ABD’nin M16’ya adım atmasındaki ilk amacı, artık M14 tüfeklerinin yerini alacak bir tüfeğe sahip olmaktı. Çünkü AK-47’nin bir devrim niteliğindeki yapısıyla savaş alanına çıkışı, piyade tüfeklerine olan yaklaşımı derinden etkilemişti.
Vietnam Savaşı’nın ilk yıllarında M14 tüfeğini kullanan askerler, Vietnam koşullarında tüfekten şikâyet etmeye başladılar. Genel olarak görev yapan askerler, Vietnamlıların kullandığı AK-47’ye karşı yetersiz olduğu belirtildi.
M14 tüfekleri esasında çok güçlü olsa da Vietnamlılarla girilen çatışmalar sırasında şarjörleri yetersiz kalıyordu. Üstelik ağır bir tüfekti. Ordu, 1950’lerin sonunda 20 mermi şarjörü olan piyade tüfeği talebini yeniden gözden geçirmeye başladı.
Söz konusu tüfeğin 5,56 mm mermi kullanarak standart bir ABD miğferini 500 yarda (460 metre) delmesi ve .30 Karabina kartuşunun yaralama kabiliyetine eşit veya onu aşan bir hızda ses hızının üzerinde bir hıza sahip olması gerekiyordu.
Tasarım ve Geliştirme Süreci
Bu isteğe karşılık gelen ArmaLite AR-15 tüfeğinin yeni bir versiyonunun geliştirilmesine ve silahı hafifletmek için plastik parçalar kullanılmasına karar verildi. Ancak ABD ordusu, M14 merkezli mühimmat üretiminde ısrarcı olunca, AR-15’in rafa kaldırılması gibi bir durum ortaya çıktı.
Bu durum karşısında dönemin ABD Hava Kuvvetleri Komutanı General Curtiss LeMay, AR-15’i ArmaLite ve Colt’un önerdiği Remington tarafından üretilen mühimmatla test ettikten sonra, Hava Kuvvetleri AR-15’in ‘standart modeli’ olduğunu ilan etti. General LeMay, 8.500 tüfek ve 8,5 milyon mermi sipariş etti.
Daha sonra ABD Hava Kuvvetleri Vietnam Cumhuriyeti Ordusu askerine bu silahlardan 1000 tanesini 80 bin mermi eşliğinde göndererek test edilmesini istedi. Güney Vietnamlıların testlerini takip edenler, silahın güvenilirliği hakkında parlak raporlar yayınladılar. Raporlar ABD’nin AR-15’i ARVN’nin standart tüfeği olarak sağlamasını önerdi, ancak o zamanlar Pasifik Kuvvetleri Başkomutanı olan Amiral Harry Fel, ABD Ordusunun tavsiyesi üzerine önerileri reddetti.
Silahın gelişiminden dolayı ABD Özel Kuvvetleri AR-15’i standart silahı yapmak için izin istedi ve izin aldı. Diğer kullanıcılar arasında Vietnam’daki Hava İndirme Birlikleri ve Merkezi İstihbarat Teşkilatı’na bağlı bazı birimler vardı. Ancak ABD ordusu ordu donatım birimleri AR-15’e karşı çıkarken, Hava Kuvvetleri ve Savunma Bakanlığı silahı destekliyordu.
Dönemin Başkanı Kennedy bile piyade tüfeği konusunda endişelerini dile getirince, McNamara Ordu Bakanı Cyrus Vance’e M14, AR-15 ve AK-47’yi test etmesini emretti. Ordu yalnızca M14’ün hizmete uygun olduğunu bildirse de Vance testleri yürütenlerin tarafsızlığı konusunda endişeliydi. Ordu Başmüfettişine kullanılan test yöntemlerini araştırmasını emretti; başmüfettiş, test yapanların AR-15’e karşı önyargılı olduğunu doğruladı.
Takvimler Ocak 1963’ü gösterdiğinde Savunma Bakanı Robert McNamara, AR-15’in üstün silah sistemi olduğu sonucuna vardı ve M14 üretiminin durdurulmasını emretti. Yapılan küçük değişikliklerden sonra yeniden tasarlanan yeni tüfek daha sonra M16 Tüfeği olarak kabul edildi. İlk ortaya çıktığındaki başarısızlıklarına rağmen devrim niteliğinde bir tasarım olduğunu kanıtladı ve ABD askeri tarihinde sürekli olarak hizmet veren en uzun tüfek olarak kaldı.
Üretim ve Operasyonel Süreç
İlk partilerindeki adı XM16E1 olan tüfek, Şubat 1967’de M16A1 olarak standartlaştırıldı. Yeni tüfek, korozyonu ve sıkışmış kartuşları ortadan kaldırmak için krom kaplı bir hazneye ve deliğe ve diğer küçük değişikliklere sahipti. Yeni temizleme kitleri, toz çözücüler ve yağlayıcılar da verildi. Çizgi roman tarzı bir operasyon kılavuzu da dâhil olmak üzere silah temizliğinde yoğun eğitim programları başlatıldı. Sonuç olarak, güvenilirlik sorunları büyük ölçüde çözüldü ve M16A1 tüfeği, Vietnam’daki ABD birlikleri tarafından yaygın bir şekilde kabul gördü.
1969’da M16A1, resmi olarak M14 tüfeğinin yerini alarak ABD ordusunun standart hizmet tüfeği oldu. 1970’te kirlenmeyi azaltmak için yeni WC 844 barutu piyasaya sürüldü. Colt, H&R şirketleri ve GM Hydramatic Bölümü, Vietnam Savaşı sırasında M16A1 tüfekleri üretti.
Vietnam’da M16 ile silahlanmış çoğu asker, bu tüfeğin performansını yüksek olarak değerlendirdi. Ancak birçok asker M16’nın güvenilirliği konusunda bazı şüpheleri sürekli öne çıkardı. Savaşta hangi silahı taşımayı tercih ettikleri sorulduğunda, yüzde 85’i M16 veya onun daha küçük karabina uzunluğundaki versiyonu XM177E2’yi istediklerini belirtti.
1970 yılında ABD, tüm NATO güçlerinin 5.56×45mm çapını benimsemesini önerdi. Kısa süre sonra bir NATO standardizasyon çalışması başladı ve 1977’den başlayarak çeşitli mermilerin testleri gerçekleştirildi. Yaklaşık 10 yıl süren testler ve çalışmalar sonucunda Taslak Standardizasyon Anlaşması 4179 (STANAG 4179) imzalandı. Orijinalinde 20 mermilik şarjör yerine artık STANAG şarjörü olarak bilinen 30 mermili şarjör tercih edilmişti. Daha sonraki yıllarda Aksesuar rayı, Picatinny rayı gibi parçalar da geliştirildi. M16A4, diğerlerinden farklı olarak yarı otomatik ve 3 atışlık seri (burst) modlarına sahiptir.
Günümüzde ABD çeşitli hibe ve askeri destek programları kapsamında M16A4 tipi piyade tüfeği tedarikiyle ilgili olarak çeşitli üreticilere sipariş veriyor. Örneğin 2020 yılında toplam değeri 383 milyon 311 bin 941 ABD Doları olan sipariş kapsamında teslimat 2025 yılına kadar uygun görülen ülkelere hibe edilecek.
M16 tüfeğinin varyantları
- M16A1: Vietnam Savaşı sırasında, M16’nın çeşitli performans sorunları yaşandığı gözlendi ve bu sorunları gidermek için geliştirmeler yapıldı. Sonuç olarak, M16A1 modeli tanıtıldı. Bu model, çeşitli tasarım iyileştirmeleri ve güvenilirlik artırıcı değişiklikler içeriyordu.
- M16A2: 1980’lerde, ABD Deniz Piyadeleri M16A2’yi kullanmaya başladı. M16A2, gelişmiş nişangahlar, daha sağlam bir dipçik, namlu ucu freni ve 3 atışlık seri (burst) ateş modu gibi çeşitli iyileştirmeler içeriyordu.
- M16A3: M16A2’nin yarı otomatik ve tam otomatik ateş modlarına sahip bir versiyonudur. Bu model, ABD Donanması ve bazı özel kuvvetler tarafından kullanıldı.
- M16A4: M16 serisinin en son versiyonlarından biridir. İlk olarak 1990’ların sonlarında tanıtılmıştır. Bu model, M16A2 ve M16A3’ün iyileştirilmiş bir versiyonudur. M16A4’ün en belirgin özelliği, modüler yapısı ve Picatinny ray sistemidir. Bu sistem, çeşitli optikler, lazerler, el fenerleri ve diğer aksesuarların takılmasına olanak tanır, bu da tüfeği modern savaş koşullarına uyumlu hale getirir. M16A4, ABD Deniz Piyadeleri ve diğer bazı askeri birimler tarafından kullanılmaktadır. Ayrıca, birçok müttefik ülke tarafından da benimsenmiştir.
Günümüzde ABD ordusu, yeni nesil manga silahlarını (NGSW) test ediyor. Şayet testlerin sonucunda kabul süreci başlarsa, ABD ordusu 6.8 mm’lik mermi standardına geçerek 5.56 mm silahları terk etmeye başlayacak. Bu da M16 tüfeklerinin kullanımdan kaldırılmasıyla sonuçlanacak.
Tıpkı ABD gibi NATO üyesi olan Türkiye de M16A4 tüfeklerini uzun yıllar boyunca kullanmıştır. Hatta 90’lı yıllardaki terörle mücadelenin yoğun olduğu günlerde, Polis Özel Harekat ile özdeşleşerek bir sembol haline gelmiştir. Ancak Türkiye, son yıllarda yerli üretim olan MPT (Milli Piyade Tüfeği) platformuna geçmeye karar vererek, M16 platformlarından uzaklaşmaya başlamıştır.