24’ünün naaşlarının kalıntıları 4 Temmuz’da ülkelerine iade edilmişti.

Editör : SavunmaTR Haber Merkezi

Buy JNews Buy JNews Buy JNews
REKLAM

Benzer Haberler

Hoşgeldiniz

Aşağıdaki hesabınıza giriş yapın

Şifrenizi Sıfırlayın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi giriniz.