Lübnan, iletişim kablolarına yönelik tehditler ve sınırlı müdahale kabiliyetleri gibi deniz güvenlik zorluklarına çözüm bulmayı amaçlayan ilk ulusal denizcilik stratejisini onayladı.
Breaking Defense‘in edindiği bilgilere göre, salı günü hükümet tarafından onaylanan bu strateji, Avrupa Birliği’nden (AB) 7 milyon avro finansal destek almayı da içeriyor.
Söz konusu deniz stratejisi adımının, özellikle Lübnan suları üzerinden Avrupa’ya ulaşmaya çalışan, yoğun şekilde yasa dışı göç ile mücadele edilen bir dönemde atıldığı belirtildi.
Beyrut yönetimi sivil ve ticari endişelere odaklanırken diğer bir taraftan ise deniz iletişim kablolarının korunması, arama ve kurtarma operasyonlarının yürütülmesi ve denizdeki tehditlere müdahale gibi konularda ciddi zorluklarla karşı karşıya.
Bu zorluklar da, Beyrut’un deniz güvenliğini sürdürme ve deniz üzerinden gerçekleşebilecek olası tehditleri engelleme kapasitesinin sınırlı olduğunu ortaya koymaktadır.
Strateji, aynı zamanda yetkisiz elektronik müdahaleler ve sinyal bozulmalarına karşı alınacak önlemleri de içeriyor. Bu tür müdahaleler, özellikle deniz üzerinde iletişim ve navigasyon sistemlerinin kesintiye uğraması gibi ciddi güvenlik sorunlarına yol açabilir.
Lübnan hükümeti, bu tür tehditlere karşı daha etkili önlemler alabilmek için mevzuatın güncellenmesini ve uluslararası denizcilik yasalarıyla uyumlu hale getirilmesini talep ediyor.
Yeni strateji, hükümet organlarını da kapsayacak şekilde, deniz politikalarını güncellemeleri konusunda teşvik ediyor. Bu politikaların güncellenmesi, Lübnan’ın denizcilik kapasitesini artırmak ve uluslararası sularda etkin bir şekilde faaliyet gösterebilmek için büyük önem taşıyor.
Güncellenmiş politikalar ve mevzuatlar, Lübnan’ın denizcilik alanında karşılaşabileceği güvenlik ve emniyet sorunlarına daha iyi bir çözüm getirebilir ve deniz üzerindeki operasyonlarını daha etkin bir şekilde yürütmesine olanak tanıyabilir.
Lübnan’ın bu stratejik adımları, bölgesel ve uluslararası deniz güvenliği konularında daha etkin bir rol oynamasını sağlayabilir. Ayrıca, deniz yoluyla yasa dışı göç gibi sorunlarla mücadelede de önemli bir avantaj sağlayarak, sınırların daha iyi korunmasına katkıda bulunabilir. Bu strateji, aynı zamanda ülkenin deniz kaynaklarını keşfetme ve ekonomik fayda sağlama potansiyelini de artırabilir.
Lübnan’ın AB tarafından fonlanması
Avrupa Birliği’nden sağlanan fonun tam olarak neye harcanacağı henüz netleşmemişken, Lübnan donanmasının eski komutanı ve strateji uzmanı Nazih Baroudi, bu fonların teknik destek ve donanma ekipmanları sağlamada kullanılacağını belirtti. Ancak Baroudi, bu fonların donanma gemilerinin bakım ihtiyaçlarını karşılamaya yetmeyeceğini de ekledi.
Baroudi, daha büyük bir hükümet planının, yani 2023’te başlatılan beş yıllık planın aslında donanma için daha iyi kaynaklar sağlayacağını fakat bu planın hiçbir zaman hayata geçirilmediğini dile getirdi.
Baroudi ayrıca, stratejinin sadece göçmenlik meselesinin ötesinde, Lübnan’ın kıyılarında potansiyel petrol ve gaz yatakları araştırılırken, bu stratejinin kritik bir zamanda geldiğini ve stratejinin Lübnan için potansiyel olarak kazançlı gelir akışlarına kapı aralayabileceğini vurguladı.
Beyrut yönetiminin yeni ulusal deniz stratejisi, 240 kilometre uzunluğundaki kıyı şeridini ve İsrail ile iki yıl önce varılan, dönüm noktası niteliğindeki anlaşma ile belirlenen güney deniz sınırlarını kapsayacak şekilde geniş bir kapsama sahipken ayrıca, Beyrut tarafından bugüne kadar resmi olarak benimsenen ilk strateji olma özelliği taşıyor.
Ancak strateji belgesinde, Suriye ile olan kuzey deniz sınırlarının henüz belirlenmediği de belirtiliyor, bu da bölgedeki belirsizlikleri ve sınırların netleştirilmesi gerekliliğini ortaya koyuyor.
Breaking Defense’in raporlarına göre, Lübnan donanması, kıyı şeridi boyunca güvenliği artırmak için çeşitli önlemler almış durumda. Bunlar arasında gözetleme kulelerinin kurulması ve ABD’den askeri yardım olarak alınan üç devriye botu ile Rijit Şişirilebilir Botlar (RIBS) bulunuyor. Bu adımlar, Lübnan’ın deniz sınırlarını daha etkin bir şekilde kontrol altında tutma ve olası tehditlere karşı hızlı müdahale edebilme kapasitesini artırıyor.
Yukarıda belirtildiği üzere bu strateji, aynı zamanda Lübnan’ın deniz üzerinden gerçekleşebilecek olası yasa dışı göç akımlarını daha etkin bir şekilde yönetebilmesi için de kritik öneme sahiptir. Ayrıca, Lübnan’ın enerji kaynaklarına yönelik potansiyel araştırmalar ve çıkarma faaliyetleri için de bir güvence oluşturuyor. Deniz sınırlarının güvenliğinin sağlanması, bu tür ekonomik faaliyetlerin güven içinde gerçekleştirilmesi için zorunlu bir önkoşul olarak değerlendiriliyor.
Beyrut’un bu yeni deniz stratejisi, bölgedeki deniz güvenliği dinamiklerini şekillendirmede önemli bir rol oynayabilir ve ülkenin bölgesel güvenlikte daha belirgin bir aktör haline gelmesine katkıda bulunabilir. Bu, aynı zamanda Lübnan’ın uluslararası denizcilik hukukuna uyum sağlama ve global denizcilik topluluğu ile daha entegre bir şekilde işbirliği yapma çabalarını da destekleyecektir.