Yapay zeka gelecekteki ekonomimizi nasıl şekillendirecek?
Altman salı günü yaptığı konuşmada, yapay zekanın sosyo-ekonomik değişime yol açabileceği ve bunun sonuçlarının ne olabileceği üzerinde durdu. İnsanların bu teknolojiye olan yaklaşımlarının geçen yıllarda ki kadar ciddi olmadığını belirten Altman, bu durumun gelecekte sorunlara yol açabileceğini ifade etti.
Ayrıca, Altman yapay zekanın iş gücü piyasasındaki etkileri konusunda da kaygılarını dile getirdi. ChatGPT gibi araçlar tarafından desteklenen yapay zeka uygulamalarının, işler üzerinde önemli değişikliklere sebep olabileceğini söyledi.
Panelde konuşan Altman, ChatGPT’ye güç veren dil modeline atıfta bulunarak, “GPT-4’ün ekonomi üzerinde tespit edilebilir çok büyük bir etkisi olmadı ve bu yüzden insanlar, ‘Ah, bu konuda çok endişeliydik fakat bu çok ciddi bir sorun değil’ dediler. “Bu yüzden ilerleyen yıllarda insanların bunu yeterince ciddiye almamasından korkuyorum çünkü bu çok ama çok büyük bir sorun” diyerek bu konunun altını çizdi.
Altman’ın katılmış olduğu panelde, “Şu anda en çok endişelendiğim şey, sosyo-ekonomik değişimin hızı ile büyüklüğü ve bunun ne gibi etkileri olabileceği” diyerek endişelerini tekrarladı.
Bu yılın başlarında yapılan bir Uluslararası Para Fonu araştırması, yapay zekanın “gelişmiş ekonomilerdeki” işlerin yaklaşık %60’ını etkileyebileceğini ortaya koydu. IMF, bu işlerin kabaca yarısının otomatikleştirilebileceğini, bunun da daha az işe alım ve çalışanların daha düşük ücretler ile çalışmak zorunda kalmaya yol açabileceğini yazdı. McKinsey tarafından yapılan farklı bir araştırmaya göre, 2030 yılına kadar yaklaşık 12 milyon ABD çalışanının iş değiştirmesi gerekebileceği tespit edildi.
Çalışma dünyasının, yapay zekanın işleyişi ve iş gücü piyasasına olan etkileriyle hızla değiştiği şu an bile gözlemlenebiliyor. Özellikle yapay zeka teknolojilerinin gelişmesiyle birlikte, iş dünyasında bazı temel değişiklikler gözlemleniyor. İşler üzerindeki bu etkiler, bazı şirketlerin CEO’ları tarafından daha somut şekilde dile getiriliyor. Örneğin, çeşitli endüstrilerdeki bazı CEO’lar, müşteri hizmetleri gibi alanlarda çalışanlarını yapay zeka tabanlı sohbet robotlarıyla değiştirdiklerini açıklıyorlar. Bu robotlar, standart sorguları yanıtlama, müşteri taleplerini işleme gibi görevleri insan müdahalesine gerek kalmadan yerine getirebiliyor.
Bu teknolojik değişim, profesyonel alanlarda da benzer bir eğilimi teşvik ediyor. Özellikle bilgi işlem ve müşteri destek gibi alanlarda çalışan bazı profesyoneller, rutin görevlerini ve bazı karar alma süreçlerini ChatGPT gibi yapay zeka destekli araçlara devretmeye başladıklarını belirtiyor. Bu araçlar, doğal dil işleme kabiliyetleri sayesinde, insanların yerine geçebilecek düzeyde karmaşık işlemleri gerçekleştirebiliyor. Örneğin, ChatGPT, müşteri sorularına yanıt vermek, içerik üretmek veya veri analizi yapmak gibi görevleri üstlenebiliyor.
Bu gelişmelere rağmen yapay zeka, tüm çalışanlar için kasvet getiren bir teknoloji anlamına gelmiyor. Yapay zeka konusunda iyimser olanlar, teknolojinin nasıl kullanılacağını bilmenin çalışanların zamandan tasarruf etmesine ve üretkenliği artırmasına yardımcı olabileceğini söylüyor. Hatta yapay zekayı iyi kullanan ve gelişmeleri takip eden çalışanların, şirket basamaklarını tırmanarak daha fazla para kazanmasının da mümkün olduğu belirtiliyor.
Ancak Altman, yapay zekanın işgücü piyasasındaki potansiyeli konusunda hala endişeli olduğunu belirtiyor. Geçen yıl CNBC’ye verdiği bir röportajda ChatGPT’den “biraz korktuğunu” söylemiş ve şirketinin kurulmasının birçok işi “ortadan kaldırabileceği” uyarısında bulunmuştu. Altman, “Eğer bu konuda endişelenmediğimi söyleseydim, ya bana güvenmemeliydiniz ya da bu işte olduğum için çok mutsuz olmalıydınız” demişti.
Bu konuşmanın yapıldığı panel, OpenAI ve jeopolitik konular üzerine odaklanıyordu ve Altman’ın yapay zekanın ekonomik etkileri üzerine olan endişeleri, teknolojinin ilerleyişini ve potansiyel zararlarını ön plana çıkardı. Altman, yapay zekanın gelişimi ve kullanımının dikkatli bir şekilde yönetilmesi gerektiğini, aksi takdirde beklenmedik ve istenmeyen sonuçlar doğurabileceğini vurguladı.