Esed rejim güçleri tarafından milis güçlerin “daha iyi” savaşması ve cesaretlerinin yerine gelmesi için verilen sentetik uyuşturucu Captagon’un ticaretinden rejim sadece bir senede 5 milyar dolar kazanç sağladı.
Captagon bölgeyi tehdit eden Esed ve İran’ın en etkili silahlarından biri olarak görülüyor.
Beyrut Limanı’na giren bir gemiyi durduran gümrük memurları, üzerinde portakal yazan yüzlerce plastik topun içerisinin beyaz haplarla dolu olduğunu gördü. Plastik toplarda toplamda 9 milyon hap ele geçirildi.
Esed rejimi limanlarından İtalya’nın Salerno Limanı’na giden bir gemide yapılan aramada yaklaşık 1 milyar dolarlık 84 milyon adet hap ele geçirildi.
Yunanistan’da ele geçirilen ve üzerinde “Made in Syria” yazan salça kaplarında da yaklaşık 33 milyon hap ele geçirildi.
Bu hapların ortak özelliği, hepsinin Captagon isimli bir amfetamin olmasıydı.
Captagon’a Araplar Abu Hilalain (İki Hilalin babası); Kuzey Afrikalılar “Fakir Kokaini” diyor. Hap başka ülkelere gönderilirken “Kamyoncu ilacı, gece kuşu ve yolcu hapı” kod isimleri kullanılıyor.
Captagon ilk olarak 1961’de Almanya’da psikolojik hastalıkları tedavi etmek için kullanıldı. Avrupa’da kullanımı yaygınlaşınca, BM yan etkilerinden çekinerek 1980’de hapı yasakladı.
Avrupalılar hapı Ortadoğu ve Afrika’daki suç çetelerini ellerinde tutmak için kullandı; fakat bir süre sonra hapın hakimiyetini kaybetti.
Bir süre üretim izi bulunamayan Captagon; Suriye iç savaşı çıktığında ülkede yaygın olarak kullanılırken görüldü. Daha sonra Captagon’u İran destekli Şii çeteler ve Esed rejimi üretmeye başladı.
Askerleri cesaretlendirmek için kullanılıyor
Captagon özellikle Esed rejim askerlerinin; uykusuzluğunu ve dikkat dağınıklığını en aza indirmek için kullanılıyor.
Askerlerin cesaret duygusunu da artıran Captagon; Esed rejimi tarafından milislere cepheye gitmeden önce veriliyor.
Muhalif savaşçı Ahmed el Bab; Esed’in “kendi ürettiği ve İran destekli terör örgütlerinin dağıtımını yaptığı Captagon”u savaşı sürdürme ve finanse etmek için kullandığını söyledi.
“Suriye’ye Captagon nereden geliyor? Suriye’de bu sentetik üretiliyor mu?”
Hem Suriye’deki Esed taraftarları hem de Lübnan Hizbullah’ı tarafından üretilen “Captagon” ve son dönemlerde sosyal medya ve haber sitelerinde gündemden düşmeyen Suriye merkezli “Captagon ticareti”; Esed rejimi ve Lübnan Hizbullahı’nın temel geçim kaynaklarından biri haline gelmiş durumda. Elde edilen meblağ; savaş masraflarının ve “savaşacak çete ve milislerin” finanse edilmesinde kullanıyor.
Captagon dışında esrar, kokain gibi uyuşturucu maddelerin de dünya pazarına çıkışı Esed Rejimi bölgesinden gerçekleşiyor. Bahsettiğimiz maddelerin piyasa değeri onlarca milyar doları bulabiliyor.
“Esed rejiminin savaşçılarına Captagon verdiği iddiası doğru mu?”
Esed rejiminin sıcak çatışma kaynaklı kaygı ve korkuyu yenmek ve milislerini cesaretlendirmek için bu tarz kimyasal bazlı uyuşturucu maddelere başvurduğu uzun süredir bilinen bir mesele olmakla beraber konuyu saha kaynaklarımız tarafından da teyit edebildik.
Çoğu kez bölgedeki yerel devrimci gruplardan uyuşturucu madde alıp savaşan milisler etkisiz hale getirildiğinde, üzerlerinde bu maddelerden tespit edildiği ifade edildi. Özellikle savaşma ideolojisi ve disiplini zayıf birliklerin; temas hattında Human Wave (insan seli) olarak kullanılması için sürekli olarak Captagon tedariki sağlanmakta.
“İran’ın Captagon ile bir ilgisi var mı? Lübnan hükümeti Hizbullah’ın bu sentetiği kaçırdığını iddia etmişti”
Captagon ticaretinin İran ve Esed rejimine bağlı örgütleri finanse etmesinde kilit rol oynadığına dikkat çeken ismi verilmeyen kaynak, özellikle Hizbullah’ın uyuşturucu ticaretinde aslan payına sahip olduğuna işaret ediyor:
“İran’a bağlı olan ve Esed rejimiyle beraber hareket eden farklı uyruklardaki Fatimiyyun (Afgan), Zeynebiyyun (Pakistan) ve Hizbullah (Lübnan) gibi milis grupların finanse edilmesinde Captagon ticareti kilit rol oynuyor. Çatışmalara katılan gruplara bir ödül olarak, uyuşturucu ticaretinin bir kısmında çalışmaları için fırsat veriliyor. Bu şekilde düşük olan paralı asker maaşları fiili olarak iyileştirilmiş olunuyor.
Hizbullah ise çok daha farklı çalışıyor. Hem esrar, eroin ve Captagon üretimi yapıyor hem de Suriye üzerinden dünya pazarına açılmaya çalışıyor. Bu konudaki aslan payı; Hizbullah ve Esed rejiminde diyebiliriz. Diğer gruplar kendi içlerinde ve Suriye pazarında taşeronluk yapmaktalar.”
“Suriye’den çıkan Captagon nerelere dağıtılıyor?”
İsmi verilmeyen kaynak Captagon’un genel olarak Avrupa, Türkiye ve Arap ülkelerine dağıtıldığını söyledi:
“Genel olarak Avrupa, Türkiye ve Arap ülkeleri diyebilirim. Esed rejimi ve taşeronları Ürdün üzerinden Körfez’deki Arap ülkelerine, deniz yolu üzerinden ise Avrupa ve Türkiye’ye pazarına giriş yapma çabasında. Fakat sosyal medyada da görüldüğü gibi mütamadiyen bu sevkiyatlar öyle ya da böyle ortaya çıkıyor.”
“Muhalifler Captagon’la nasıl mücadele ediyor?”
Son olarak Esed rejiminin Türkiye’ye özellikle Hatay gibi sınır bölgelere uyuşturucu sevkiyatında çok sayıda yol kullandığını paylaşan kaynak; bu yolların nereler olduğu ve sevkiyat sırasında yaşanan tutuklamalara ilişkin şu detayları paylaştı:
“Esed rejimi hem özgür bölgelerdeki iç pazara hem de Türkiye’ye özellikle Hatay gibi sınır bölgelerine uyuşturucu sevkiyatı yapmak için birçok yol kullanıyor. Bazen Afrin, bazen El-Bab bölgesini, nadir olsa da İdlib bölgesini kullanıyor. Uyuşturucu maddeler ve taşeronları, HTŞ iç güvenlik birimlerinin yoğun çabaları sonucu birkaç defa yüksek miktarlarda yakalanmıştı. Yerel önleme operasyonları kapsamında uluslararası uyuşturucu ticareti yapan İtalyan mafya lideri Bruno Carbone isimli şahıs dahi İdlib’te tutuklandı. Carbone’nin İdlib üzerinden rejim bölgesine geçeceği, Avrupa’ya yönelik uyuşturucu trafiğini organize etmeyi amaçladığı ve yakalandıktan sonra İtalya’ya teslim edildiği ifade edildi. Bölgedeki savaş ortamına rağmen gençlerin hayatını bitiren bu maddelerin serbestçe dolaşmasına izin verilmemekte ve bu konuda katı ve titiz politikalar yürütülmektedir. Türkiye içlerine hatta Avrupa’ya uyuşturucu madde sevkiyatı için Esed rejiminin Samandağ-Keseb güzergahını da kullanmaya çalıştığı tahmin ediliyor.”
Yazar: Ömer Faruk Madanoğlu
Editör : SavunmaTR Haber Merkezi