Olası ikinci Trump döneminde NATO’yu bekleyen çıkmazlar tartışılıyor!
2024 ABD başkanlık seçimlerinin yankıları şimdiden küresel siyaset sahnesinde hissedilmeye başlandı.
Politico haber ajansı Donald Trump’ın ABD seçimlerini kazanması dahilinde Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile NATO’nun özellikle (Ukrayna ve Gürcistan gibi) doğuya doğru genişlemesini durdurma taahhüdünü verecek potansiyel bir anlaşma üzerinde düşündüğünü iddia etti.
Donald Trump’ın ikinci dönem başkanlığını kazanma ihtimali, 75 yıllık NATO askeri ittifakının geleceğini belirsizliklere sürükleyecek gibi görünüyor.
Donald Trump, başkanlığı döneminde NATO’ya karşı oldukça eleştirel bir tutum sergilemiş ve 2016 seçim kampanyası sırasında ve sonrasında NATO üyelerini yeterli mali katkıda bulunmamakla suçlamıştı.
Trump, ittifakın yükünün adil bir şekilde paylaşılmadığını savunarak, NATO üyelerinin savunma harcamalarını artırmaları gerektiğini defalarca dile getirmişti.
Trump’ın NATO’ya yönelik en büyük eleştirilerinden biri ise ABD’nin ittifak içindeki mali katkısının orantısız olduğu ve bu durumun değişmesi gerektiğiydi.
Donald Trump, başkanlığı döneminde, NATO üyelerinin savunma harcamalarını Gayri Safi Yurt İçi Hasılalarının (GSYİH) en az %2’si seviyesine çıkarmaları konusunda ısrarcı olmuştu. Bu ısrar, bazı NATO ülkelerinin savunma bütçelerini artırmalarına yol açsa da ittifak içinde birliği zedeleyen bir unsur olarak değerlendirilmişti.
Donald Trump’ın ikinci dönemi ihtimalinde NATO’nun geleceği
Trump’ın ikinci bir dönem kazanması durumunda, NATO’nun geleceği nasıl şekilleneceği sorusunun cevabı, Trump’ın NATO politikalarını ne derece değiştireceğine ve ittifakın bu politikalar karşısında nasıl bir tepki vereceğine bağlı.
Politico, Trump’ın eski ulusal güvenlik yetkilisi ve ikinci Trump döneminde görev yapması muhtemel savunma uzmanlarıyla yapılan görüşmelere dayandırdığı haberinde, Trump’ın NATO’dan tamamen ayrılmasının pek olası olmadığını ancak örgütten resmen ayrılmasa bile, bu durumun NATO’nun ikinci Trump dönemini bozulmadan atlatacağı anlamına gelmediği belirtildi.
Politico’ya konuşan, Trump’ın yakın çevresine hakim olduğu dile getirilen Dan Caldwell, ABD’nin artan borçlarına, asker alımlarının azalmasına ve hem Rusya hem de Çin’den gelen meydan okumalara dikkat çekerek mevcut NATO yaklaşımlarının bu durumlara ayak uyduramadığını dile getirdi. Caldwell, “Artık gerçekten başka seçeneğimiz yok” ifadeleriyle Trump’ın ikinci dönemi kazanması dahilinde NATO içerisinde radikal bir yön değişimine odaklanılacağını söyledi.
Dolayısıyla Trump’ın ikinci bir dönem kazanması durumunda, halihazırda Ukrayna – Rusya çatışmalarına bağlı sebeplerden ötürü gerginleşen NATO içindeki bölünmelerin daha da derinleşmesi muhtemel görünmektedir.
Ayrıca Donald Trump yeniden ABD Başkanı olarak seçilmesi halinde, ilk döneminde olduğu gibi, ABD’nin NATO’daki mali katkısını azaltma ve diğer Batılı üyelerden daha fazla katkı talep etme politikasını sürdürebilir.
Liderliğin Avrupa’ya teslimi(?)
Trump’ın ikinci dönemi, NATO’nun liderliğinin Avrupa’ya devredilmesi gibi radikal bir dönüşümü gündeme getirebilir. Trump’ın eski yetkililerinin ve uzmanların değerlendirmelerine göre, Trump Avrupa üzerindeki nükleer şemsiyesini koruyacak.
Washington yönetimi bu noktada Almanya, İngiltere ve Türkiye’deki hava gücü ve üsleri ile deniz kuvvetlerini muhafaza ederek Avrupa üzerindeki nükleer şemsiyesini sürdürmeyi planlarken Avrupa’daki rolünü ise küçültmeyi hedefliyor. Yani ABD liderden ziyade daha çok kriz zamanlarında destek veren bir ülke rolüne bürünmeyi planlıyor.
Öte yandan Trump’ın bazı eski yetkilileri ise Washington’un liderliği Avrupalılara devretme konusunda fazla ileri gitmek istemediğini belirtiyor. Trump’ın izolasyoncu görüşlerinin bumerang etkisi yaratmasından endişe ediliyor. Eğer ki olası bir Avrupa liderliği politikası ters teperse bu durum ABD’yi daha geniş bir savaşa sürükleyebilir.
Uzmanlar buna örnek olarak da Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un Fransız birliklerini Ukrayna çatışmasına dahil etme önerisine ve Doğu Avrupalı liderlerden gelen bazı provokatif söylemlere endişeyle dikkat çekiyor. Bunların arasında yakın zamanda Latince “Rusya delenda est” (Rusya yok edilmeli) diyen Letonya Devlet Başkanı Edgars Rinkēvičs de var.
Savunma harcamasını artırmayana yardım yok
Trump’ın ikinci dönemine ilişkin şekillenmeye başlayan NATO senaryolarından bir diğeri de iki katmanlı NATO sistemi olarak ifade ediliyor. Bu senaryoyu gündeme getiren, Trump dönemi yetkililerinden emekli Korgeneral Keith Kellogg oldu.
Kellogg tarafından ortaya atılan bu fikir, NATO üyelerinin savunma harcamalarını GSYİH’lerinin yüzde 2’si seviyesine çıkarmayan ülkelerin “ABD’nin savunma cömertliğinden ve güvenlik garantisinden yararlanamayacağı” anlamına geliyor. Bu düşünce, ittifakın 5. maddesine aykırı olmasına karşın Trump’ın dış politika ekibinin önde gelen isimlerine göre “5. madde esnek bir dil kullanıyor ve askeri güçle karşılık vermeyi gerektirmiyor”.
Trump NATO müttefiklerinin yüzde 2’lik harcama hedefini tutturmayarak “ABD’yi kazıklamalarından” duyduğu rahatsızlığı sürekli dile getirmişti. Son olarak Trump, NATO müttefiklerinin 2014’te Galler’deki zirvede verdikleri sözün üzerinden on yıl geçtikten sonra, Rusları savunma harcamaları hedefini henüz tutturamayan üye ülkelere karşı “istedikleri her şeyi yapmaya teşvik edeceğini” söyleyerek NATO üyelerini bir ürkütmüştü. NATO üyeleri de Trump’ın seçimleri kazanacağını beklediği için bu tehdit ittifak ülkelerinin bazılarında ciddi bir endişe kaynağı oluşturdu.
Putin’e genişlememe taahhüdü
Trump’ın ikinci döneminde, Ukrayna savaşının hızlı bir şekilde çözüme kavuşturulması kilit bir rol oynayacak. Ancak bu çözüm, Ukrayna Lideri Volodimir Zelenski’yi memnun etmeyecek. Trump, NATO’nun doğuya, özellikle de Ukrayna ve Gürcistan’a doğru genişlemeyeceğini taahhüt ettiği bir anlaşma için Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile masaya oturabilir.
Söz konusu plan uygulanması dahilinde, NATO’nun Ukrayna’ya verdiği muğlak üyelik sözünü de boşa çıkaracaktır.
Nisan ayında Washington Post haber ajansı Donald Trump’ın geçici planının Ukrayna’ya Kırım ve Donbas sınır bölgesini Rusya’ya bırakması için baskı yapmayı da içerdiğini bildirmişti.
Trump’a yakınlığıyla bilinen ve Project 2025’i hazırlayan etkili düşünce kuruluşu Heritage Foundation’ın başkanı Kevin Roberts “Çatışmayı sona erdirecek çok hızlı bir anlaşma bekliyorum” demiş ve Trump’ın planları hakkında içeriden bilgi aktaramayacağını söylemişti.
Sonuç olarak Donald Trump’ın ikinci ABD Başkanlığı dönemini kazanması durumunda, NATO’nun geleceği belirsizliklerle dolu olacak gibi görünüyor. İttifakın karşılaşacağı zorluklar, Trump’ın politikalarına ve NATO üyelerinin bu politikalara nasıl tepki vereceğine bağlı. NATO, tarih boyunca birçok zorluğun üstesinden gelmiş güçlü bir ittifak olarak bilinirken Donald Trump’ın ikinci dönemi boyunca yaşatma ihtimali olan zorluklar, ittifakın geleceğini ciddi bir şekilde tehdit edebilir.