Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan katıldığı NATO Liderler Zirvesi’nde S-400’den ABD’nin PYD/PKK’yı desteklemesine, DEAŞ’tan Afganistan meselesine, İslamofobya’dan Doğu Akdeniz ve Ege’deki ilişkilere kadar bir çok konuyu muhataplarıyla masaya yatırdı.
S-400 konusunda düşüncemiz aynı
Erdoğan, ABD Başkanı Joe Biden ile 14 Haziran saat 19.00’da başlayan ve 45 dakika süren görüşmenin önemli maddeleri arasında S-400 meselesi, DEAŞ ile mücadele, ABD’nin PKK terör örgütüne verdiği destek gibi konular bulunuyordu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, S-400’lerle alakalı olarak ABD Başkanı Biden’a herhangi bir öneride bulunup bulunmadığının sorulması üzerine, şu yanıtı verdi: “Tabii ki burada yapılacak olan böyle bir görüşmede, S-400’ün gündeme gelmemesi mümkün değil. Ama S-400’de bizim düşüncemiz daha önce neyse, aynı düşünceyi Sayın Başkan’a ifade ettim ve bunun yanında F-35 konusunu kendilerine aynı şekilde yine ifade ettim. Temennim odur ki savunma sanayii ile ilgili olarak müşterek yapabileceğimiz adımlar nelerdir, bunları ifade ettim. Tabii bugün burada hepsi bu işlerin bitmiyor. Bundan sonraki süreçte de Dışişleri Bakanlarımız, Savunma Bakanlarımız muhataplarıyla görüşmek suretiyle bu süreci inşallah sağlama bağlayacaklar.”
Erdoğan açıklamanın devamında Patriotlar konusunda, “Bizim Patriot’lar konusundaki düşüncemiz malum bilinen bir düşünce idi ve bu konuda ABD’nin de tavrı belliydi. Ne oldu? ABD, Patriot’ları vermedi. Biz de S-400’ü o zaman almak durumunda kaldık. Böyle bir süreçten geliyoruz ve bu konularla ilgili savunma sanayiinde birlikte neler yapabiliriz, bunları Savunma Bakanlarımız, Dışişleri Bakanlarımız kendi aralarında görüşsünler, dedik. Kendi aralarında yapacakları bu görüşmeden sonra da bizler adımlarımızı atalım, böyle bir karara vardık. Bunun dışında ticari ekonomik birçok alanda bizim 100 milyar dolarlık bir hedefimiz vardı ama şu anda bu hedef henüz 22-23 milyar dolar civarında. Bizim bunları aşmamız gerekiyor ve bu konuda da kendileriyle bir mutabakatımız oldu. Bu arada aşı konusu vesaire bunları yine görüşme fırsatımız oldu ve Sayın Biden ile de verimli bir görüşmeyi bu ilk buluşmada, yüz yüze görüşmede gerçekleştirmiş olduk.” ifadelerine yer verdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye ile ABD arasındaki ikili ilişkiler konusunda müzakerelerini şu şekilde aktardı: “Hem görüş ayrılığı yaşadığımız meseleleri hem de ortak çıkarlara sahip olduğumuz alanlardaki iş birliği imkânlarını yapıcı bir yaklaşımla ele aldık. Etkin iş birliğine ihtiyaç duyduğumuz coğrafyalarda yapacağımız ortak çalışmaları Sayın Biden ve ekibi ile görüştük. Türkiye bu bölgelerde aldığı inisiyatiflerle DEAŞ’la mücadeleye destek vermenin yanında NATO’nun sınırlarının ve müşterek çıkarlarımızın da savunucusu olmuştur. Bu görüşmede salgın sonrası ortaya çıkacak yeni fırsatları da dikkate alarak aramızdaki ekonomik potansiyelin tam anlamıyla hayata geçirilmesi için atılabilecek adımları değerlendirdik. İki müttefike ve stratejik ortağa yakışır şekilde doğrudan diyalog kanallarını etkin ve düzenli şekilde kullanma hususunda mutabık kaldık.”
“İyi terörist, kötü terörist sınıflamasına giden çarpık anlayış mevcudiyetini koruyor”
İttifakın yeni tehditlere mukavemet edebilmek amacıyla kendisini adapte ederken güvenliğin bölünmezliği, dayanışma ve beraberlik başta olmak üzere temel ilkelerinden taviz vermemesi gerektiğini vurguladıklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Terörle mücadele başta olmak üzere Türkiye’nin önceliklerini, hassasiyetlerini ve haklı beklentilerini müttefiklerimizin dikkatine sunduk ancak burada üzülerek bir hususun altını çizmek istiyorum, terör meselesinde örgütler arasında ayrım yapan, iyi terörist, kötü terörist sınıflamasına giden çarpık anlayış mevcudiyetini ne yazık ki koruyor. Böyle ikircikli bir tavrın terörü yok edemeyeceği, bilakis terör örgütlerine cesaret vereceği açıktır.” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir terör örgütünün eliyle diğerinin yok edilemeyeceğinin ortaya çıktığını, DEAŞ tehdidinin yeni isimler altında varlığını sürdürmesinin, terörle mücadelede rehavet ve çifte standardın yeri olmadığını gösterdiğini vurguladı.
Türkiye’nin DEAŞ’a karşı göğüs göğüse mücadele ettiğine, Suriye’nin kuzeyinden bu örgütün sökülüp atılmasını sağlamış tek NATO müttefiki olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sınır ötesi operasyonlarımız sayesinde 8 bin 200 kilometrekareden fazla alanı terörden arındırdık. İdlib’de tesis ettiğimiz güven atmosferiyle yeni bir insani trajedinin ve büyük bir göç dalgasının önüne geçtik. Son günlerde İdlib’e yönelik hem rejim hem PKK/YPG kaynaklı saldırıların yoğunlaşması bu bölgeyi tekrar kaosa sürüklemeyi amaçlamaktadır.” dedi.
“PKK/PYD’ye verilen desteğin artık sonlandırılması gerektiğini açıkça dile getirdik”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, cumartesi günü Afrin’deki Şifa Hastanesini hedef alan YPG/PYD terör örgütünün 14 masumu katlettiğini, 32 sivili de yaraladığını anımsatarak, şöyle konuştu: “Sadece bu terör eylemi bile müttefik silahlarıyla donatılan, yöneticileri kimi ülkelerde kırmızı halılarda ağırlanan bu örgütün kanlı, kirli ve çirkin yüzünü göstermeye kâfidir. Gerek zirve hitabımızda gerekse ikili görüşmelerimizde PKK/PYD’ye verilen desteğin artık sonlandırılması gerektiğini açıkça dile getirdik. Terör örgütleriyle mücadelemizin yanı sıra Suriye’nin bir terörist yetiştirme kampına dönüşmesinin de önüne geçmeye çalıştık. Bugüne kadar 9 bine yakın yabancı terörist savaşçı yakaladık ve ülkelerine geri gönderdik. Ayrıca çatışma bölgeleriyle bağlantılı olduğu tespit edilen 100 bini aşkın terörist şüphelisine ülkemize giriş yasağı koyduk.”
Afganistan meselesi
Cumhurbaşkanı, ABD Başkanı Biden ile görüşmesinde Kabil Havaalanı’nın durumunu görüşüp görüşmediğine ilişkin sorusu üzerine, Afganistan konusundaki düşüncelerini çok açık, net olarak ABD Başkanı Biden’a ifade ettiğini belirterek, “Eğer Afganistan’dan çıkmamız istenmiyorsa, özellikle orada belli bir desteğin verilmesi isteniyorsa diplomatik, lojistik bunun yanında mali konularda Amerika’nın bize vereceği destek büyük önem arz ediyor” diye konuştu.
Taliban gerçeğini bir kenara koymanın mümkün olmadığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Onlarla da birçok görüşmeleri, farklı atacağımız adımlarla sürdürebiliriz. Bir diğer konu yine Afganistan’da biz Pakistan’ı da yanımıza alma düşüncemizi kendilerine söyledik, Macaristan’ı yanımıza alma düşüncemizi kendilerine söyledik. Bütün bunlarla birlikte istiyoruz ki Afganistan halkı herhangi bir sıkıntıyı yaşamadan Afganistan’daki bu desteği kendilerine verelim ve şu an itibarıyla bir mutabakat söz konusu. Bir sıkıntı burada söz konusu değil” ifadesini kullandı.
Fransa ile İslamofobya ve Suriye-Libya meseleleri görüşüldü
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un, bugün düzenlediği basın toplantısında, “Daha önce İslam ile ilgili yaptığı konuşmalara ilişkin Erdoğan’a bir açıklama yaptığı ve sözlerinin yanlış anlaşıldığı” yönündeki ifadeleri hatırlatılan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Fransa ile de bugünkü görüşmemizde özellikle ikili görüşmelerimizin ciddi bir dayanışma içerisinde devamında mutabık kaldık.” dedi.
Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un “Bu süreç içerisinde ne yazık ki bazı mahfiller bu tür şeyleri uydurdular ama benim İslam’a karşı olmam söz konusu değildir ve bunu bir dost olarak size söylüyorum.” ifadesini kullandığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dedim ki böyle olduğuna göre bundan sonraki süreçte de bunları tarziye edecek açıklamalar olursa bu tabii çok çok isabetli olur.” görüşünü paylaştı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Macron’un “Suriye ve Libya konusunda iki ülkenin beraber çalışma konusunda bir özverisi olduğu” yönündeki sözlerinin hatırlatılması üzerine de “Suriye ve Libya konusunda müşterek bir çalışmayı yapabilir miyiz, yapamaz mıyız bu konunun üzerinde durdu. Biz bu işlerde daha rahatız, yapabiliriz dedik ve bu konuyla ilgili görüşmelerimizi de devam ettireceğiz.” açıklamasında bulundu.
Erdoğan’dan Miçotakis’e: “Üçüncü ülke veya kişileri bu işe karıştırmayalım”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yunanistan Başbakanı Kiriakos Miçotakis’in iki ülke arasında karşılıklı adımlar atılacağına yönelik açıklamasını anımsatan bir gazetecinin, “Doğu Akdeniz’de ve Ege’de gerilimden kaçınabilmek için neler yapılmalı? Çünkü hala bölgede Türkiye sondaj çalışmalarında ısrar etmekte” sorusunu, şöyle cevapladı:
“Sayın Miçotakis’in bu ifadelerine aynen katılıyorum. ‘Sessiz sakin bir yıl oldu, olacak’ düşüncesini de paylaşıyorum. Aramızda güzel bir görüşme geçti ve gerek Ege’de olsun gerek diğer bölgelerde olsun bundan böyle ben de kendisine şunu söyledim; üçüncü ülke veya kişileri bu işe karıştırmayalım. Biz bundan böyle bu tür sıkıntılı anlar olduğunda siz beni özel hattan rahatlıkla arayın, ben de sizi özel hattan rahatlıkla arayayım ve böylece herhangi bir sıkıntı yaşamadan Türkiye-Yunanistan olarak adımlarımızı atalım. Bir de sıkıntılı konular nelerse bunları masaya koyalım, görevlendirdiğimiz arkadaşlar bunlar üzerinde çalışsınlar ve onlar bize bunu getirsinler, nihai kararı biz verelim ve bu nihai kararı verdikten sonra da adımlarımızı atalım. Nitekim bazı örnekler oldu, mesela dedim şu, bu konuyla ilgili olarak biz kararımızı verdiğimizde size neticeyi bildirelim ve masanın üzerinden o sorunu kaldıralım. Aynı şekilde bizim sizden istediğimiz bir konu varsa siz de o konuyu görüştükten sonra masanın üzerinden kaldırdığınız zaman ne olacak, bu masa sorunlar masası olmaktan çıkıp çözüm masası haline gelmiş olacak. Bunu da iki lider kendi arasında yapmış olacak.”
Editör : SavunmaTR Haber Merkezi