İnsanlığın kara günü: Katliamcı başbakan, büyük ortakları tarafından ayakta alkışlandı!
7 Ekim 2023 tarihinden bu yana Gazze’de gerçekleştirdikleri “soykırım” ile öne çıkan ve dünya gündeminden düşmeyen İsrail’in “katliam yanlısı” başbakanı Binyamin Netanyahu ABD Kongresinde konuşma yaptı.
Netanyahu, kongre binasına girmesiyle beraber, neredeyse tamamını Cumhuriyetçilerin oluşturduğu grup tarafından, dakikalarca ayakta alkışlanarak karşılandı.
Netanyahu, ABD Kongresi'nde dakikalarca ayakta alkışlandı
📍 İsrail Başbakanı Netanyahu, ABD Kongresi liderlerinin daveti üzerine Kongre'deki ortak oturumda yaklaşık 1 saat süren konuşma yaptı.
Netanyahu, Gazze'de, sivillerin öldürülmesiyle ilgili açıklamaların "yalan"… pic.twitter.com/7Aa5oeV78n
— SavunmaTR (@SavunmaTR) July 25, 2024
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, ABD Kongresi’nde yaptığı konuşmada, 7 Ekim 2023’ten bu yana İsrail saldırılarında 40 bine yakın kişinin öldürüldüğü Gazze Şeridi’nin Refah kentinde “neredeyse hiç sivil öldürmediklerini” öne sürerek, 9 aydır süren katliamı örtbas etmeye çalıştı.
Netanyahu’nun yalanlarının aksine, İsrail’in saldırılarında bugüne kadar en az 16 bin 172’si çocuk ve 10 bin 798’si ise kadın olmak üzere toplamda 40 bine yakın Filistinli hayatını kaybederken 90 bini aşkın kişi ise yaralandı.
Yalnızca sivillere saldırmayıp onları aç ve susuz bırakma yolunu da izleyen Tel Aviv rejimi, Gazze Şeridi’nde, sivil halkın sığındığı hastane ve eğitim kurumlarını da hedef alarak sivil altyapıyı da tahrip etti. Söz konusu bu saldırılar nedeniyle de bölge tamamen harabeye döndü.
Ayrıca saldırılarda sadece Filistinli siviller değil, aynı zamanda çok sayıda Batılı yardım görevlisi de yaşamını yitirdi. Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) İcra Direktörü Catherine Russell, İsrail’in en az 278 yardım görevlisini öldürdüğünü belirterek, “Bu rekor bir sayı. Diğer yardım görevlileri ise ya tehlikeye atıldı ya da işlerini yapmaları engellendi.” ifadesini kullandı.
Refah’ta sivil ölüm yok(!)
Netanyahu yaptığı konuşmada, Gazze’deki saldırılardan kaçan sivillerin sığındığı ve defalarca toplu katliamlara maruz kalan güneydeki Refah kentinde “neredeyse hiçbir sivilin hayatını kaybetmediğini” iddia etti.
Ancak hepimizin hatırladığı üzere Netanyahu’nun Refah’a yönelik büyük saldırı planı, uluslararası tepkiler ve seçim yarışına giren ABD Başkanı Joe Biden’ın endişeleri nedeniyle “sınırlı” kalmıştı.
Yine de İsrail ordusu, 7 Mayıs 2024’te Gazze Şeridi’nin güneyindeki yerinden edilen Filistinlilerin sığındığı Refah kentine kara saldırısı başlatarak, Mısır ile Gazze arasındaki Refah Sınır Kapısı’nın Filistin tarafını işgal etmiş ve geçişleri kapatarak yüz binlerce Filistinliyi yerinden etmişti.
Oysa, uluslararası tepkilere rağmen, yüz binlerce yerinden edilmiş Filistinlinin göçe zorlandığı Refah saldırılarında, çocuklar ve kadınlar da dahil olmak üzere her gün onlarca sivil öldürüldü.
Netanyahu herkesin aklıyla alay etti
Onlarca uluslararası kurum ve kuruluşun daha önce birçok defa haberini yaptığı ve yardım çağrısında bulunduğu Gazze’deki halkın aç ve susuz bırakılması hakkında konuşan İsrail Başbakanı, orada bulunan herkesi tiye aldı.
Gazze’ye yardımların girişini engelleyerek halkı aç ve susuz bırakmasına rağmen Netanyahu, Gazze’de “her bir kişiye 3 bin kalori yiyecek girmesine izin verildiğini ve Hamas’ın bu yardımları çaldığını” öne sürdü.
Gelin görün ki gerçekler hiç de Netanyahu’nun söylediği gibi değildi.
Birleşmiş Milletler (BM) Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) ve Dünya Gıda Programı (WFP), Gazze’de nüfusun yarısı olan 1 milyondan fazla kişinin kıtlık ve ölümle karşı karşıya kalacağı yönünde haberler yapmıştı.
UNICEF de, Gazze’de 10 çocuktan 9’unun ciddi gıda kıtlığıyla mücadele ettiğini duyurmuş ve BM’nin 11 Temmuz’da yaptığı son açıklamada ise İsrail saldırıları altındaki Gazze’de yaklaşık yarım milyon kişinin “felaket düzeyinde” açlıkla karşı karşıya olduğu kaydedilmişti.
Gazze Şeridi’ne yönelik 9 aydır süren saldırılar nedeniyle 100 binlerce Filistinli sürekli göçe zorlanıyor, zorlu çadır hayatına maruz bırakılıyor ve gıdaya erişimleri de kısıtlanıyor.
Saldırıların başından bu yana İsrail’in Gazze’ye yardım girişini engellediği medya ve uluslararası raporlara yansırken ordunun, Refah kentine saldırıları ve sınır kapısını işgal etmesi üzerine bölgeye varmaya çalışan yardım girişleri de askıya alınmıştı.
Birleşmiş Milletler Yakın Doğu’daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA), 15 Haziran’da yaptığı açıklamada, İsrail’in yardımların girişini engellediği Gazze’de, 50 bin çocuğun akut yetersiz beslenme nedeniyle tedaviye ihtiyaç duyduğunu bildirmişti.
Alay ettiği yetmedi ve yüz binlerce kişiye “aptallar” dedi
İsrail Başbakanı Netanyahu’nun Gazze politikasına tepkilerini göstermek amacıyla toplanan binlerce kişi, Washington’da Beyaz Saray ile Kongre arasındaki ana güzergah olan Pennsylvania Caddesi’ni trafiğe kapatmıştı.
Amerikalı Müslümanlar ve Filistinlilerin yanı sıra Netanyahu’nun politikalarına karşı çıkan birçok Yahudi sivil toplum örgütü ve insan hakları aktivisti de İsrail Başbakanı’nı protesto etmek için bir araya geldi.
Göstericiler, ellerinde “Gazze’de hemen ateşkes”, “Soykırımcı Bibi”, “Soykırımcı Biden”, “Özgür Filistin” ve benzeri yazılar içeren pankartlar taşıyarak sık sık Netanyahu aleyhinde sloganlar attı.
Konuşması sırasında Kongre binası dışında gösteri düzenleyen protestocuları “İran’ın kullanışlı aptalları” olarak nitelendiren Netanyahu, kendisini protesto edenlerin İran tarafından finanse edildiğini öne sürdü.
Ancak işin garip tarafına bakın ki İsrail’de, Netanyahu hükümetine karşı ve Gazze’deki İsrailli esirlerin ailelerine destek vermek amacıyla düzenli olarak kitlesel gösteriler yapılıyor ve bu hükümet karşıtı protestolara katılan kişilerin sayısı 100 binleri aşıyor.
Başkent Tel Aviv başta olmak üzere birçok şehirde aylardır neredeyse her hafta gösteriler düzenleniyor. Bu gösterilere muhalif liderler ve esir yakınları da katılıyor. Hatta göstericiler zaman zaman Batı Kudüs’teki meclis binasını basıyor.
Dünya genelinde de Gazze’deki katliamın sona ermesi çağrısıyla birçok yoğu katılımlı gösteriler düzenleniyor. Düzenlenen bu gösteriler arasında en yoğun katılımlı gösterilerde başta Washington, New York gibi büyük şehirler olmak üzere birçok başkentte de gözlemlenebiliyor. Dolayısıyla katliama tepki göstermek için düzenli şekilde sokaklara dökülen, çeşitli vatandaşlıklara sahip, yüz binlerce kişi Netanyahu’nun hakaretlerine maruz kaldı.
Fikirde de zikirde de “ateşkes” yok
Netanyahu, Kongre’de 1 saat boyunca yaptığı konuşmasında birçok konuda devamlı şekilde yalanlar sıralarken ateşkes hakkında bir kelime bile etmedi.
Hamas ile İsrail yönetimi arasında aylardır devam ettiği ifade edilen ve ABD’nin önerileriyle görüşmelerin ilerlediği öne sürülen ateşkes müzakerelerine dair Netanyahu’nun tek kelime etmemesi dikkat çekti.
Konuşması sırasında Netanyahu, ortaklarına da şu sözlerle seslendi: “ABD ve dostlarına saldıranlar büyük bir bedel ödeyecek sözü verdim. İsrail’in arkasında ABD’nin olduğunu biliyorum ve bu nedenle size teşekkür ediyorum. Orta Doğu’da ortak çıkarlarımızı korumaya devam ediyoruz. Ben büyük bir minnettarlık duyuyorum. Bu benzeri olmayan bir an.”
Ateşkes hakkında konuşmaya hiçbir şekilde yanaşmayan Netanyahu, “ABD’ye şu çağrıda bulunuyorum. Araçları aletleri bize hızlıca verin biz de hızlıca bitirelim. Gazze’deki savaş yarın bitebilir. Eğer Hamas teslim olur ve tüm rehineleri bırakırsa. Ancak bunu yapmazlarsa İsrail, Hamas’ın askeri yeteneklerini yok edene kadar devam edecek. Bu da tam galibiyet anlamına geliyor. Biz daha azını kabul etmeyeceğiz.” sözleriyle de Gazze’deki katliamlarının devam edeceğinin sinyallerini verdi.
Yukarıda belirtilen ifadelerle yetinmeyen Netanyahu konuşmasının devamında Gazze’ye dair işgallerinin devam edeceğini de şu sözlerle itiraf etti: “Hamas’ı yendikten sonra yeni bir Gazze ortaya çıkabilir. İsrail Gazze’yi yönetmek istemiyor ama güvenliği elimizde bulundurmalıyız. Çünkü Gazze İsrail’e tehdit olmamalı.”
Uluslararası hukuka meydan okudu
Netanyahu konuşmasında, kendisi ve İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında “yakalama kararı” başvurusunda bulunan Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) Başsavcısı Kerim Han’a yönelik olarak ise, UCM’nin İsrail’in Gazze’deki saldırılarında “ellerini kelepçelemeye çalıştığını” ve “sırada Amerika’nın olduğunu” savundu.
Uluslararası Adalet Divanı’nda (UAD) “soykırım” suçlamasıyla yargılanmaya devam eden İsrail’in Gazze’de işgalci güç konumunda olduğu ve Doğu Kudüs ile Batı Şeria’da da işgalci olduğu tespit edilmişti.
UAD, İsrail’in işgal ettiği topraklardaki yerleşim politikalarının Cenevre Sözleşmesi’ni ihlal ettiğini ve Filistin topraklarındaki ilhak uygulamalarının “hukuka aykırı” olduğunu ifade etmişti.
Cumhuriyetçiler ayakta alkışlarken Demokratlar boykot etti
Netanyahu, ABD Kongresi’nde yaptığı konuşma esnasında Temsilciler Meclisi ve Senato’daki Demokrat üyelerin neredeyse yarısı tarafından boykot edildi.
Netanyahu’nun 2015’teki konuşması da Demokratlar tarafından boykot edilmişti. Fakat incelendiği zaman 2015 yılında gerçekleşen konuşma, 58 adet Demokrat tarafından boykot edilirken bu sayı dünkü konuşmada neredeyse ikiye katlanarak 96 adet Demokratın boykot etmesine ulaştı.
ABD Kongresinin Filistin asıllı tek temsilcisi Rashida Tlaib, oturuma kefiyesiyle katılarak, Netanyahu konuşurken elinde “savaş suçlusu” ve “soykırım suçlusu” yazılı döviz tutarak tepkisini açıkça gösterdi.
Tlaib, Netanyahu’nun konuşmasının ardından ayakta alkışlanmasını ise “iğrenç” olarak nitelendirdi.
Ayrıca ABD Kongresinin önemli isimlerinden Senatör Bernie Sanders ile eski Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi, Kongre’ye hitap eden İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’ya sert sözlerle tepki gösterdi.
Kendisi de bir Yahudi olan ve İsrail yönetimine yaptığı eleştirilerle dikkat çeken Senatör Sanders, Amerikan MSNBC kanalında katıldığı bir yayında neden Netanyahu’nun konuşmasını protesto ettiğini anlattı.
Netanyahu’nun konuşmasını dinlemeye gitmeyeceğini belirten Sanders, “Onun bir savaş suçlusu olduğunu düşünüyorum. Bence kesinlikle Kongre’ye davet edilmemeliydi.” dedi.
Sanders, “İsrail’in Netanyahu’nun sağcı aşırılıkçı hükümeti altında askeri harekatı kapsamında yaptıkları korkunç. Savaşın sona ermesi için ve Gazze’deki kadın ve çocuklara derhal insani yardım sağlanması için elimizden gelen her şeyi yapmalıyız.” şeklinde konuştu.
Gazze’de yaşananların korkunç olduğunu kaydeden Sanders, “Bu, korkunç bir insani felaket. Bu yüzden Bay Netanyahu’yu dinlemeye gitmeyeceğim. Bence kesinlikle Kongre’ye davet edilmemeliydi.” ifadesini kullandı.
Benjamin Netanyahu’s presentation in the House Chamber today was by far the worst presentation of any foreign dignitary invited and honored with the privilege of addressing the Congress of the United States.
Many of us who love Israel spent time today listening to Israeli…
— Nancy Pelosi (@SpeakerPelosi) July 24, 2024
Nancy Pelosi ise X hesabından yaptığı paylaşımda, “Netanyahu’nun Kongredeki sunumu, ABD Kongresine hitap etme ayrıcalığıyla onurlandırılan yabancı bir liderin yaptığı açık ara en kötü konuşmaydı,” değerlendirmesinde bulundu.
Pelosi, 7 Ekim’den sonra İsrail’i ziyaret ettiğini ve esir ailelerinin en önemli beklentilerinin bir an önce ateşkes olduğunu vurgulayarak, “Umarım Başbakan (Netanyahu), zamanını bu amacı gerçekleştirmek için harcar,” ifadelerini kullandı.
“Bu bir ikiyüzlülüktür”
Bazı Demokratlar, Temsilciler Meclisi Başkanı Mike Johnson ve Senato Çoğunluk Lideri Chuck Schumer’in Netanyahu’yu davet etme kararını, Gazze’de ölü sayısının hızla arttığı bir dönemde “ikiyüzlülük” olarak eleştirdi.
Netanyahu’yu boykot eden Demokrat Temsilciler Meclisi Üyesi Summer Lee, “Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin savaş suçları işlediğinde onu kınıyoruz. Ancak Netanyahu söz konusu olunca bahaneler ve bombalar havada uçuşuyor. Bu ikiyüzlülük ne yazık ki ortadan kalkmıyor.” ifadelerini kullandı.
Netanyahu’nun konuşmasından önce açıklamalarda bulunan Lee, “Gazze’nin büyük bir bölümü, İsrail ordusu tarafından ABD’den alınan silahlarla yerle bir edildi. Ölen 39 binden fazla Filistinlinin çoğunluğunu kadınlar ve çocuklar oluşturuyor ve bu ölümler her gün artmaya devam ediyor. Evler ve altyapı tahrip edildi. Biz ise tüm bunların sorumlusu olan Netanyahu’yu Kongre’de açık kollarla karşılıyoruz.” şeklinde konuştu.
Bir diğer Demokrat Kongre üyesi Cori Bush da İsrail Başbakanı’nın konuşmasına yönelik tepkisini, “Çok kızgınım, öfkeliyim. Bugün olanlardan dolayı utanıyorum. Kendi hükümetimiz bu soykırımın her adımına aktif olarak suç ortağı oluyor.” sözleriyle gösterdi.