Türk savunma sanayii firmalarının yoğun olarak katılım gösterdiği fuarda PAVO Group da yerini aldı.
PAVO Group Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Alper Özbilen fuara ve çözümlerine dair SavunmaTR’ye özel açıklamalarda bulundu.
“Teknolojik çözümlerimizi potansiyel müşterilerimize sunduk”
Özbilen, fuara Türkiye’den geniş bir katılımın olduğunu, çeşitli görüşmeler gerçekleştirdiklerini ve teknolojik çözümlerini potansiyel müşterilere sunduklarını şu şekilde dile getirdi:
“Bütün şirketlerimizle beraber katıldığımız IDEX fuarına birçok ülkeden delegasyonlar ve ziyaretçiler gelmiş durumda. Biz de bu fuar kapsamında birçok ülkenin temsilcileri ile görüşme fırsatı bulduk. Fuarın Abu Dabi’de olması sebebiyle ziyaretçilerimizin büyük bir çoğunluğu buradaki yerelden gelen ilgili son kullanıcılardı. Gösterilen ilgiden çok memnun olduk. Buraya bir takım yeni ürünlerimizle ve çözümlerimizle geldik bunları potansiyel müşterilerimize anlattık ve onların da birtakım spesifik sorunlarını ve isteklerini aldık. Ondan da son derece büyük bir memnuniyet duyuyoruz.”
“BAE’li asker ve yöneticiler iş birliği talep ettiler; biz de çalışmalara başladık”
Dr. Alper Özbilen, açıklamasının devamında BAE’li asker ve yöneticilerin iş birliği talebi aldıklarını ifade etti:
“Tabi buraya gelirken içimiz de buruktu. Malum ülkemizde yaşanan ve çok geniş alanda etkiler oluşturan depremden ötürü. Ben de o bölgenin insanıyım Hatay’dan çıktım buraya geldim. Ülkemizi burada da temsil etme sorumluluğumuz var ve bugün dünden daha fazla kaynağa ve istihdam üretmeye ihtiyacımız var. Bu sorumlulukla buraya geldik. Sağ olsunlar, buraya gelen misafirlerimiz de öncelikle geçmiş olsun dileklerini ilettiler. Bütün herkesin dilinde bu vardı. Bundan büyük memnuniyet duyduk. Bizim acımızı paylaşanları burada gördük. Çok önemli katılımcılar oldu. Emirliklerden, BAE Hava Kuvvetleri Komutanı’ndan, Tawazun’un Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’suna kadar katılımcılar oldu. Onlar da aynı şekilde dileklerini belirttiler ve bizlerle çok yönlü iş birliği yapmakla ilgili isteklerini paylaştılar. Onlara da şu anki kabiliyetlerimizden, ürünlerimizden ve çözümlerimizden bahsettik birkaç konuda da spesifik olarak bize isteklerini iletmiş oldular. Onunla ilgili de çalışmalara başlıyoruz.”
“Türk firması olmak başlı başına bir markaya dönüşmüş durumda”
İş birliği talebinin sadece BAE ile sınırlı olmadığını ve ayrıca Ortadoğu’dan, Asya ve Avrupa’dan da yöneticilerle görüşmelerde bulunduklarını söyleyen Özbilen açıklamasında Türk firmalarının artık bir markaya dönüştüğünü ve dışardan son derece pozitif yansımalar olduğuna dikkat çekti:
“Ayrıca Emirliklerin dışında bölge ülkelerinden Asya’dan ve Avrupa’dan da çok ciddi katılımcılar var. Onlarla da çok farklı görüşmelerimiz oldu ve şunu büyük bir memnuniyetle söyleyebilirim ki Türk firması olmak başlı başına bir markaya dönüşmüş durumda. Savunma alanında Türk firması denildiğinde herkes aslında daha önden bir pozitif bakış açısıyla geliyor ve firmaların isimleri kadar Türkiye menşeli olmalarının getirdiği takdiri biz birinci elden burada müşahede etmiş olduk.”
“Ürünlerimizle her alanda çok ciddi bir ilgi görmüş durumdayız”
Alper Özbilen son olarak, sundukları teknolojik çözümlerin her alanda çok ciddi ilgi gördüğünü ifade eden açıklamalarda bulundu:
“Bu fuar çözüm ve ürünler anlamında portföyümüzün en geniş şekilde sunduğumuz bir etkinlik oldu. Güvenlik ve taktik haberleşme sistemlerinden aviyonik sistemlere, buradaki alt sistem bileşenlerine, yine farklı amaçlar için ürettiğimiz drone platformlarından operasyon merkezi çözümlerimize, yine C4ISR kabiliyetlerimize, aynı zamanda kriptografi konusundaki kabiliyetlerimize özellikle vurgu yaptık. Biz her alanda çok ciddi bir ilgi görmüş durumdayız. Aynı zamanda Avrupa’dan partnerlik yaptığımız bir şirketle beraber elektronik tanımlayıcı ID konusunda ortak olan ürünümüzü sunduk. Burada gerek askeri personelin, gerekse de savunma ürünlerinin ve silahların yetkilendirilmesi ve izlenebilmesiyle ilgili bilgi teknolojilerinin bize sunmuş olduğu fırsatların ve günlük hayatımızda da yoğun bir şekilde kullanılan durumun asıl savunma sektörüne de aktarılmasıyla ilgili faaliyetlerden bahsettik ve çok büyük ilgi gördüğünü ifade edebilirim.”
Editör : Taha Yasin Akar
