Doğu Türkistan’da Pekin hükümetinin asimile çabaları devam ediyor!
New York merkezli insan hakları örgütü İnsan Hakları İzleme Örgütü (Human Rights Watch, HRW), Çin’in Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nde (Doğu Türkistan) yüzlerce köyün ismini değiştirerek “Müslüman Uygur kültürünü yok etmeye” çalıştığını iddia etti.
Söz konusu iddialarla ilgili olarak Çin’in Londra Büyükelçiliği ile temasa geçilse de Çin yetkililerinden herhangi bir açıklama yapılmadı.
HRW’nin raporunda, 2009-2023 yılları arasında Doğu Türkistan’da yaşayan Uygur Türkleri’nin yaşam alanlarındaki dini, tarihi veya kültürel bağlamı olan yüzlerce köy isminin değiştirildiği belirtildi.
Çin’in kendi verilerine dayanan araştırmada, “sultan”, “türbe” ve “hoca” gibi İslamiyet’i andıran ve bölgedeki Müslüman Türklerin yaşam tarzını vurgulayan kelimelerin köy isimlerinden çıkarıldığı ve bunların yerine “uyum” ve “mutluluk” gibi asimile etme amacı güden ifadelerin konulduğu öne çıkarıldı.
HRW ve Norveç merkezli Uygur Hjelp adlı kuruluşun araştırmacıları, Çin Ulusal İstatistik Bürosu’nun web sitesinde yer alan verileri inceleyerek, son 14 yılda Doğu Türkistan’daki 25 bin köyden 3 bin 600’ünün isminin değiştirildiğini tespit etti.
HRW’ye göre, bu değişikliklerin çoğu “sıradan” gibi görünse de, yaklaşık 630 değişiklik Uygur Türkleri’nin dini, kültürel veya tarihi referanslarını tamamen ortadan kaldırmayı amaçlıyor.
Raporda örnek olarak gösterilen köylerden biri, bölgenin güneybatısındaki Akto ilçesinde yer alan Akmescit Köyü. Bahsi geçen bu köyün ismi 2018 yılında “Birlik Köyü” olarak değiştirildi.
Son yıllarda yapılan çeşitli araştırmalar, Çin’in Müslüman Uygurlara yönelik sistematik insan hakları ihlallerini ortaya koyuyor. Çinli yetkililer, ülkedeki azınlık durumda kalan Müslüman Uygur/Türk nüfusunu Çin kültürüne asimile etmek amacıyla toplumu kökten değiştirmekle suçlanıyor. Ancak Pekin yönetimi bu suçlamaları reddediyor.
Çin’de çoğunluğu Sincan, Çinghay, Gansu ve Ningşia gibi bölgelerde yaşayan yaklaşık 20 milyon Müslüman bulunuyor. Resmi olarak ateist olan Çin hükümeti, din özgürlüğüne izin verdiğini iddia etse de, gözlemciler son yıllarda organize dinlere karşı baskının arttığını belirtiyor.
Köylere verilen isimler hükümet propagandasına uygun seçiliyor
HRW’ye göre, köy ve kasaba isimlerinin değiştirilmesi halen devam ediyor, ancak bu değişikliklerin büyük kısmı 2017-2019 yılları arasında gerçekleşti. İnsan hakları örgütü, bu dönemin Doğu Türkistan’daki Uygur nüfusuna yönelik düşmanlıkların arttığı bir zamana denk geldiğini belirtti.
HRW’nin Çin Direktörü Vekili Maya Vang yaptığı açıklamada, “Çinli yetkililer, Sincan’da Uygurlar için büyük anlam taşıyan yüzlerce köy ismini, hükümet propagandasını yansıtan isimlerle değiştiriyor. Bu isim değişiklikleri, Çin hükümetinin Uygurların kültürel ve dini ifadelerini silme çabalarının bir parçası gibi görünüyor.” ifadelerini kullandı.
HRW, geçtiğimiz yıl yayımladığı bir başka raporda da Pekin hükümetini, ülkedeki camileri kapatıp yıkmakla ve başka amaçlarla kullanılmaları için dönüştürmekle suçlamıştı.
Doğu Türkistan, Tarih ve Çin Politikaları
Doğu Türkistan, Asya kıtasının merkezinde, doğuda Çin ile batıda Pakistan, Tacikistan, kuzeybatıda Kırgızistan, kuzeyde Kazakistan, kuzeydoğuda Moğolistan ve güneyde Tibet, Hindistan ve Keşmir ile çevrilidir. Bölgede 25-30 milyon civarında Uygur Türkü yaşamaktadır. Ancak Çin’in 2021 yılı verilerine göre, bölgedeki Türk nüfusu yaklaşık 13 milyondur ve bunun 12 milyonunu Uygur Türkleri oluşturmaktadır. Fakat uluslararası kuruluşlar ve yurt dışındaki Uygur teşkilatları, Çinlilerin Uygur Türklerinin nüfusuyla ilgili ileri sürdüğü verilerin gerçek dışı olduğunu belirtmektedir.
Doğu Türkistan, Türklerin en eski yurtlarından biri olarak bilinir. Bölgedeki ilk devlet olan Saka Devleti, M.Ö. 326’da Makedonyalı İskender’e karşı zafer kazanmıştır. Ardından Hunlar, Göktürkler, Uygurlar, Karahanlılar, Çağataylılar ve diğer birçok devlet bölgede egemenlik kurmuştur. 1755’te Çin Mançu İmparatorluğu, bölgeyi işgal etmiş ve 1881’de yapılan İli Anlaşması ile Doğu Türkistan, Çin ve Rusya arasında paylaşılmıştır.
1878’de yeniden işgal edilen Doğu Türkistan’da bağımsızlık mücadeleleri aralıksız devam etmiştir. 1933’te kurulan Doğu Türkistan İslâm Cumhuriyeti, Sovyet Rusya’nın yardımıyla 1934’te Çin tarafından yıkılmıştır. İkinci Dünya Savaşı’nın sonlarında kurulan ikinci Doğu Türkistan Cumhuriyeti de 1949’da Çin Kızıl Ordusu’nun bölgeye girmesiyle sona ermiştir. Bölge, Çince sözlük karşılığı anlamı “yeni sınır” olan, “Sincan (Xinjiang)” adıyla Çin Halk Cumhuriyeti’ne bağlanmıştır.
Çin, Doğu Türkistan’da Uygur Türklerine yönelik ağır baskı ve tecrit politikaları uygulamaktadır. Komünist Parti yönetimi, Uygur kültürünü ve kimliğini silmek için sistematik bir asimilasyon politikası izlemektedir. Uygur Türklerinin dini ve kültürel ifadeleri baskı altına alınmakta, dini yapılar yıkılmakta ve köy isimleri değiştirilmektedir. Çin, bu politikalarını “Çin’in iç meselesi” olarak savunmakta ve uluslararası eleştirileri reddetmektedir.
Doğu Türkistan, tarihi ve kültürel zenginlikleriyle Türk-İslam dünyası için büyük bir öneme sahiptir. Çin’in asimilasyon politikaları ve uluslararası toplumun duyarsızlığı, bölgedeki Türk kimliğini ve kültürünü tehdit etmektedir. Bu durumun devam etmesi, bölge halkının geleceği için ciddi bir tehlike arz etmektedir. Var olan durumun değişebilmesi için Türk ve İslam ülkelerinin bu meseleye daha fazla ilgi göstermesi ve bölgedeki Müslümanlara ve Türklere destek olması gerekmektedir.