Libya’da hafta sonu başlayan çatışmalar sonlanıyor.
Libya’nın batısında bulunan Zaviye kentinde geçtiğimiz Cuma günü patlak veren çatışmalar, düşük ölçekli bir biçimde devam ediyor. Hafta sonu kentin ileri gelen kanaat önderleri ve kabile liderleri, taraflar arası arabuluculuk yaparak çatışmaların şiddetin azalmasını sağladı.
Başbakan Abdulhamid Dibeybe liderliğindeki Milli Birlik Hükümeti’ne (MBH) bağlı milis gruplar arasındaki çatışmalar sonucunda pek çok aile evlerinde mahsur kaldı. Bununla birlikte okullar geçici olarak kapatıldı. Sağlık Bakanlığına göre 2 kişi hayatını kaybetti.
Başkent Trablus’un 40 kilometre batısında yer alan Zaviye’deki çatışmalarda, Sağlık Bakanlığına göre en az 22 sivil de yaralandı. Silah seslerinin azaldığı ve çatışmaların kısa süreyle durduğu bir esnada mahsur kalan aileler tahliye edildi. Mahsur kalan ailelerin tahliye sürecini yürüten Libya Kızılayı, ilgili taraflara geriye kalan ailelerin tahliye edilmesi noktasında güvenli koridorlar oluşturulması için çağrıda bulundu.
Çatışmaların nedeni henüz belli değilken yerel basında çıkan haberlere göre çatışmalar, bir cinayet şüphelisi ile alakalı tutuklama yapmaya çalışan milis gruba karşı bir diğer milis grubun direnişi sonucunda başladı.
Geçtiğimiz yıl Ağustos ayında başkent Trablus’ta birbirine rakip milisler arasında çıkan çatışmalarda en az 45 kişi hayatını kaybetmişti. Bu ve benzeri olaylar, Libya’da düzenli olarak karşılaşılan gelişmeler arasında gösterilebilir.
Libya’daki bölünmüşlük ve kırılgan güvenlik atmosferi
Petrol zengini Kuzey Afrika ülkesi, NATO destekli bir ayaklanmanın yaşandığı 2011 yılından itibaren siyasi ve askeri bölünmüşlükle mücadele ediyor. Muammer Kaddafi’nin devrildiği tarihten itibaren orta-büyük çaplı çatışmalar devam ediyor.
Ülkenin doğusunda milis grupların lideri Halife Hafter’e bağlı sözde Libya Ulusal Ordusu (LUO), belli bir alan kontrolüne sahipken, ülkenin batısında dönem içinde yaşanan gelişmelere bağlı olarak silahlı gruplar birbirine rakip hale geldi. Buradaki temel anlaşmazlığın askeri, siyasi kurumların ve ekonomik kaynakların paylaşılması üzerine olduğu ifade edilebilir.
Diğer taraftan 2021 Aralık ayında gerçekleşmesi planlanan seçimlerin çeşitli nedenlerden dolayı iptal edilmesi, siyasi belirsizliğin ve askeri gerilimin tetiklenmesine neden oluyor. Bu durum, beraberinde farklı motivasyonlara sahip silahlı grupların bir güç paylaşımı içinde olduğu siyasi süreçleri doğuruyor. 2022 yılında ülke genelinde yaşanan petrol blokajlarının ardından Libya Ulusal Petrol Şirketi’nde (NOC) gerçekleşen atamalar ve kurulan paralel hükümetler, mevcut siyasi, askeri ve ekonomik rekabetin en temel göstergesidir.
Son olarak, ülkenin doğudaki parlamento destekli paralel hükümetinin İç İşleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, Bingazi’de ikamet eden parlamento üyesi İbrahim el-Darsi’nin kaçırıldığı duyuruldu. Birkaç gün sonra yerel basında, Darsi’nin ölü olarak bulunduğu aktarıldı. Darsi özelinde benzer olaylar, yakın geçmişte çokça görüldü.
Gelinen noktada otorite boşluğu, 2011 sonrası devam eden siyasi kaos ve yaşanan iç savaşlar, Libya’nın geleceğine dair çözüm önerilerini ve milli uzlaşıyı önemli bir noktaya taşıyor. Bu yönde girişimlerin gerek yerel gerekse uluslararası ölçekte artması, krizin hafiflemesine yardımcı olabilir.