Başkent Tahran’da yapılan Bakanlar Kurulu toplantısında konuşan Ruhani, Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması (NPT) kapsamında 2016’dan bu yana gönüllü olarak uygulanan Ek Protokol’den ayrılmayı ve uranyumu en az yüzde 20 zenginleştirmeyi öngören tasarıyı eleştirdi.
Yeni yıl bütçesinin sunulması esasında Meclise gitmemesini, onaylanan yasaya bağlayanların bulunduğuna işaret eden Ruhani, Koronayla Ulusal Mücadele Kurulu kararına uyarak oturuma katılmadığını belirtti.
Ruhani, “Meclisin kabul ettiği yasayı diplomatik faaliyetler süreci için zararlı görüyoruz. Hükümet bu yasayı olumlu görmüyor.” dedi.
ABD ve diğer “düşmanların” son 10 yılda İran’ı teslim almak için tüm güçlerini ortaya koyduğunu ve yaptırımları ekonomik savaşa çevirdiğini söyleyen Ruhani, “Ekonomik savaşın ve maksimum baskıların başarısız olmasıyla gelecek yıl şartlar farklı olacaktır. Bu, sadece Trump’ın İran’a ve dünyaya karşı yanlış politikaları nedeniyle başarısız olmasından kaynaklı değildir. ABD’de iş başına gelecek yönetim hangisi olursa olsun ekonomik savaş ve maksimum politikalar nedeniyle İran’a karşı teslim olmaktan başka seçeneği yoktu.” değerlendirmesinde bulundu.
Ruhani, kendi dönemlerinde en iyi şartlarda petrol gelirlerinin 65 milyar dolar olduğunu, önceki yönetimlerde ise bunun 100 ila 119 milyar dolar arasında gerçekleştiğini ifade etti.
“Meclis yürütmenin işlerine müdahale ediyor”
Öte yandan İran Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı İshak Cihangiri de “Yaptırımların Kaldırılması ve İran Ulusunun Çıkarlarının Korunması için Stratejik Eylem Planı” adı verilen ve Mecliste dün genel hatlarıyla kabul edilen tasarıya karşı çıktı.
Yasama organı olan Meclisin, yürütmenin ve Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi’nin sorumlu olduğu alanlara müdahil olmaması gerektiğini kaydeden Cihangiri, nükleer programla ilgili politikaların Meclis tarafından değil, Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi’nce yönetildiğini vurguladı.
Cihangiri, “Hatta hükümet dahi nükleer konulara müdahil olmuyor. Meclisin bu konuya karışması uygun değil. Parlamento, yürütme işlerine müdahale etmemelidir.” dedi.
Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı, tasarının yasalaşması için nihai onay makamı olan Anayasayı Koruyucular Konseyi Başkanı Ayetullah Ahmed Cenneti’ye de tasarının onaylanmaması gerektiğine dair bir mektup gönderdiklerini aktardı.
“Tasarının yasalaşması dış politikada sorunlara neden olur”
Cumhurbaşkanlığı Ofisi Başkanı Mahmud Vaizi de muhafazakarların çoğunlukta olduğu Mecliste ana hatlarıyla kabul edilen tasarının hükümeti rahatsız ettiğini belirtti.
Tasarının ilgili kurumlarla istişare edilmeden hazırlandığını dile getiren Vaizi, “Uygulanması halinde dış ilişkilerimizde sorunlara neden olabilir.” ifadelerini kullandı.
Tasarı Meclise geri gönderildi
Bu arada tasarının Anayasayı Koruyucular Konseyi tarafından tekrar düzenlenmesi için Meclise geri gönderildiği belirtildi.
Anayasayı Koruyucular Konseyi Sözcüsü Abbas Ali Kedhodayi, Meclis tarafından genel hatlarıyla kabul edilen tasarıyı bir maddesindeki belirsizlik nedeniyle tekrar düzenlenmesi için Meclise geri gönderdiklerini duyurdu.
Tasarı nihai onay alması halinde İran uranyumu en az yüzde 20 zenginleştirecek
“Yaptırımların Kaldırılması ve İran Ulusunun Çıkarlarının Korunması için Stratejik Eylem Planı” adı verilen tasarının ana hatları dün muhafazakarların çoğunlukta olduğu 290 kişilik İran Meclisinde 251 oyla kabul edildi.
Tasarının Anayasayı Koruyucular Konseyinde nihai onayı alıp yasalaşması halinde İran Atom Enerjisi Kurumu, uranyumu en az yüzde 20 zenginleştirmeye başlayacak ve düşük düzeyli zenginleştirilmiş uranyum stoklarını artıracak. Nükleer anlaşma, İran’a uranyumu en fazla yüzde 3,67 zenginleştirebilme izni veriyordu.
Tasarı ayrıca, nükleer anlaşmanın taraflarının, tasarının nihai onayı sonrası gelecek iki aylık süreç içerisinde İran’ın bankacılık ilişkilerini ve petrol ihracatını normale döndürecek adımlar atmaması halinde, NPT kapsamında 2016’dan bu yana gönüllü olarak uygulanan Ek Protokol’den ayrılma çağrısında bulunuyor.
İran, Ek Protokol uyarınca, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) müfettişlerinin İran’ın nükleer tesislerini istedikleri anda aniden denetlemelerine izin vermişti. Tahran yönetiminin, Ek Protokol’den ayrılması, UAEA müfettişlerinin denetimlerinin sınırlandırılacağı anlamına geliyor.
Editör : SavunmaTR Haber Merkezi