Çin’den Tayvan’a lazer silahlı önlem!
Pekin yönetimi, denizaltılarına lazer silahları yerleştirerek deniz kuvvetlerinin savunma ve saldırı yeteneklerini artırmayı hedefliyor.
Çin menşeili dergi “Komuta Kontrol ve Simülasyon”un (Command Control & Simulation) Haziran sayısında yayımlanan makaleye göre, bu yeni teknolojinin geliştirilmesi Pekin yönetimine Tayvan ile ilgili potansiyel bir çatışma senaryosunda büyük stratejik avantajlar sağlayabilir.
Denizaltıların gizlilik ve savunma kabiliyetlerini artırmak amacıyla lazer silahlarının kullanılması, geleneksel savunma yöntemlerine göre birçok avantaj sunuyor.
Denizaltılar, askeri stratejide gizlilik ve ani saldırı yetenekleri nedeniyle büyük önem taşımaktadır. Ancak, güçlü tespit ve silah sistemlerine sahip, genellikle “denizaltı katilleri” olarak adlandırılan denizaltı karşıtı devriye uçakları, denizaltılar için önemli bir tehdit oluşturuyor.
Denizaltı sistemlerinin geleneksel savunma taktikleri olan hız, yön ve derinlik değiştirme yöntemleri, güçlü tespit ve silah sistemlerine sahip bu devriye uçaklarına karşı yetersiz kalabiliyor.
Makale, lazer silahlarının bu konuda etkili olabileceğini ve tam da bu tehditlere karşı daha etkin bir savunma sağlayabileceğini öne sürüyor.
Lazer silahları, denizaltıların aktif olarak uçaklara karşı koymasını ve onları yok etmesini mümkün kılıyor. Lazer silahları, lazer ışınları kullanarak hedefleri hasara uğratan veya devre dışı bırakan yönlendirilmiş enerji silahlarıdır.
Çıkış gücü ve yıkıcı yeteneklerine göre düşük enerjili ve yüksek enerjili lazerler olarak kategorize edilirler. Özellikle yüksek enerjili lazerler, ablation etkileri ve şok dalgaları yoluyla hedeflerde yapısal hasar veya işlevsel arızalara neden olabilir.
Lazer silahlarının geleneksel silahlara göre birçok avantajı bulunuyor. Hız, doğruluk, anti-müdahale kapasitesi ve ekonomik işletme maliyetleri gibi avantajlar, lazer silahlarını modern savaş senaryolarında cazip kılıyor.
ABD ve Rusya gibi başat ülkeler tarafından, lazer silahlarının araştırma ve geliştirilmesinde önemli ilerlemeler kaydedilmiş durumda. Özellikle ABD, deniz platformlarına konuşlandırılmış lazer silahlarının uygulamasında ilerleme kaydederken bu ilerlemeye Lockheed Martin LaWS ve Helios gibi sistemleri geliştirerek öncülük ediyor.
Lockheed Martin tarafından geliştirilen LaWS ve Helios sistemleri, boyut, başlatma zorluğu ve soğutma ile ilgili zorlukları aşmak için esnek optik fiber ve modüler tasarımlar kullanıyor. ABD donanması, Virginia sınıfı nükleer denizaltılarına lazer silahlarının entegrasyonunu araştırmış olup, bu teknolojilerin sualtı platformları için uygunluğunu da ileri sürmüştür.
Denizaltılara lazer silahlarının entegrasyonu
Denizaltılara lazer silahlarının entegrasyonu, sınırlı iç alan ve etkili soğutma sistemlerine olan ihtiyaç nedeniyle belirli kurulum gereksinimleri taşır.
Özellikle ABD donanmasındaki gelişmiş denizaltılar, iç alan için rezerv kaldırma gücünü feda eden tek gövdeli yapılar kullanmaktadır. Bu tasarım seçimi de ölçeklenebilir ve daha kolay soğutulabilen modüler fiber lazerlerin yerleştirilmesini sağlar.
Yukarıda sözü edilen makale, Lockheed Martin tarafından geliştirilen modüler fiber lazeri olası bir çözüm olarak vurguluyor. Bu lazer sistemi, yer tasarrufu sağlamak ve soğutma verimliliğini artırmak için sarılabilen esnek optik fiberler kullanıyor. Fiberlerin yüksek yüzey alanı, kapalı denizaltı ortamlarında operasyonel stabiliteyi korumak için kritik bir faktör olan ısı dağılımını artırıyor.
Bu lazerlerin modüler tasarımı, daha fazla modül ekleyerek güç çıkışının artırılmasını sağlar. Bu esneklik, güçlü silahlara olan ihtiyacı alan kısıtlamaları ile dengelemek zorunda olan denizaltılar için önemlidir. Ayrıca, lazer silahlarının optoelektronik direğe entegre edilmesi, aynı anda hem tespit hem de saldırı yetenekleri sağlar. Bu entegrasyon, denizaltının profilini veya kaldırma gücünü önemli ölçüde değiştirmeden direk içine yerleştirilebilen kompakt fiber lazerlerin doğasıyla kolaylaştırılır.
Denizaltılara lazer silahının entegrasyonu konusunda bir diğer can alıcı unsur ise enerji yönetimi hususudur. Çoğu modern deniz aracı, denizaltılar da dahil olmak üzere, yüksek enerjili lazer silahları için gerekli gücü sağlayabilecek entegre elektrik tahrik sistemlerine geçmektedir. Makalede bu konuya ilişkin örnek olarak, ABD donanmasının Virginia sınıfı nükleer denizaltılarının, lazer silahlarını çalıştırmak için yeterli elektrik gücü üretebilen nükleer reaktörlerle donatılmasına atıfta bulunulmuş.
Makaleye göre, denizaltı konuşlu lazer silahlarının operasyonel kullanımı, denizaltı karşıtı devriye uçaklarıyla karşılaşıldığında dikkatli bir zamanlama ve taktiksel değerlendirme gerektirir. Denizaltılar, tehditleri aktif veya pasif olarak karşılamak için savaş veya barış zamanlarına, düşman ve dost kuvvetlerin durumuna ve görev hedeflerine göre karar vermelidir.
Hedeflerin çeşitliliği ve taktikler
Makale, denizaltı konuşlu lazer silahlarının çeşitli türde hedefleri, her birinin belirli taktikler ve güç seviyeleri gerektirdiği detaylandırılmaktadır.
İnsansız hava araçları (İHA), otonom deniz araçları, denizaltı karşıtı devriye uçakları ve helikopterler, balistik füzeler, seyir füzeleri ve uydular potansiyel hedefler arasındadır. Her senaryo ihtimalinde gerekli güç seviyeleri ve etkili bir şekilde bu tehditleri etkisiz hale getirmek için kullanılacak angajman stratejileri belirlenmiştir.
Makalede, lazer dalga boyu, ışın kalitesi, ışınlama süresi ve hedef mesafesi gibi faktörleri dikkate alarak denizaltı konuşlu lazer silahlarının hasar yetenekleri adına detaylı hesaplamalar ve senaryolar sunulmaktadır.
Çin’in Tayvan’a yönelik stratejik avantajları
Makalede, Tayvan’ın sivil malzemeler için deniz taşımacılığına olan bağımlılığına vurgu yapılarak özellikle denizaltı konuşlu lazer silahlarının kullanımıyla denizaltı savaşına karşı savunmasız hale geleceği öne sürülüyor.
Limanlar, ithal edilen malzemeler adına kritik giriş noktaları olduğundan, genellikle savaş zamanı yakıt ihtiyaçları için gerekli olan petrol depolama tesislerine sahiptir. Makalede tam da bu durumdan bahsedilerek söz konusu denizaltıların, gizli kalma yeteneklerini kullanarak düşman limanlarına yaklaşabileceği ve bu petrol depolama tesislerini erken aşama istihbarat veya kendi keşif ekipmanları aracılığıyla tanımlayabileceği öne sürülmektedir.
Makalenin hipotezine göre denizaltı konuşlu lazer silahları, bu tesisleri hedef alıp hasar vermek amacıyla kullanılabilir, potansiyel olarak yangınlara neden olarak düşmanın denizden petrol ikmali yeteneğini engelleyebilir.
Söz konusu bu strateji de düşmanın yakıt kaynaklarını sınırlayarak çatışmanın süresini etkileyebilir. Ayrıca, lazer silahları diğer önemli liman altyapılarını hedef alarak operasyonları kesintiye uğratabilir ve deniz taşımacılığı yoluyla destek gelmesini de engelleyebilir.
Sonuç olarak Çin, denizaltılara lazer silahları yerleştirerek deniz kuvvetlerinin savunma ve saldırı yeteneklerini artırmayı hedefliyor. Bu yeni teknoloji, Tayvan ile ilgili potansiyel bir çatışma senaryosunda Çin tarafına büyük stratejik avantajlar sağlayabilir.
Lazer silahları, denizaltıların modern savaş senaryolarında karşılaştıkları zorluklara karşı etkili bir çözüm sunabilir. Çin’in bu teknolojiye yaptığı yatırım, gelecekte deniz savaşlarını bir dönüşüm içine sokabilir ve denizaltıların operasyonel esnekliğini artırabilir.
Belirtmek gerekir ki söz konusu durumun planlanan şekilde gerçekleştirilmesi, denizaltı konuşlu lazer silahlarının stratejik avantajları ve potansiyel uygulamaları, Çin Deniz Kuvvetlerinin yeteneklerini önemli ölçüde artırıp Tayvan’a karşı olan bariz üstünlüğünün ve Asya-Pasifik’teki varlığının artmasına yardımcı olacaktır.