[wpcc-iframe src=”https://open.spotify.com/embed/episode/4DkG5gOcODdnuzVFlvczZV” width=”100%” frameborder=”no” height=”152″ scrolling=”no” allowtransparency=”true” allow=”encrypted-media”]
Son zamanlarda askerî birliklere yönelik teröristler tarafından düzenlenen maket uçak saldırıları PKK’nın “asimetrik savaş” içerisinde kalmaya devam ettiğini gösteriyor.
İndependent Türkçe’de yer alan haberde, son günlerde artan maket drone saldırıları konusunda uzman isimlere sorular yöneltildi. Uzmanların yaptığı açıklamalar saldırılarda kullanılan maket drone’ların internet üzerinden temin edilmesinin kolay olduğunu ortaya koydu.
İndependent Türkçe’ye konuşan Emekli Kurmay Albay Ünal Atabay, PKK’nın son zamanlarda model veya maket uçaklarla sınır birliklerine saldırmasının asimetrik olduğunu dile getirdi.
Atabay, “Terör örgütünün son dönemde saldırılarında kullanmaya çalıştığı uçan/uçurulan bu tip vasıtalar genel olarak maket uçak olarak biliniyor veya ifade ediliyor, aslında bunlar maket uçak değil model uçaktır. Yani bunların terör amaçlı kullanılması asimetrik bir saldırıdır. Diğer bir ifadeyle asimetrik gücün asimetrik bir vasıtasıdır.” dedi.
PKK’nın model uçak ile saldırı girişiminin 2003’lerde başladığını söyleyen Atabay, “Model uçak/drone’ların temini ve ulaşımı kolay vasıtalardır.” diyen Atabay, “Teknolojinin yarattığı fırsattan istifadeyle temin edilmesi ve ulaşılması kolaylaştıkça eylem tarzlarına da bunları dahil etme gayretlerini görüyoruz. Terör örgütünün aslında model uçak saldırı girişimi arayışları 2003-2004 yıllarına kadar gitmektedir. Yeni bir şey gibi ifade ediliyor olsa da 16-17 yıllık bir arayış ve gayretleri var, işte bu noktadan itibaren güvenlik güçleri de başta TSK başta olmak üzere aktif pasif karşı koyma tedbirlerini bu çerçevede geliştirmeye başlamışlardır” ifadelerini kullandı.
“Güvenlik güçleri saldırıyı önleyecek kapasitede”
Atabay güvenlik güçlerinin drone saldırılarını önleme kapasitesinin en üst düzeyde olduğunu söyledi. Atabay açıklamasında, “Nitekim gelinen noktada teknolojinin yarattığı fırsattan en üst düzeyde istifade edilerek elektronik harp, drone savar gibi sistemlerle ve diğer önleyici mekanizmalarla teçhiz edilerek saldırı girişimlerini önleyici hale geldikleri görülüyor. Kısacası güvenlik güçlerinin bu tip saldırıları en üst düzeyde önleyebilecek kapasiteye ulaştığını söylemek yerinde olacaktır.” ifadelerine yer verdi.
“Etkisi yüksek, maliyeti az saldırılar”
“Örgüt neden bu saldırıları tercih ediyor?” sorusuna cevap veren Atabay şunları söyledi:
“Terör örgütleri genel olarak bu tip vasıtalarla saldırıları; etkisi yüksek, maliyeti az ve pratik oluşu nedeniyle yönelmektedirler. Bu tarzdaki eylemler birkaç kişi ile yapılabilmektedir. Yani bu eylemlerde çok sayıda terörist unsuru kullanmadan az emek, az gayret, az risk, az maliyet ile etkili bir neticeye ulaşma arayışı vardır. Diğer tarafıyla örgüt bu tip eylemlerle, kendi tabanı üzerinde de sözde yetenek/kabiliyet gösterisiyle; güçlüyüz, ayaktayız mesajı vererek moral/motivasyon sağlayıcı tarzda psikolojik bir etki yapma peşinde olduğu söylenebilir. Aynı zamanda bu tip eylemler bir çaresizlik arayışının da ifadesidir. Diğer bir husus, terör örgütünün karadan bir saldırı ile etkili olamayacağı üs, tesis vs. yerlere bu tip vasıtalarla ulaşmaya çalıştığını söylemek mümkündür. Örgüt üzerinde güvenlik güçlerinin yarattığı etkiyi ve baskıyı gölgelemek adına da bu tür sansasyonel eylem tarzlarını seçiyorlar.”
İHA’ları oluşturan parçaların tedarik kanalları tıkanmalı
Bu vasıtaların internet üzerinden satıldığı gibi yurtdışından değişik kanallardan da temin edildiğinin altını çizen Atabay, “Ayrıca bunların parçalarını temin etmek suretiyle birleştirerek üretmeleri de mümkün. Kaldı ki Kuzey Irak’ta bazı yerlerde basit atölye tarzı yerlerde ürettikleri ve yine bunları üretebilecek yerlere sipariş ettikleri yönünde de bilgiler var. Yani bunlara kolay ulaşılabilir araçlar. Bununla birlikte gerek yurt içi gerekse uluslararası alanda terör örgütlerinin ulaşmasını engelleyici yönde bunların kontrol edilebilirliği üzerinde çalışmak, önleyici tedbirlere odaklanmak yerinde olacaktır.” dedi.
“PKK yeni saldırı anlayışını benimsedi”
Emekli Jandarma Kurmay Albay Aziz Ergen, PKK’nın SİHA’ların artmasının ardından arazide rahat hareket edemediği için daha az riskli eylemlere yöneldiğini, son drone saldırılarını da bu kapsamda değerlendirmek gerektiğini belirterek şöyle konuştu:
“Örgüt 2000’lerin başından itibaren uzaktan kumandalı patlatıcı kullanımına ağırlık vermişti. Şimdi de klasik eylem tarzını bırakarak istediği yerde, istediği zamanda ve istediği hedefe yönelik saldırı anlayışını benimsemiş görünüyor. Sınır hattındaki üs noktalarına yönelik drone’larla zaman zaman saldırı girişimleri oluyordu. Ancak bunu yurtiçine özellikle de ‘Cepheci Teşkilat’ adını verdikleri kent yapılanmaları kanalıyla şehirlere de taşımaya çalıştıkları görülüyor.”
“Drone’ları yurt içinden temin etmeleri zor değil”
Ergen, birinci hedefleri hava üsleri olan terör örgütü hakkında şunları söyledi:
“Çünkü örgüte yönelik operasyonlara katılan uçakların ve helikopterlerin bulunduğu üsler genel olarak kent içlerinde veya yakınlarında. Sonuçta drone’ları kullanmak için özel bir piste, alana ihtiyaç yok. Küçük bir monitörden hareketlerini izleyebiliyorsun. Bunları yurt içinden temin etmeleri de zor değil. Ortadoğu’da farklı ülkelerin güvenlik şirketleri var. Bunların kanalıyla da bu tür sistemleri temin edip, eğitimini de alabilirler.”
“Benzer saldırılar yaygınlaşabilir”
Ergen, terör örgütü PKK’nın şu ana kadar ki saldırılarının deneme amaçlı ve Türkiye’nin tepkisini anlamaya yönelik olduğunu öne sürerek, benzer saldırıların yaygınlaşabileceği uyarısında bulundu.
İnternetten kolayca sipariş edilebiliyor
İsmi verilmeyen askerî bir yetkili de drone’ların açık pazardan temininin kolay olduğuna dikkat çekti.
Öncelikle saldırılarda kullanılanların maket uçak değil, drone olduğunu aktaran askerî yetkili, “Maket uçak uçmaz çünkü, radyo kontrollü drone’lar sabit kanatlı veya döner kanatlı.” dedi ve şöyle devam etti:
“Alibaba gibi e-ticaret yapan firmalardan bile internet üzerinden 300-500 dolar gibi fiyatlara alınabilen drone’lar var. Tabii ki daha pahalı sistemler de var. Bunların üzerine patlayıcı, havan mermisi ya da bomba atar mermisi ekleyip silahlı drone veya kamikaze drone çeviriyorlar.”
DEAŞ’ı örnek aldılar
Drone’ların saldırı için ilk olarak Suriye ve Irak’ta DEAŞ ve kimi radikal gruplarca kullanıldığını öne süren askerî yetkili, “PKK, DEAŞ ile Suriye’de çatışsa bile onlardan çok şey öğrendi ve örnek aldı.” diye konuştu.
Drone savarlar ve makineli tüfeklerle düşürülüyor
Yetkili, drone’lara karşı en etkili sistemin tek er tarafından bile kullanılabilen, elektromanyetik dalgalar yayarak etkisiz hale getiren drone savarlar olduğunu belirterek, sözlerini şöyle tamamladı:
“Türkiye, drone savar üretiminde ilerleme kaydetti. ASELSAN’ın ve bazı özel savunma şirketlerinin bu konuda çalışmaları mevcut. Drone tehdidine karşı RF Jammer ve akıllı mühimmata sahip 40 mm bomba atardan oluşan drone savunma sistemi var ASELSAN’ın. Drone savarlar kritik yerlerdeki birliklerde yakında yaygınlaşacak. Ayrıca hedef görüldükten sonra bu tür sistemleri uzun namlulu otomatik silahlarla hedef alarak vurmak da mümkün. Geçen günlerdeki saldırılarda duyulan ve çatışma olarak sosyal medyada lanse edilen silah sesleri de aslında bu drone’ları düşürmek için yapılan atışlardı.”
Editör : SavunmaTR Haber Merkezi