NATO daha fazla nükleer silah konuşlandıracak!
Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO) Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, The Telegraph’a verdiği röportajda, NATO’nun nükleer cephaneliğini dünyaya göstermesi gerektiğini ve düşmanlarına doğrudan bir mesaj göndermesi gerektiğini belirtti.
Üyeler arasında nükleer füzelerin depolardan çıkarılıp operasyonel hale getirilmesi konusunda görüşmelerin sürdüğünü ifade eden Stoltenberg, “Kaç nükleer başlığın operasyonel olması gerektiği ve hangilerinin depolanması gerektiği konularında operasyonel detaylara girmeyeceğim, ancak bu konuları görüşmemiz gerekiyor. Tam olarak bunu yapıyoruz” dedi.
Stoltenberg, Çin’in modern silahlara ve nükleer cephaneliğine büyük yatırımlar yaptığını ve 2030’a kadar nükleer başlık sayısının 1000’e ulaşacağını belirtti. Ayrıca, Örgüt’ün nükleer şeffaflığı stratejisinin temel taşlarından biri haline gelmesi gerektiğini vurguladı. Stoltenberg, bu stratejinin caydırıcılık unsuru olarak kullanılacağını ve NATO üyeleri arasında bu konunun canlı bir şekilde istişare edildiğini ifade etti.
ABD ve İngiltere, NATO’ya nükleer silahlar taahhüt ederken, diğer Avrupa müttefikleri silahları kendi topraklarında depolayarak ve fırlatma sistemlerine yatırım yaparak sorumluluğu paylaşıyor. Stoltenberg, Örgüt’ün bu yılın sonunda yapılacak zirvede nükleer silahlarla ilgili konuları detaylandırmayı planladığını belirtti.
Stoltenberg, NATO’nun nihai hedefinin dünyada nükleer silahların olmadığı bir gelecek olduğunu, ancak Rusya, Çin ve Kuzey Kore’nin nükleer silahlara sahip olduğu bir dünyada Örgüt’ün de nükleer bir ittifak olarak kalması gerektiğini vurguladı.
Stoltenberg yaptığı açıklamada “Nükleer silahlar var olduğu sürece biz de nükleer bir ittifak olarak kalacağız çünkü Rusya, Çin ve Kuzey Kore’nin nükleer silahlara sahip olduğu ve NATO’nun olmadığı bir dünya daha tehlikeli bir dünyadır.” ifadelerini kullandı.
Geçtiğimiz hafta Stoltenberg, nükleer silahların Örgüt’ün “nihai güvenlik garantisi” ve barışı korumanın bir aracı olduğunu söylemişti. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Ukrayna’yı işgalinin ilk günlerinde sık sık Moskova’nın nükleer cephaneliğine atıfta bulunmuş ve Rusya’yı savunmak için gerekli tüm araçları kullanma sözü vermişti. Çinli yetkililerin kendisini nükleer tehditlerinden vazgeçmeye ikna etmesinin ardından söylemini yumuşatmış gibi görünse de, kısa süre önce NATO ülkelerini Ukrayna’ya asker göndermeleri halinde nükleer bir savaşa yol açma riski taşıdıkları konusunda uyarmıştı.
Örgüt, bu yılın sonunda yapılacak zirvede nükleer silahların depolanması, operasyonel hale getirilmesi ve şeffaflık stratejisi konularını detaylı bir şekilde ele almayı planlıyor. Stoltenberg, nükleer cephanelik konusunda şeffaflığın, NATO’nun caydırıcı gücünü artıracağını ve uluslararası güvenliği sağlamada kritik bir rol oynayacağını belirtti.
Bu açıklamalar, NATO’nun nükleer stratejisini ve küresel güvenlik politikalarını yeniden şekillendirme çabalarının bir parçası olarak görülüyor. Stoltenberg’in vurguladığı şeffaflık ve caydırıcılık stratejileri, Örgüt’ün gelecekteki güvenlik politikalarının temel taşlarını oluşturacak.
NATO’nun Nükleer Hedefi ve Caydırıcılık Gücü
Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü’nün nükleer caydırıcılık gücü, temel olarak ABD, İngiltere ve Fransa’nın nükleer silah kapasitelerine dayanmaktadır. Örgüt’ün nükleer silahlarla ilgili politikası ve yetenekleri şu şekilde özetlenebilir:
- ABD’nin Katkısı:
ABD, NATO’nun nükleer caydırıcılığının ana omurgasını oluşturur ve Avrupa’da konuşlandırılmış nükleer silahlara sahiptir.
ABD’nin toplamda yaklaşık 3,750 aktif ve yedekte bekleyen nükleer savaş başlığı vardır. Bu sayıya stratejik ve taktik nükleer silahlar dahildir.
Avrupa’da konuşlandırılmış olan B61 nükleer bombaları, Belçika, Almanya, İtalya, Hollanda ve Türkiye’deki üslerde bulunmaktadır.
- İngiltere’nin Katkısı:
İngiltere’nin yaklaşık 225 nükleer savaş başlığı vardır.
İngiltere’nin nükleer caydırıcılığı, denizaltılardan fırlatılan Trident balistik füzeleriyle sağlanmaktadır. Bu denizaltılar sürekli deniz devriyesi yapar.
- Fransa’nın Katkısı:
Fransa’nın yaklaşık 290 nükleer savaş başlığı bulunmaktadır.
Fransa’nın nükleer caydırıcılığı, denizaltılardan fırlatılan balistik füzeler (SLBM) ve havadan fırlatılan nükleer seyir füzeleriyle sağlanmaktadır.
Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü’nün toplam nükleer caydırıcılık gücü, bu üç ülkenin nükleer kapasiteleriyle belirlenir. Örgüt’ün nükleer politika ve stratejisi, bu gücü hem saldırılara karşı caydırıcı bir güç olarak kullanmak hem de müttefik ülkeleri korumak üzerine kuruludur. NATO’nun caydırıcılık ve savunma stratejisi, nükleer silahların varlığının ve gerektiğinde kullanılabilirliğinin düşmanlar üzerinde caydırıcı bir etkisi olmasını hedefler.
Özetle NATO; ABD, İngiltere ve Fransa’nın nükleer kapasitelerine dayanarak yaklaşık 4,265 nükleer savaş başlığına sahiptir. Bu nükleer güç, Örgüt’ün kolektif savunma stratejisinin önemli bir unsuru olup, ittifakın güvenliğini ve üyelerinin korunmasını sağlamak için kritik bir rol oynar.