OpenAI 12 günlük serisinin 3.gününde video üretimi aracı Sora’yı tanıttı!
OpenAI, video üretim aracı Sora’yı Pazartesi günü kullanıcıların hizmetine sundu. Ancak şirket, bu güçlü aracın dikkat çeken bir özelliğini tüm kullanıcılar için erişime açmamayı tercih etti. Sora’nın, gerçek bir kişinin fotoğrafını ya da videosunu kullanarak video oluşturma yeteneği, şu an yalnızca “sınırlı bir kullanıcı grubu” tarafından test edilebiliyor. OpenAI, bu kararın temelinde güvenlik endişelerinin ve etik sorumlulukların bulunduğunu belirtti.
OpenAI’nin blog yazısında, “Gerçek kişi görüntülerini kullanarak video oluşturma özelliği, kötüye kullanım için potansiyel bir risk taşıyor. Bu nedenle bu özelliği kademeli olarak devreye alıyoruz ve ilk kullanım örneklerinden öğrenmeye odaklanıyoruz” ifadelerine yer verildi. Sanatçılardan alınan erken geri bildirimlerin, bu özelliğin güçlü bir yaratıcı araç olabileceğini doğruladığı belirtilirken, şirket bu teknolojinin kötüye kullanılmasını önleyecek bir güvenlik çerçevesi geliştirmeyi amaçladığını belirtiyor.
OpenAI’ın Güvenlik Önlemleri ve Moderasyon
Sora platformunda üretilen videolar, özellikle reşit olmayan kişilere dair görüntüler içeriyorsa sıkı bir moderasyon sürecinden geçiriliyor. OpenAI, cinsel, şiddet içeren ya da zarar verici içeriklerin üretimini engellemek için özel filtreler geliştirdiğini belirtiyor. Ayrıca Sora’da oluşturulan tüm videolara, C2PA (Content Authenticity Initiative) teknik standartlarına uygun meta veriler ekleniyor. Bu meta veriler, videoların kaynağını doğrulamaya yönelik bir araç olarak işlev görüyor ve destekleyen platformlar için Sora’dan üretildiğini hızlıca tespit etme imkânı sunuyor.
Soranın Yenilik Getiren Araçları
Telif hakkı ihlallerine yönelik eleştirilere yanıt olarak OpenAI, Sora’ya “prompt re-writing” adlı bir mekanizma ekledi. Bu özellik, kullanıcıların yaşayan sanatçıların tarzlarını birebir taklit eden videolar üretmesini engellemek için tasarlandı. Prompt re-writing, kullanıcının video üretiminde bir sanatçıya ait stili talep ettiği durumlarda devreye giriyor. Sistem, talep edilen sanatçının adı veya tarzıyla ilgili ifadelere müdahale ederek, bu tarzı taklit etmeyen ancak kullanıcıya benzer bir deneyim sunabilecek alternatif içerikler üretiyor.
Bu mekanizma, kullanıcıların yaratıcı süreçlerini desteklerken, sanatçıların telif haklarının ve özgün stillerinin korunmasını sağlıyor. Örneğin, bir kullanıcı bir sanatçının adıyla bir stil oluşturmak istediğinde, prompt re-writing özelliği bu talebi yeniden yazarak orijinal sanatçının tarzını yansıtmayan bir içerik oluşturulmasını sağlıyor. Bu yöntem, hem içerik üreticilerinin yaratıcı özgürlüklerini koruma hem de sanatçıların haklarını ihlal etmeme hedeflerini bir araya getiriyor. OpenAI, bu mekanizma sayesinde yaratıcı topluluğu desteklerken, etik sorumluluklarını da yerine getirmeye çalışıyor.
OpenAI’ın bu hamlesi, yapay zeka teknolojileriyle yaratılan içeriklerin etik ve yasal sınırları üzerine süregelen tartışmaları yeniden gündeme getiriyor. Son yıllarda yapay zeka şirketlerine, izinsiz sanat eserlerini ve içerikleri kullanarak modellerini eğittikleri gerekçesiyle birçok dava açıldı. OpenAI, Sora’yı eğitmek için “çeşitli veri setlerinden” faydalandığını belirtse de, bu veri setlerinin kaynağı ve kapsamı hakkında detaylı bilgi paylaşmadı.
Sora, yalnızca “prompt re-writing” aracıyla değil, aynı zamanda video üretim ve düzenleme süreçlerinde kullanıcılarına yaratıcı içerik üretimini kolaylaştıran yenilikçi araçlar sunarak, modern medya üretiminde önemli bir rol üstleniyor.
Sora’nın öne çıkan araçlarından biri olan “Re-mix”, mevcut videolar üzerinde detaylı düzenleme yapma imkânı tanıyor. Bu özellik, kullanıcıların halihazırda var olan videolar üzerinde yaratıcı değişiklikler yaparak özgün içerikler oluşturmasına olanak tanıyor. Ayrıca, “Storyboard” arayüzü, video sahnelerinin sıralanmasını kolaylaştırarak bir hikâye yapısını düzenlemeye veya birden fazla videoyu bir araya getirmeye yardımcı oluyor. Kullanıcılar, bu özellik sayesinde daha karmaşık video projelerini kolaylıkla oluşturabiliyor.
Sora’nın “Blend” aracı ise iki farklı videoyu birleştirerek, her iki içeriğin belirgin unsurlarını koruyan tamamen yeni bir video yaratılmasını sağlıyor. Bu özellik, yaratıcı içerik üreticilerinin farklı fikirleri birleştirerek benzersiz eserler ortaya çıkarmasına imkan tanıyor. Ayrıca, “Loop” aracı, videoların kesintisiz döngüler halinde oynatılmasını sağlayarak özellikle sosyal medya gibi platformlar için dikkat çekici içerikler yaratmak isteyen kullanıcılar için ideal bir çözüm sunuyor.
Son olarak, “Re-cut” aracı, sahnelerin daha hassas bir şekilde düzenlenmesine olanak tanıyor. Bu özellik, videoların ritmini, uzunluğunu ve temposunu ayarlamak isteyen kullanıcılar için detaylı düzenleme imkânı sağlıyor. Sora’nın bu araçları, video üretimi ve düzenleme sürecini daha erişilebilir ve yaratıcı bir deneyim haline getirerek kullanıcıların içerik üretimindeki sınırlarını genişletiyor.
Sora’nın Lansmanı ve Avrupa’ya Geçiş Süreci
Şu anda Sora, yalnızca OpenAI’ın ChatGPT Pro ve Plus aboneleri için belirli ülkelerde kullanıma sunuldu. Sora’nın ürün lideri Rohan Sahai, bir canlı yayında yaptığı açıklamada, OpenAI’ın karşı karşıya olduğu sorumluluğa dikkat çekti. Sahai, “OpenAI olarak üzerimizde büyük bir hedef olduğunu biliyoruz. Sora’nın yasa dışı faaliyetlerde kullanılmasını önlemek istiyoruz, ancak bunu yaratıcı ifadeyi destekleyen bir şekilde dengelememiz gerekiyor. Bunun devam eden bir zorluk olacağını biliyoruz, ilk günden mükemmel olmayabiliriz. Bu nedenle biraz temkinli bir başlangıç yapıyoruz ve moderasyon sistemlerimiz tam olarak yerinde değilse bize geri bildirim sağlayabilirsiniz” ifadelerini kullandı.
ChatGPT aboneliği olmayan kullanıcılar da dahil olmak üzere Sora’nın ana sayfa akışında diğer kullanıcılar tarafından üretilen yapay zeka videolarını izleyebiliyor. Sora, ABD ve birçok ülkede kullanıma sunulmuş olsa da OpenAI CEO’su Sam Altman, Avrupa ve Birleşik Krallık için lansmanın “biraz zaman alabileceğini” belirtti.
Sora’nın tanıtımı, şirketin alfa test programında yer aldıklarını iddia eden bir grup sanatçının, OpenAI’ı ücretsiz Ar-Ge ve PR çalışmaları için kullandığı gerekçesiyle ürünü sızdırmasından yalnızca bir hafta sonra gerçekleşti. Bu protesto, şirketin geliştirme süreçlerinde şeffaflık ve etik uygulamalar konusundaki tartışmaları yeniden gündeme getirdi.