Orta Doğu’da nükleer enerji yatırımları hızla artıyor. Mısır, Rusya’nın desteğiyle Nil Nehri’nin elektrik ihtiyacının yarısını karşılayacak bir santral inşa ediyor. Türkiye’de ise Akkuyu Nükleer Santrali’nin gelecek yıl operasyona başlaması planlanıyor. İran ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) halihazırda elektrik şebekelerinde nükleer enerjiden yararlanıyor. BAE’deki Barakah Nükleer Santrali, ülkenin elektrik talebinin yaklaşık dörtte birini karşılıyor. İran ise enerji sorunlarına çözüm bulmak için yeni reaktörler inşa etmeyi planlıyor.
Ancak İsrail, Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Antlaşması’na (NPT) taraf olmaması nedeniyle sivil nükleer teknolojiye erişimde uluslararası kısıtlamalarla karşı karşıya. İsrail’in şu an yalnızca araştırma amacıyla kullanılan iki nükleer reaktörü bulunuyor; ancak bunlar ülkenin enerji ihtiyaçlarını karşılamaktan çok uzak. İsrail’in bir nükleer enerji programı başlatması, NPT’ye taraf olmamasından kaynaklı tedarik engelleri ve yüksek maliyetler nedeniyle oldukça zor görünüyor.
İsrail’in mevcut kısıtlamaları aşmasının bir yolu, açık denizde, yani kara sularının dışında, yüzen nükleer santraller inşa etmek olabilir. Bu konsept, Rusya’nın işlettiği ve 60 megavat enerji üreten “Akademik Lomonosov” gibi örneklerden ilham alıyor. Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu (IAEA), yüzen reaktörlerin deniz suyu arıtımı, açık deniz petrol ve gaz platformlarına enerji sağlama gibi alanlarda büyük potansiyele sahip olduğunu belirtiyor.
Prof. Shaul Chorev’e göre bu tür tesisler İsrail için stratejik bir çözüm olabilir. Yüzen nükleer reaktörler, geleneksel santrallere kıyasla daha güvenli ve esnek bir yapı sunabilir. Ayrıca, İsrail’in enerji ihtiyaçlarını karşılayabilecek şekilde tasarlanabilir ve uluslararası kısıtlamalara uyum sağlayabilir.
Bir nükleer santral inşası yüksek maliyet gerektiriyor. Mısır’ın Rusya’ya ödediği 30 milyar dolar, İsrail’in savunma bütçesine eşdeğer. Güvenlik boyutu da önemli bir sorun teşkil ediyor; Orta Doğu’daki hassas siyasi dengeler nedeniyle nükleer tesisler olası saldırılara açık olabilir. Ancak uzmanlar, modern teknolojilerin bu riskleri azaltabileceğini ve ekonomik getirilerin uzun vadede yatırımı amorti edebileceğini düşünüyor.
Kaynak: Israel Hayom