Maalesef ki Türkiye olarak aşina olduğumuz bir kavram olan darbe, ordu veya diğer hükümet elitleri tarafından siyasi iktidarın beklenmedik bir anda fiziki şiddet kullanılarak ya da şiddet kullanma tehdidiyle, yasalarda belirtilen veya normal kabul edilen usuller dışında el değiştirmeye zorlanması olarak tanımlanabilir.
Kelimenin kökeni olan “darb” dövme, vurma ve güç kullanma gibi anlamlar taşır.
Clayton Thyne ve Jonathan Powell’ın darbe veri setine göre, 1950 ile 2010 yılları arasında toplamda 486 darbe girişimi kaydedilmiştir. Bu girişimlerin 242’si başarıya ulaşırken, 244’ü başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Darbelerin en sık görüldüğü bölgeler Afrika (%44,03) ve Amerika (%30,04) kıtalarıdır. Asya ve Orta Doğu ise sırasıyla %13,79 ve %9,05 oranlarıyla toplam küresel darbelerde daha az paya sahiptir. Avrupa ise sadece %3,50 ile darbelerin en az yaşandığı bölge olmuştur.
Darbe girişimlerinin en yoğun olduğu dönem 1960’ların ortalarıdır; ayrıca 1970’lerin ortaları ve 1990’ların başlarında da belirgin bir artış gözlenmiştir. 1950-2010 yılları arasında, Orta Doğu ve Latin Amerika’daki darbeler genellikle başarısız olurken, Afrika ve Asya’daki darbelerin başarı şansı biraz daha yüksek olmuştur. Bununla birlikte, başarılı darbe sayılarının zamanla azaldığı tespit edilmiştir.
Bir darbenin ortaya çıkışını, başarısını ya da başarısızlığını etkileyen birçok faktör bulunmaktadır. Özellikle bir darbe girişimi başladıktan sonra, girişimin başarılı olup olmayacağı, darbecilerin hem elitleri hem de halkı bu girişimin başarıya ulaşacağına inandırma kabiliyetine bağlıdır. Bu doğrultuda, zaman içinde başarılı darbe sayılarının azaldığı gözlemlenmiştir. Otoriter sistemlerde başarısız darbe girişimlerinin ise mevcut otoriter yöneticinin iktidarını daha da güçlendirebilme ihtimali bulunmaktadır.
Darbelerin tarihsel birikimi, gelecekteki darbeler için güçlü bir öngörücü rolü oynar ve bu durum “darbe tuzağı” olarak adlandırılır. Bu kavram, bir ülkede geçmiş darbelerin yeni darbe girişimlerini teşvik etme eğilimini ifade eder.
Darbelere karşı alınan önlemler arasında “darbe önleme” stratejileri öne çıkar. Bu stratejiler, herhangi bir grubun iktidarı ele geçirmesini zorlaştırmayı hedefler. Örneğin, orduya aile üyeleri, belirli etnik veya dini gruplar yerleştirilir, askeri ve güvenlik kurumları bilinçli olarak parçalanır. Ancak bu tür stratejiler askeri etkinliği önemli ölçüde azaltabilir.
Otoriter rejimlerin sıkça beceriksiz ordulara sahip olması, bu rejimlerin darbelerden veya kesintisiz iç ayaklanmalardan duyduğu korku ile açıklanabilir. Bu nedenle otoriter liderler, ordudaki kilit pozisyonlara sadakat gösteren ancak beceriksiz kişileri atama eğilimindedir. Bu yaklaşım, rejimin kendi güvenliğini artırsa da ordunun genel yetkinliğini ve krizlere karşı etkinliğini olumsuz etkiler.
Darbe türleri, farklı yöntem ve amaçlarla gerçekleştirilen çeşitli darbe biçimlerini kapsar. İşte bu terimler ve tanımları:
Kendi Kendine Darbe (Oto Darbe)
Kendi kendine darbe, yasal yollarla iktidara gelen bir liderin yasa dışı yollarla iktidarda kalmaya çalıştığı bir darbe biçimidir. Bu süreçte lider, ulusal yasama organını feshedebilir veya etkisiz hale getirebilir, olağanüstü yetkiler üstlenebilir, anayasa ve sivil mahkemeleri askıya alabilir. 1946-2022 yılları arasında 148 oto darbe girişimi kaydedilmiştir; bunların 110’u otokrasilerde, 38’i demokrasilerde gerçekleşmiştir.
Yumuşak Darbe
Yumuşak darbe, bir hükûmetin şiddet kullanılmadan yasa dışı bir şekilde devrilmesidir. Sessiz veya kansız darbe olarak da adlandırılan bu yöntem, güç kullanımı yerine siyasi manipülasyon ve stratejik hamlelere dayanır.
Saray Darbesi
Saray darbesi, yönetici grup içindeki bir hizbin diğer bir hizbi yerinden etmesiyle gerçekleşir. Tarih boyunca İmparatorluk Çin’inde, Habsburg Hanedanı’nda ve Rus Çarlığı’nda yaygın olarak görülmüştür. Bu tür darbeler, özellikle otoriter rejimlerde sık rastlanan bir tehdit türüdür.
Putsch
Putsch, genellikle başarısız bir azınlık darbesini ifade eder. Terim, ilk kez 1839’da İsviçre’deki Züriputsch için kullanılmıştır. Weimar Almanyası’nda Kapp Darbesi ve Hitler’in 1923 Birahane Darbesi gibi girişimlerde de bu terimle tanımlanır. 1934’teki Uzun Bıçaklar Gecesi’nde, Nazi rejimi “Röhm-Putsch” terimini tasfiye eylemlerini meşrulaştırmak için kullanmıştır.
Pronunciamiento
Pronunciamiento, İspanyolca kökenli bir darbe türüdür ve bir hükûmetin devrilmesini resmen duyurmayı ifade eder. “Kışla isyanı” ya da cuartelazo, belirli askeri karargâhların başlattığı askeri ayaklanmaları tanımlar. Pronunciamiento, mevcut hükûmeti devirdikten sonra genellikle görünürde sivil bir hükûmet kurma amacı taşır. Darbe ile pronunciamiento arasındaki fark, ikincisinin sivil yönetim görüntüsü oluşturmasıdır.
Darbelerin ve iktidar değişikliklerinin farklı biçimlerini ve niteliklerini açıklamak için kullanılan terimler, olayın niteliğini, kapsamını ve yöntemlerini anlamamıza yardımcı olur. İşte “sıfatlı darbeler” ve diğer ilgili kavramlar:
Sıfatlı Darbeler
Bu terimler, iktidarın tek taraflı bir şekilde ele geçirilmesini tanımlayan farklı darbe türlerini ifade eder. Ancak bu türlerin adlandırılması genellikle öznel olup, normatif, analitik ve siyasi anlamlar taşıyabilir.
- Sivil Toplum Darbesi: Sivil toplum kuruluşlarının veya gruplarının organize ettiği bir darbe türü.
- Anayasal Darbe: Bir liderin veya grubun anayasal mekanizmaları kullanarak iktidarı ele geçirmesi.
- Karşı Darbe: Bir önceki darbenin etkisini geri almak amacıyla gerçekleştirilen darbe.
- Demokratik Darbe: Demokrasi adına veya demokratik bir yönetimi yeniden kurma amacıyla yapılan darbe.
- Seçim Darbesi: Seçimlerin manipüle edilmesi veya seçim sonuçlarının reddedilmesi yoluyla gerçekleştirilen iktidar değişikliği.
- Yargı Darbesi: Yargı organlarının veya hukuki süreçlerin kötüye kullanılmasıyla iktidarın değiştirilmesi.
- Pazar Darbesi: Ekonomik araçların ve piyasa güçlerinin kullanılarak hükûmetin değiştirilmesi.
- Askerî Darbe: Ordunun gücünü kullanarak iktidarın ele geçirilmesi; en yaygın darbe türlerinden biridir.
- Parlamenter Darbe: Parlamento çoğunluğunun, anayasal sınırları aşarak iktidarı değiştirmek için harekete geçmesi.
- Kraliyet Darbesi: Monarşilerin demokratik süreçleri aşarak tüm gücü ellerinde toplaması. Örneğin, 6 Ocak Diktatörlüğü.
- Ağır Çekim Darbe / Yavaş Hareket Eden Darbe / Yavaş İlerleyen Darbe: Zaman içinde kademeli olarak gerçekleştirilen, dolaylı yöntemlerle iktidarın ele geçirilmesini ifade eder.
Devrim ve İsyan
Devrim veya isyan, bir darbenin sonucuna benzer şekilde, iktidarın anayasaya aykırı yollarla değişmesini sağlar. Ancak, darbe genellikle küçük, planlı bir grup tarafından gerçekleştirilirken, devrim veya isyan, daha geniş kitlelerin daha az organize ve spontane şekilde harekete geçmesiyle ortaya çıkar.
Devrim ve Darbe Ayrımı: Devrimler genellikle toplumsal değişim ve geniş çaplı destekle ilişkilendirilir, darbe ise dar bir grup tarafından gerçekleştirilir. Ancak, bazı darbeler kendi meşruiyetlerini artırmak için kendilerini devrim olarak nitelendirebilir.
Bu terimler, darbe türleri ve tarihsel bağlamları hakkında ayrıntılı bir kavrayış sağlamakta ve iktidar mücadelesi dinamiklerinin farklı yönlerini anlamak için kullanılabilecek geniş bir perspektif sunmaktadır.
Türkiye’deki Darbe Süreci
Türkiye, maalesef ki darbeler açısından zengin bir tarihe sahiptir. 27 Mayıs 1960 Darbesi, 12 Mart 1971 Muhtırası, 12 Eylül 1980 Darbesi ve 15 Temmuz 2016 Darbe Girişimi gibi olaylar, Türk siyasal sistemini kökten etkileyen örneklerdir. Bu darbeler, demokrasinin zayıflamasına, toplumsal kutuplaşmaya ve uzun süreli ekonomik-siyasi krizlere neden olmuştur.