Düzenli ordu kavramının ortaya çıkışı ve ilk düzenli ordunun kuruluşu Asya Hun İmparatorluğu hükümdarı Mete Han’ın Çin’e akınlar yapan ordusunda onlu sistemi uygulamasına dayanmaktadır. Mete Han’ın M.Ö. 209 yılında yaptığı bu düzenleme aynı zamanda Türk Kara Kuvvetleri’nin kuruluşu olarak kabul edilmektedir.
Onlu sistem içerisindeki en büyük unsur 10.000 kişiden oluşan “tümen”lerdi. Tümenlerin başına günümüzde “tümgeneral” olarak bilinen tümen başı komutanı geçiyor. Tümenler ise 1000, 100 ve 10 kişilik gruplara ayrılıyor ve bunların da başına hepimizin kavramsal olarak aşina olduğu onbaşı, yüzbaşı ve binbaşılar geçerek komuta ediyordu.
Başkomutan fikirleri tümen başı komutanları ile istişare ediyor emir daha alt birimlere onların altındaki komutanlar ile yayılıyordu. Böylece kargaşa ve karışıklık olmaksızın başkomutanın emri en cüzi parçalara kadar kolaylıkla iletiliyordu.
Günümüz perspektifinden basit bir olgu gibi gözükse de savaşların meydanda birkaç saat içerisinde sonuçlandığı dönemde bu emir komuta zincirinin sıhhati devletlerin mevcudiyetini belirlemekteydi. Ayrıca farklı birimlerin uygulayacağı farkı stratejiler de böylece birbirinden ayrılarak savaş sahasında esneklik sağlanıyordu. Farklı görevleri gerçekleştiren birimlerin oluşturulması, ülke sathına dengeli bir dağılımı kolaylaştırması, hiyerarşik denetim ile devlete tabiiyetin sağlanması, stratejik bağlamda öne çıkan faydaları olarak sayılabilir.
Zamanla ve teknolojik gelişmelerle düzenli ordunun iletişim kuvveti açısından önemi azalsa da strateji ve planlama açısından getirdiği düzen baki kalmıştır.
Düzenli ordu ile düzensiz birliklerin farkları
Bu doğrultuda düzenli ordu ile düzensiz birlikler arasındaki farklar şu şekilde değerlendirilebilir:
Düzensiz güçler, paramiliter, çete, gerilla gibi farklı kavramlar ile isimlendirilen ortak bir gaye altında saldırı amacı güden kişilerdir. Genellikle askeri bir eğitim almamış ve ekipmanları yerel imkanlarla elde edilmiş niteliktedir. Amaçları doğrultusunda ani kararlar alıp uygularlar ve sistematik bir hiyerarşi yoktur. Emir komutanın başında gücü ve diğerleri üzerindeki korkuyu elinde tutan kişi kullanır. Taktik olarak belirli bir amaca özgülenmemişlerdir, gerilla savaşı olarak nitelenen vur-kaç gibi hareketlerde bulunurlar. Bunların geçerli bir kimlikleri yoktur ve çoğunlukla hukuk dışı kabul edilir, terörist olarak isimlendirilirler.
Düzenli ordular ise bir devlete tabiiyeti olan hiyerarşik bir yapıda kurulmuş profesyonel oluşumlardır. Askeri eğitim almış ve teknolojik imkanlarla donatılmışlardır. Amaçları doğrultusunda, açık çatışmalar, cephe savaşları, gizli operasyonlar yürütmekte mahirlerdir. Amaçları ise devletlerinin bağımsızlığı ve vatandaşlarının can ve mal güvenliğinin sağlanmasıdır. Uluslararası hukukun savaş normlarına uymakla mükellef olarak faaliyetlerini gerçekleştirirler.