İsveç ve Finlandiya, Rusya ile Ukrayna’nın savaşmaya başlamasının ardından, yıllardır benimsediği bağlantısızlık politikalarından vazgeçerek 2022 yılında üyelik başvurusunda bulundu. Her iki ülkenin katılımı Türkiye ve Macaristan’ın itirazları nedeniyle ertelendi.
Finlandiya yapılan görüşmeler sonucunda Nisan 2023’te katılırken, Türkiye Stockholm’ün başvurusunu ancak Ocak 2024’te onayladı. Macaristan Cumhurbaşkanı Tamas Sulyok, İsveç’in katılımına ilişkin tasarıyı 5 Mart’ta imzalayarak İsveç’in önündeki son engeli kaldırdı.
Bu gelişmenin ardından NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, İsveç’i resmen katılmaya davet etti ve İsveç hükümeti bu daveti ele almak için toplandı. Yapılan görüşmelerden sonra İsveç Başbakanı Ulf Kristersson ve İsveç Dışişleri Bakanı Tobias Billström Washington’a gitti. Katılım belgelerinin ABD Dışişleri Bakanlığına sunulması akabinde süreç sona ermiş oldu.
İsveç Başbakanı Ulf Kristersson X platformu (eski adıyla Twitter) üzerinden: ‘’İsveç artık bir NATO üyesidir. Bizi 32. üye olarak kabul ettiğiniz için tüm Müttefiklere teşekkür ederiz. Birlik, dayanışma ve yük paylaşımı için çaba göstereceğiz ve Washington Antlaşması değerleri olan özgürlük, demokrasi, hukukun üstünlüğü ilkelerine tam olarak bağlı kalacağız’’ dedi. Ardından NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, İsveç’in X üzerinden İsveç’in katılımından dolayı tebrik ederek, ülkenin masada hak ettiği yeri aldığını söyledi.
İsveç bayrağı 11 Mart’ta Brüksel’deki NATO karargâhında göndere çekilecek. Böylece, İsveç’in 200 yıllık resmi askeri tarafsızlığı son bulmuş olacak. Ayrıca bu katılım akabinde, Baltık Denizine kıyısı olan ülkelerden Rusya hariç geri kalan tüm ülkeler NATO üyesi oldu. Pek çok haber kaynağı bunu ‘’Moskova’ya stratejik bir darbe’’ olarak nitelendirdi.
Rusya Dışişleri Bakanlığı Çarşamba günü yaptığı açıklamada, Rusya’nın NATO’ya katılımının ardından İsveç’e karşı önlem alacağını söyledi. Rusya Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Mariya Zaharova haftalık basın toplantısında: “İsveç’in saldırgan askeri blokta neler yaptığını, üyeliğini pratikte nasıl hayata geçireceğini yakından izleyeceğiz” dedi. Moskova’nın askeri ve teknik misillemesinin, İsveç’in konuşlandırdığı NATO silahlarının ve birimlerinin yanı sıra, askeri ittifakın bir üyesi olarak benimsediği tatbikat ve strateji türlerine bağlı olacağını söyledi. Zaharova: “Buna dayanarak, Rusya’nın ulusal güvenliğine yönelik tehditleri durdurmak için askeri ve teknik adımlarımızın yanı sıra yanıt politikamızı da geliştireceğiz” diye ekledi. Geçtiğimiz yıl Rusya’nın Stockholm’deki büyükelçisi de NATO’nun yeni üyelerinin Rusya’nın misilleme tedbirleri için meşru bir hedef haline geleceğini söylemişti.
NATO orduları, Rusya – Ukrayna savaşının başlangıcından bu yana bir yandan üretim kapasitelerini artırmaya çalışırken, diğer yandan olası bir savaş için hazırlıklarını tamamlıyor. İki ülke arasındaki savaşın, NATO ile Rusya arasında topyekûn bir çatışmaya dönüşmesi ihtimali şu ana kadar önlenmiş olsa da Batı’nın bunun hâlâ bir ihtimal olduğunu düşündüğüne inanan ciddi bir kesim var.
Birçok NATO komutanı ve ittifak liderleri, son aylarda böyle bir savaşın tehlikeleri ve bunun Avrupa çapında ne gibi etkileri olabileceği konusunda giderek daha keskin ifadelerle uyarılarda bulundu. Örneğin NATO Askeri Komitesi Başkanı Oramiral Rob Bauer, 18 Ocak’ta gazetecilere yaptığı açıklamada, NATO ülkelerindeki sivillerin önümüzdeki 20 yıl içinde Rusya ile topyekûn bir savaş ihtimaline hazırlıklı olması gerektiğini söyledi. Oramiral Bauer: ‘’Barış içinde olduğumuzun kesin olmadığını anlamalıyız. İşte bu yüzden biz (NATO) Rusya ile bir çatışmaya hazırlanıyoruz’’ dedi. Avrupa Müttefik Kuvvetleri Yüksek Komutanı ABD’li General Christopher Cavoli de 18 Ocak’ta yaptığı açıklamada, NATO’nun yaklaşık 90.000 askerin katılımıyla son on yılların en kapsamlı askeri tatbikatını gerçekleştireceğini söyledi.