Libya ordusunun, başkent Trablus‘un tamamını ülkenin doğusundaki gayrimeşru güçlerin lideri Halife Hafter’e bağlı milislerden temizlemesi ve ardından da Terhune vilayetini almasının oluşturduğu askeri başarı dalgasının etkilerinin, ülke içindeki diğer bölgelerin durumunda hatta Libya’ya yönelik uluslararası tutumda köklü değişikliklere yol açması bekleniyor.
Hükümet güçlerinin, birkaç gün önce Trablus Havalimanı’nı kontrol altına almasıyla başlayan süreç, çok kısa bir süre içinde Hafter milislerinin birçok cephesinin çökmesi ile sonuçlandı.
Trablus eteklerinden çıkartılan Hafter milisleri başkentin 90 kilometre güneydoğusundaki kilit role sahip Terhune kentine doğru çekilirken, Libya ordusu da dün sabah saatlerinde 4 koldan ilerleyerek Terhune vilayetinde kontrolü sağladı.
Trablus’un güneyindeki Kasr Bin Gaşir ilçesinin idari sınırları içinde yer alan Trablus Uluslararası Havalimanı, Hafter milislerinin başkente yönelik saldırılarını yürütmek için kullandığı odak noktası ve milislere gönderilen ikmal ve cephaneliğin toplanma yeri olarak stratejik öneme sahipti.
Havalimanının hükümet güçleri tarafından alınmasıyla Hafter milislerinin savunma hattında hızlı bir çöküş başladı. Kasr Bin Gaşir, Ayn Zara ve Vadi Rabi hattında ilerleyen Libya ordusu, bu bölgeleri Hafter milislerinden bir gün içinde temizledi.
Trablus’un kurtarılmasına giden süreç
Trablus’un 140 kilometre güneybatısındaki Vatiyye Hava Üssü’nün 18 Mayıs’ta geri alınması Rus güvenlik şirketi Wagner’e bağlı paralı askerlerin ağır teçhizatları ve özellikle de Libya ordusunun hava gücünü kullanmasını engelleyen sinyal kesici cihazlarını yanlarına alarak geri çekilme süreçlerini hızlandırdı.
Hafter milisleri, paralı askerlerin çekilmesinin ardından oluşan boşluğu telafi etmek için güçlerini cephe hattının 3 kilometre gerisinde yeniden konuşlandırdığını duyursa da Libya ordusu bir hafta içinde Trablus’un güneyine 12 kilometre kadar ilerleyerek, Hafter milislerinin haftalar boyunca savaşarak girdiği Hamza ve Yermuk kampları ile Salahaddin ve Hillet-ul Fercan cephesi gibi stratejik noktaları geri almayı başardı.
Libya ordusu, taktik gereği kaçan milislerin tekrar toparlanmasına izin vermedi ve il sınırları içindeki milisleri püskürtmeye devam etti.
Batı bölgesini güvene alan Libya ordusu ilerleyişine devam ederek başkentin güneydoğusundaki Terhune vilayetine yöneldi. Önce il sınırındaki Fem Mulga beldesini kurtaran Libya ordusu, Terhune kenti içindeki yerel silahlı milis grubu Kaniyat birliklerinin çekilmesiyle çok kısa bir süre içinde burada da kontrolü sağladı..
Libya ordusu Hafter güçlerini Türkiye’nin desteği ile yenilgiye uğrattı
Türkiye’nin Libya ile imzalanan anlaşmalar çerçevesinde güçlenen Libya ordusu, uluslararası bir konsorsiyum tarafından desteklenen Hafter’e karşı başarı kazandı.
Rus özel güvenlik şirketi Wagner’e bağlı paralı askerleri de yanına alan Hafter milisleri, Aralık 2019’da, Trablus’un iç kesimlerine saldırılarını artırdı. Stratejik Salahaddin Mahallesi’ni ele geçiren Hafter milisleri, Ebu Selim Mahallesi’ne kadar ilerledi, hatta Libya ordusunun Genelkurmay Karargahı dahi milislerin eline geçti.
Libya ordusu, saldırılara karşı koyacak cesaret ve motivasyona sahip olmasına rağmen, milis grupları ve paralı askerlerin yanı sıra silah, SİHA ve mühimmat desteği alan Hafter’e karşı koyacak askeri kapasiteden yoksundu.
Hafter, ülkenin doğusundaki Barka bölgesinden milis grupları, Terhune’den yerel silahlı gruplar, Medhali Selefi görüşüne mensup silahlı oluşumlar, Kaddafi yanlısı milisler, Wagner paralı askerleri, Cancavidler, Çad ve Sudan’dan getirilen silahlı milisler, Mısır askerleri, Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) SİHA’ları ve savaş uçaklarıyla sağladığı hava desteği, Suudi Arabistan’nın mali desteği, Fransa’nın lojistik ve istihbarat desteği ve ABD’nin sarı ışığını arkasında almıştı.
Hafter safında birleşen tüm bu güçler, Trablus’a girmek ve Libya hükümetini devirmek için bir araya gelmişti ancak Türkiye’nin Libya hükümetine omuz vermesiyle başarısızlığa uğradılar.
Başkentin kurtarılmasına giden süreçte öncelikle Trablus hava sahası, savaş uçakları ve SİHA saldırılarına karşı emniyete alındı. Hafter milisleri ve Wagner paralı askerlerinin başkentin merkezine doğru ilerlemesi durduruldu. 2020 Ocak ayının başlarında ise Genelkurmay Karargahı dahil olmak üzere birçok mevzi yeniden Libya ordusunun denetimine girdi.
Türkiye ve Rusya’nın öncülüğünde 12 Ocak’ta başlatılan ancak Hafter’in önce olumlu yaklaşıp sonra imzalamadan Moskova’dan ayrıldığı ateşkes anlaşması girişimi süresince Libya ordusu, büyük ölçüde kendisini yeniden yapılandırmayı başardı.
Libya hükümeti, Hafter tarafının saldırıları sürdürmesi sebebiyle 25 Mart’ta sivilleri korumak için “Barış Fırtınası” operasyonunu başlattı. O tarihten bugüne kadar devam eden süreçte ise Libya ordusu Hafter’e karşı arka arkaya elde ettiği başarıları, önce ülkenin batısındaki stratejik Vatiyye Askeri Hava Üssü, sonra Trablus ve Terhune vilayetini tamamen denetimine alarak sürdürdü.
Trablus’un Hafter yanlılarından temizlenmesinin Libya içindeki etkileri
Başkentin kurtarılmasının ilk yankısı El-Asabia kentinden geldi. Hafter milislerinin zorla ele geçirdiği Asabia’daki bileşenler, 4 gün sonra Libya hükümetine bağlı olduklarını açıkladı.
Bunun yanı sıra Gut er-Rih ve El-Kadame’yi ele geçirdikten sonra Giryan’ın güneyinde toplanan Hafter milislerinin Vatiyye Üssü’ne saldırmadan önce Giryan’ı ele geçirme planları da suya düştü.
Hafter’in doğudaki müttefikleri Trablus cephesinden kaçmaya başlarken ülkenin doğusundan gelen silahlı gruplar ve Afrikalı paralı askerler de Terhune’de desteğe ihtiyaç duyan Hafter’e bağlı yerli milisleri terk etti.
Hafter yanlısı Zintan ve Er-Recban merkezli güçlerin, Libya Ordusu Batı Harekat Dairesi Komutanı Usame Cuveyli’nin yaptığı uzlaşı çağrısına uymaları ve Hafter’den ayrılmaları da artık yakın bir olasılık şeklinde değerlendiriliyor.
Ancak Libya’nın doğusunda güçlü kabilelerin temsilcisi niteliğindeki Hafter’in “uzatmalı” siyasi müttefiki Tobruk Temsilciler Meclisi Başkanı Akile Salih’in, Rusya’nın desteğiyle “yaşlı general” Hafter’i saha dışına bırakabileceği henüz meçhul durumda.
Bugüne kadar “adeta bir saadet zinciri” gibi “sürekli zaferler kazanma vaadiyle” farklı görüş ve bölgelerden milisleri kendi yönetiminde toplayan Hafter, Trablus ve batı bölgesinde aldığı yenilgilerden sonra destekçileri ve müttefikleri arasında sorgulanır hale geldi.
Ülkenin güneyinde çok seyrek aralıklarla konuşlanmış ve düşük nüfusa sahip çöl topografyasına sahip Fizan bölgesi, Libya ordusunun diğer bir hedefi olarak görülüyor.
Wagner’in paralı askerlerinin Trablus’taki cephelerden geri çekilerek sığındığı Cufra Hava Üssü alınırsa, bölgenin hükümetin kontrolüne geçmesi kolay olabileceği değerlendiriliyor. Ancak Sebha kentinin yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınında ülkenin yeni odağı haline gelmesi, Libya ordusunun bu bölgeye ilişkin planlarını ertelemesine yol açabilir.
Trablus’un alınmasının yansımaları Libya sınırlarını aştı
Trablus’un darbeci Hafter’den temizlenmesi, Arap Baharı’nın, karşı devrim çabalarına karşı elde ettiği bir zafer olarak da yorumlanıyor.
Özellikle Libya’daki olaylara karşı Tunus yönetiminin resmi tutumu sebebiyle parlamentosunda tartışmaların yaşandığı Tunus, başta olmak üzere Libya’daki yeni haritanın komşu ülkelerde etkilerinin görülmesi muhtemel.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un, Libya Dışişleri Bakanı Muhammed Tahir Seyyale ve Libya Başbakan Yardımcısı Ahmed Muaytik ile Moskova’da görüşmesi sonrası Rusya’nın Libya’daki tutumu da değişmeye daha yakın görünüyor.
Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian’ın, Hafter’in Suriyeli paralı askerleri Libya’ya getirdiğini ifade etmesi, ABD’nin Libya’da Rus paralı askerlerinin varlığından duyduğu rahatsızlık ve NATO’nun Libya hükümetini destekleme arzusu da Libya ordusunun sahada ilerleyişinin uluslararası yansımaları arasında gösterilebilir.
Editör : SavunmaTR Haber Merkezi